İZMİR SANAYİCİ VE İŞ İNSANLARI DERNEĞİ BAŞKANI HÜSEYİN CENGİZ: “Türk ye ve dünyaya model olacak yatırımların peş nde olacağız” YAYINLANMIŞ 5 KİTABI VAR
İzmir Sanayici ve İş insanları Derneği’nde başkanlık görevini Hasan Küçükkurt’tan devralan Hüseyin Cengiz, yeni dönem projelerini EKONOMİ EGE ile paylaştı. Cengiz, yeni dönemde bir yandan sosyal dayanışmayı artıracaklarını, bir yandan da iş dünyasının bir sivil toplum kuruluşu olarak Türkiye’ye ve dünyaya model olabilecek yatırımlar yapmak peşinde olacaklarını ifade etti.
B ze İZSİAD’ı tanıtır mısınız?
İzmir’in en önemli iş örgütlerinin başında gelen İZSİAD aynı zamanda bir vicdan örgütü. Ülkedeki ticari hayatı etkileyen her türlü gelişmenin yakın takipçisi olarak, üyelerimizin ekonomik değişimlere göre hızlı pozisyon almalarını sağlamayı hedefliyoruz. İZSİAD ekseriyetle sıfırdan, tırnakları ile kazıya kazıya belli bir seviyeye gelmiş girişimcilerin bulunduğu bir STK. Birinci kuşakların hala aktif olduğu İZSİAD, artık ikinci kuşakların da dahil olduğu, hatta yönetime girdiği bir dönemi yaşıyor.
Göreve yen geld n z, ne tür çalışmalar planlıyorsunuz?
Malum bir yerel seçim süreci yaşıyoruz. Bir iş örgütü olarak göreve gelecek başkanla 5 yıl boyunca projeler yürüteceğiz. İZSİAD, bugüne kadar siyaset üstü bir anlayışla kentin mülki idare amirleri ve yerel yöneticileri ile uyumlu bir ilişki kurdu. Beklentilerimizi, kentimize dair hayallerimizi başkana anlatmak durumundayız. Geçmiş dönemde pek çok projeye imza attık. Hasan Küçükkurt’tan sonra bayrağı devralmak hiç kolay değil. Halka, topluma, kente dokunan projeler üretmeye devam ederken bu dönemde üyelerimizin ve ülkemizin ekonomik durumlarına müdahale edebilecek bir mekanizmayı kurmanın peşindeyiz. Hem dünyada hem de ülkemizde maalesef hızla kötüye giden ekonomik durum karşısında üyelerimizin daha güçlü pozisyon alabilmeleri, sinerjiyi artırabilmeleri için, devletle olabilecek iş çözümleri için köprü olacağız.
Önümüzdek dönem ağırlık vereceğ n z konular – projeler neler olacak?
Yaptığımız bir ankette üyelerimizin büyük çoğunluğunun finansmana erişiminde ciddi problemleri olduğunu tespit ettik. Hem kamu hem de özel bankalar ile görüşmeler yapmaya başladık. Uluslararası fonlardan yararlanmak ile ilgili de 1976 doğumlu olan Hüseyin Cengiz, ilk ve orta öğrenimi Tunceli’de, lise öğrenimini İzmir’de tamamladı. Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü mezunu olan Cengiz’in biri deneme, ikisi biyografik roman, iki tanesi de tarihsel roman olmak üzere yayımlanmış beş kitabı var. BASİFED ve TÜRKONFED’in yönetimlerinde yer alan Cengiz, Birleşmiş Milletler’in dünya genelinde onaylı gıda tedarikçisi olan, 70 yıllık bir firmanın üçüncü kuşak temsilcisi.
projelerimiz var. İnovatif ürünler ve kadın istihdamına yönelik iki projenin hazırlıklarına başladık. 9 Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden Profesör Sabri Erdem’i de İZSİAD bünyesine dahil ettik. AB fonlarından yararlanmak için kadro kuruyoruz. Bir de İzmir Büyükşehir
Belediyesi’nin şirketi ESHOT ile endüstriyel simbiyoz çalışmaları yapmayı düşünüyoruz. Ayrıca üretim personellerinin toplu taşımada desteklenmesi için bir çalışma düşünüyoruz. Dikili Tarıma Dayalı Sera İhtisas OSB’de yaklaşık 20 üyemiz sera altı üretim için yatırım yapacak. Bu projenin daha da büyümesini hedefliyoruz. Burada yeni bir model yaratabiliriz. Sosyal dayanışmayı artırırken, Türkiye’ye ve dünyaya model olabilecek yatırımlar yapmak peşinde olacağız.
S zce İzm r ekonom dek potans yel n yeter nce değerlend reb l yor mu?
İzmir’e e dair ‘kimliksiz kent, kararsız kent, ne olacağını belirleyememiş kent’ gibi yakıştırmalar var. Bunların hepsi yanlış. İzmir; Bursa gibi otomotiv, Denizli gibi tekstil, Konya gibi tarım, Erzurum gibi hayvancılık, Kocaeli gibi sanayi, Antalya gibi turizm kenti değildir. İzmir bunların hepsidir. İzmir’in zenginliği, güzelliği, farklılığı çok sesli, çok yönlü olmasından geliyor. Ancak bu çok fazla şapkanın her birini hakkıyla giyebiliyor muyuz derseniz onun yanıtı elbette hayır. İzmir, bir liman kenti olmanın avantajlarını yeterince kullanamıyor. Bu da sanayi ve ticaret yönünden elini zayıflatıyor, İzmir’in çevresi, tarihi dokular ve değerleriyle bezeliyken kent içi turizme elverişli noktalarını yeterince parlatamıyor, konaklama için yatak kapasitesi yaratamıyor, bu da turizm kenti olmasının önünde engel. Tarımsal potansiyeli büyük ama onda da benzer problemler yaşıyoruz. Sanayi alanı yaratamıyoruz. Kısacası tüm alanlarda önemli bir potansiyeli barındırıyor kentimiz ama hiçbiri için ‘evet bunun hakkını veriyoruz’ diyemiyoruz.
İzm r’de önümüzdek dönemde öne çıkacak konular, sektörler, yatırımlar neler olmalı?
Her şey katma değerli, inovatif ürünler üretmekten geçiyor. Hangi sektör olursa olsun, inovatif ve katma değerli ürün üretmek zorundayız. Tarımda, hayvancılıkta teknoloji kullanımı inanılmaz bir verimlilik sağlıyor, Hollanda’nın tarımsal alanlarının büyüklüğüne bakın, bizim tarımsal alanlarımızın büyüklüğüne bakın. Bir de dönüp verimliliğe bakın. Verimlilik, bizim çözmemiz gereken asıl konu. Verimliliği besleyen konunun katma değerli üretim olduğunu görüyoruz. Bu iki konuyu dikkate alarak kentin potansiyeline odaklanıldığında İzmir’in hızla kalkınacağına inanıyorum. Yüksek teknoloji üretimi, yazılım sektörü İzmir’de güçlü bir damar yakalayabilir. Tabi kentsel dönüşüm, yeni bir çevre yolu, kent içi trafik sorununa yönelik çözümler, yeni OSB’ler öncelikli yatırım alanları olarak öne çıkıyor.