Geçen Yılın En İlginç Bilim Öyküleri
Geri dönüşümlü roketlerden yeni iklim değişikliği uyarılarına kadar, 2017 yılının en heyecan verici bilim öykülerinden bazılarını derledik.
Geçen sene bazen yorucu, şaşırtıcı ve bazen de heyecanlandırıcıydı; fakat en azından akıl yolunu sürdürmek için bir bilime sahibiz. 2017’nin bilimsel atılımları ve buluşları tarih kitaplarında yer alacak cinstendi. Exoplanet’ler (güneş sistemi dışındaki gezegenler), dayanıklı hayvanlar, önceden bilinmeyen akıllı makineler - herkes için bir şeyler vardı. Ancak tüm haberler böyle neşeli değildi. İklim değişikliğiyle bağlantılı olanlar gibi en önemli bulguların bazıları sineye çekilecek cinsten değildi.
CRISPR insan embriyosunu düzenliyor
Bilim ve tıpta zaten devrim yaratan genetik harikalar aracı olan CRISPR’den bahsetmeden bir yıl sonu listesi tamamlanamazdı. Yıllarca CRISPR, çok fazla öne çıkarılmadan genleri düzenlemek için kullanıldı, ancak 2017’de ABD’de CRISPR’nin insan embriyosunu düzenlemede kullanıldığı ilk olayı gördük. Bunu olağanüstü bir şekilde yaptı. Proje, ağır kalp sorunlarına neden olabilecek genetik bir kusurun düzeltilmesi için insan geninin düzenlenmesini içeriyordu. Benzer araştırmalar Çin’de de yürütüldü, ancak zorlu embriyolar üzerinde denendi. CRISPR’nin geleceğinde yasal ve düzenleyici engeller bulunmaktadır (insan embriyoları üzerinde işlem yapılmasının etik sorunlardan söz etmiyoruz), ancak böyle çalışmalar onun potansiyelinin kanıtıdır.
Kuzular bebek biyopoşetlerinde hayatta kaldılar
Ve yılın en garip ve çok sevimli biyoteknoloji olayı: kuzu biyopoşetleri. Philadelphia Çocuk Hastanesi’ndeki doktorlar tarafından yapılan araştırma, rahmin çevresinin bir benzerini oluşturmak üzere sıvı dolu plastik poşetlere yerleştirilen prematüre kuzular üzerinde yapıldı. Sonuçlar, bu “kritik derecede erken” doğan bebeklerin altı haftaya kadar canlı tutulabileceğini gösterdi. Araştırmacılar, potansiyel olarak insan bebekleri için de biyolojik poşetleri kullanmadan önce hayvanlar üzerinde denemeler yapmaya yöneldiler.
Sayborg’lara doğru bir adım daha atıldı: Biyonik cilt
Biliyoruz, biliyoruz, 3D baskı 2015’lerin olayıdır, veya 2016’nın. Her iki durumda da, geçen sene bir yeniden gözden geçirmeye
değer bir avuç 3D baskı atılımı görüldü. Bunlardan en önemlisi, insan derisini seri olarak üretebilen bir 3D biyoyazıcı prototipiydi. Araştırmacılar bundan kısa vadede, teknolojinin yeni bileşenlerinin test edilmesi gibi sınırlı şeyleri beklemekteler, ancak uzun vadede cihazlarının yanık veya cilt problemleri olanlar için cilt nakillerinde kullanılmasını bekliyorlar.
SpaceX roketi yeniden fırlatıldı
SpaceX’in heyecan verici bir yıl yaşadığını söylemek büyük bir abartı olacaktır. Başarılı oldu, ancak 2016 yılından daha az bir ilgi gördüğünü söyleyen Musk ve ekibi, başları dik bir şekilde 2017’ye girdiler. Mart ayında, SpaceX yeniden bir fırlatma gerçekleştirdi ve geri dönüştürülebilen bir roket yeniden yere indirildi, böylece ilk kez bir yörünge sınıfı roketin yeniden fırlatılması başarıyla geçekleştirildi.
