Geleneksel Finansmana Alternatif: Blockchain
Dünyanın en popüler dijital cüzdanı olan blockchain, geleneksel finans dünyasına önemli bir alternatif sunuyor. Henüz başlangıç aşamasında olan blockchain’in de çözülmemiş sorunları var. Şimdi bu sorunların çözülmesi için alternatifler gündeme geliyor.
On binlerce yıl önce hayvanları takas ederek yaşayan atalarımızdan, bugün borsalarda hisse alışverişi yapan brokerlara kadar gelen takas, toplumun temel bir unsurudur. Tarih boyunca ihtiyaç duyduğumuz şeyler için hep ticaret yaptık ve bu işlemler sonucunda hayatta kaldık. Hayvana ve tahıla dayalı işlemlerden paraya geçiş yaparken, varlıklarımızı yönetmemize yardımcı olmak için bankalar, yatırım firmaları ve borç verenler gibi finansal kurumlara giderek daha fazla güvenmeye başladık. 2015 yılı itibarıyla, ABD’deki hane halklarının yüzde 93’ünün en az bir vadesiz veya tasarruf hesabının olduğu açıklandı, bunlara konut kredisi kullanan, kredi kartı olan veya finans endüstrisi ile başka türlü bağlantıları bulunan milyonlarca insan dahil değil. On yıllar boyunca, hayatımızın neredeyse her yönünde bir şekilde üçüncü taraf bir finans kuruluşu ile karşılaşmışızdır, ancak yaygın olmasına rağmen bu kurumlar temelde kusurludur. Beklenmedik ücretler ve yavaş işlem süreleri, kullanıcıları sürekli hayal kırıklığına uğratıyor, ancak bu sorunlar dahi, diğer temel konulara kıyasla nispeten hafif kalıyor.
Verileri merkezi sunucularda depoladıklarından, bankalar ve diğer geleneksel finansal kurumlar güvenlik ihlallerinden etkileniyorlar. Bazı durumlarda bu ihlaller, korsanların 2016’da Bangladeş’in merkez bankasından 80 milyon dolar çaldığında olduğu gibi büyük paraların kaybedilmesine de yol açabiliyor. Başka bir durumda, bir Brezilyalı bankanın web sitesi Nisan ayında beş saat boyunca ele geçirildiğinde kimlikler hedeflenmişti, bu süre boyunca hesap sahipleri isteyerek hacker’lara hassas kişisel bilgilerini verdiler. Bu kurumların giriş için engelleri de var, bu sayede bazılarının sisteme katılımı engelleniyor. Örneğin, ödenmeyen bir çek gibi geçmişte yapılan tek bir hata, kişinin birkaç yıl bir banka hesabı açmasının engellenmesine neden olabiliyor. Suudi Arabistan gibi bazı ülkelerde kadınların kocalarından izin almadan hesap açmasına bile izin verilmiyor. Bu ve benzeri nedenlerle dünya genelinde yetişkin nüfusun yüzde 38’inin bir banka hesabı yok. Halen faaliyet gösterdiği halde dünya ekonomisine büyük ölçüde katılamayan yaklaşık 2 milyar kişi var. Neyse ki blockchain, geleneksel finansmana bir alternatif olarak ortaya çıktı.
Blockchain
Blockchain, dağıtık bir dijital muhasebe defteridir. Bu, işlemleri onaylayan ve kaydeden (bir banka ya da aracı kurum gibi) merkezi bir otoriteye sahip olmadığı anlamına gelir. Bunun yerine, iki taraf blockchain varlıkları (daha çok kripto para olarak bilinir) ile ticaret yapmak istediğinde, bir bilgisayar ağına talep gönderilir. Bu “düğüm” işlemi, muhasebe defterine benzer bir kopyada tek tek onaylanıp kaydedilirler ve bu işlemlerin bir grubu, blockchain üzerinde zaman damgalı bir blok haline gelir. Bu işlem birkaç saniye içinde tamamlanabilir ve blockchain dağıtık olduğu için (ve bir merkezi sunucuya bağlı olmadığından), klasik finans kurumlarını tehlikeye atan güvenlik sorunlarına karşı korunur. Herkes blockchain ekonomisine katılabilir ve işlemler kişilerin kimliklerini daha da koruyacak şekilde anonim olarak tamamlanabilir. Geçen sene boyunca bu tür avantajlar, kripto para birimlerine ilgiyi çekmeye başladı. Küresel kripto pazarı Ocak ayında göreli olarak önemsiz olan 17 milyar dolarlık bir hacimden 126 milyar dolara yükseldi. Wall Street trader’ları dikkatlerini kredi kartı yerine kripto para ile alışverişe çeviriyorlar ve