Güneş sistemi dışındaki gezegenler
NASA dünyaya Şubat ayında duyuracağı heyecan verici bir güneş sistemi dışı gezegen haberi olduğunu söylediğinde, ajansın yakınlardaki bir yıldız sisteminde bir değil üç potansiyel olarak yaşanabilir dış gezegen keşfettiğini tahmin eden az kişi vardı. TRAPPIST-1 adlı bir cüce yıldızın etrafında keşfedilen üç yaşanabilir bölge gezegeni, yıldızın yaşanabilir bölgesinin hemen dışındaki dört ekstra gezegenle birlikte ilan edildi. NASA, bu gezegenlerden birinin yüzeyinde durmanın nasıl bir şey olabileceğine dair 360 derecelik bir sanal gerçeklik görüntü de yayınladı. Nötron yıldızları uzay-zamanı sarsıyor Şüphesiz bu, yılın uzay-zamanı en çok dalgalandıran keşfiydi. Albert Einstein’ın uzun süre ilgilendiği yer çekimi dalgaları ilk kez 2016’da doğrulanmıştı, ancak geçen yıl Ağustos ayına kadar araştırmacılar, uzaktaki iki nötron yıldızının çarpışmasını doğruladılar, bu da büyük bir patlamaya neden olmuştu ve kelimenin tam anlamıyla uzay zaman dokusunu salladı. Olay, yerçekimi dalgalarını en çok konuşulan bilimsel konulardan biri haline getirdi ve bilim dergisi Science tarafından yılın bilimsel öyküsü olarak adlandırıldı.
AlphaGo geri geldi ve şimdi eskisinden daha iyi
Yapay zeka hakkında bildiğimizi düşündüğümüz şeye bir makinenin meydan
okuması sadece dört oyun sürdü. Google’ın AlphaGo programı geçen yıl en iyi Go oyuncusunu yenilgiye uğrattığında yapay zeka (AI) uzmanları bile şaşkına dönmüştü. Böyle bir başarıyı yakalamak için AI’nın en az on yıl geçirmesi gerektiğini düşünüyorlardı. Ancak AlphaGo emekliye ayrıldıktan birkaç ay sonra 2017 Ekim’inde DeepMind, daha yeni, daha parlak ve daha akıllı bir programı açıkladı. AlphaGo Zero oyuncuları onların bilgileri olmadan yeniyordu. Şaşırtıcı bir şekilde, AlphaGo Zero, Go’yu sıfırdan öğrenmeyi başardı, kurallardan başka bir şey bilmiyor ve yol boyunca kendi bilgisini kendi yaratıyor. Üç gün kendi kendine oyun oynadıktan sonra Zero, önceki sürümünü 100 oyunda da yendi.
Başka bir iklim değişikliği uyarısı daha
Kabul edelim ki iklim değişikliği konusu heyecan vericidir, sadece iyi bir yol değildir. Kaygı uyandıran bir haber daha. Yok etme gücü bizi büyülüyor ve ondan korkuyoruz. Geçen yıl önemli iklim bilim bulguları vardı, fakat belki de en önemli olan şey, NASA ve Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA) tarafından yapılan bir incelemeydi ve kayıtlar ilk kez 1880’de tutulduğundan beri 2016’nın küresel olarak en sıcak yıl olduğu görüldü. Gerçekler ortada. İklim değişikliği bir sahte haber olayı değil. Sahte haberler de ayrıca rahatsız edici bir gerçek.
Dayanıklı bir hayvan
İklim değişikliği konusunun kimin umurunda olmadığını biliyor musun? Su ayılarının. Çünkü inkarcı oldukları için değil, pratikte yıkılmıyorlar. Harvard ve Oxford araştırmacıları sayesinde, “su ayıları” ya da “yosun yavruları” olarak adlandırılan tardigrade’ler sonuna kadar dayanacak canlılar olarak görülüyor. Cehennem sıcağı ya da yüksek su olsun, bu küçük canlılar Dünyanın son canlıları olarak kalabilirler. En azından Güneş 5 milyar yıl sonra gezegenimizi yutuncaya kadar.