müşteriler kahveden video oyunlarına kadar her şeyi satın almak için şimdi kripto cüzdanlarını kullanıyorlar. Bununla birlikte, bu büyümeye rağmen, blokchain ekonomisi halen başlangıç aşamasındadır ve tüm aksaklıkları da henüz çözülmedi. En büyük sorunlardan biri, kripto para ticaretinin nasıl yapıldığı ile ilgilidir. Blokchain’in kendisi merkezi olmasa da, varlıkların alım satımı için kullanılan önemli borsalar öyle değiller. Yani, tıpkı bankalar gibi, bu değişimler güvenlik ihlallerine açıktır, bu nedenle alım satım yapanlar bu işleri fonlara bıraktığında, kendilerini bu tür ihlallere açık halde bırakmaktadırlar. Aslında, sadece birkaç ay önce, en büyük bitcoin borsalarından biri hack’lendi ve 30.000 müşterinin verileri ele geçirildi, bu da tahminen $870 bin dolarlık bir kayba yol açtı. Bu takaslar onlarca borsaya yayıldığından, kripto paralara olan ilgi arttıkça tek tek borsalar hacimli talepleri karşılamakta zorluk çekebilirler. Bu likidite eksikliği, işlem yapanları daha yüksek ücret ödemeye zorlayabilirken; aynı zamanda bir kripto paranın değerini yüzlerce dolardan (veya daha yüksek bir değerden) birkaç saniyede cent’ler seviyesine indirebilen “ani çökmelere” yol açabilirler. Şüphesiz, borsaları da ademi merkezileştirme girişiminde bulunulmuştur, ancak bunlar da sorunludur. Örneğin, merkezileştirilmiş borsalardan daha fazla gecikmeye, daha yüksek ücretlere, daha az akışkanlığa ve artan haksız rekabet potansiyeline sahip olabilirler.
Ancak kripto para takasında yeni, alternatif yollar ortaya çıkıyor ve bunlar devam eden sorunların çoğunu çözmeye yardımcı olabilirler. Bu yeni alternatiflerden biri, gerçekten bire bir takas modelinden oluşan bir platform olan AirSwap’tir.
Bire bir takas
AirSwap, Ethereum token’ların işlem gördüğü yeni bir yol. Temel olarak dijital bir para formu olan bitcoin’den farklı olarak bir token, sahibine sistemde bulunan bazı faydaları sağlar, bunların arasında oy hakkı, özel özelliklere erişim veya bir miktar sanal para da yer alıyor. Ethereum’un merkezi olmayan platformu özellikle token ağlarını desteklemek için tasarlandığından, yeni bir token başlatmak isteyen herkes için önemli bir blokchain haline geldi.
AirSwap topluluğunun üyeleri bu token’lar takasa hazır olduklarında, takasla ilgilendiklerini ilan edebilir ve doğrudan diğer üyelerle bağlantı kurabilirler; üçüncü bir tarafa gerek yoktur. Adil bir anlaşma sağladıklarından emin olmak için, AirSwap hem satıcılar hem de alıcılar için bir işlem yapmadan önce gerçek zamanlı fiyat önerileri sunuyor.
AirSwap üyeleri, kendi vitrinlerini oluşturabilir, baştan aşağı yeni ERC20 token’larını yaratabilir ve sorunsuz bir şekilde piyasaya sunabilirler. Token’lar, Ethereum blockchain’inde akıllı bir sözleşme yürürlüğe girene kadar, hem alıcının (emrin “üreticisi”) hem de satıcının (emri “alan”) elinde olduklarından, AirSwap protokolü, merkezi borsalar tarafından sağlanan haksızlığı ortadan kaldırır. Satıcılar borsa tarafından belirlenen varlık fiyatına bağlı olmadıklarından, likidite artık bir problem değildir. Her anlaşma doğrudan iki taraf arasında müzakere edildiğinden ve blockchain yoluyla kurulmadığından, merkezi olmayan borsaların sorunları da ortadan kalkar.
AirSwap, blockchain’in kendisini devrim niteliğinde yapan her şeyi alıyor (üst seviye güvenlik, merkezi bir otoritenin olmaması ve giriş için düşük engel) ve onu blockchain varlıklarının ticaretine uyguluyor. Bu yeni merkezi olmayan borsalardan yararlanmak için token ticareti yapanların yapması gereken tek şey, 10 Ekim’de piyasaya sürülen AirSwap Token’ı (AST) satın almaktır. Bundan sonra da, yeni finans döneminde token varlıklarını sorunsuz bir şekilde yönetmek için AirSwap’ı kullanmakta özgür olacaklardır.