Aston Martin: Tüm Zamanların En İyi 10 Modeli
Hepimizin James Bond filmlerinden tanıdığı Aston Martin’in ürettiği tüm otomobil modellerini tarayıp, öne çıkanları seçtik.
Muhtemelen en iyi bilineni James Bond’un seçtiği arabadır, ancak Aston Martin’in gümüş ekranın ötesinde zengin bir geçmişi var. Goldfinger’da 007 tarafından ilk kez sürülen ikonik DB5, Aston’un iş yaşamındaki 105 yıl boyunca ürettiği tek müthiş model değil. Şirket şu anda, süper otomobil Valkyrie, yeni Vantage ve Aston’un ufuktaki ilk SUV’si gibi potansiyel olarak oyun değiştiren yeni modellerle dönüm noktasında bulunuyor. Ancak şimdilik ileriye dönmek yerine geriye bakalım ve Aston’un en çarpıcı araçlarından bazılarını tekrar gözden geçirelim.
Ulster
Ulster ilk Aston Martin değil, ancak Aston’un performanstaki ününü sağlayan araçtır. 1934 Ulster Turist Kupası’nı kazanan yarış arabasının kopyasıydı, dolayısıyla adı da ordan geliyor. 1.5 litrelik dört silindirli motor 85 beygirgücü üretiyordu ve Ulster’ı saatte 100 millik en yüksek hıza taşıdığı iddia edildi – o zamanlar için çarpıcı bir şey.
DBR1
DBR1, şimdiye kadar üretilen en muhteşem otomobillerden biri olmanın yanı sıra, Aston’a, sadece bir kere kazandığı dünyanın en eski otomobil yarışı olan ’24 Hours of Le Mans’ı kazandıran otomobildir. 1959’da Carroll Shelby ve Roy Salvadori’nin pilotluğunda ünlü Fransız yarışı bir DBR1 ile kazanıldı. Sıkı bir şekilde çalışmasına rağmen Aston o zamandan beri o yarışı bir daha kazanamadı.
DB5
Bond. James Bond. Başka ne söylenebilir? DB5, 007 ile ayrılmaz bir şekilde bağlantılıdır ve doğrudur da. Sean Connery, Goldfinger’da bir DB5 modelini sürdüğünde, Aston Martin’i günlük olarak kullanılan bir isim haline getirdi. DB5 tamamen yeni bir modelden çok, kendisinden önceki DB4’ün geliştirilmiş haliydi, ancak şöhreti bugüne kadarki en ikonik Aston olmasını sağladı.
V8 Vantage
Aynı adı taşıyan daha yeni bir modelle karıştırılmasın, orijinal V8 Vantage, Aston’un yıllarca satılan yorgun bir modelden bir süper otomobil çıkarma girişimiydi. 1977’de Aston,
AM V8’i aldı ve gücünü 375 bg’ye yükseltti (daha sonra da 405 bg’ye). Sonuç saatte 170 mil hıza çıkabilen bir arabaydı - o zaman için bu çok etkileyiciydi. V8 Vantage, James Bond filmi ‘The Living Daylights’da yer aldı ve 1980 modeline sahip olan şu anki Aston CEO’su Andy Palmer’ın da favorisi.
DB7
DB7, kuşkusuz, 1990’ların başında Aston Martin’i kurtaran araçtı. DB7, Aston’u 20 yıldır tanımlayan cazip tasarımı tanıttı. Bunların hepsi aynı zamanda hem Aston hem de Jaguar’a sahip Ford tarafından düzenlenmişti ve DB7’nin tamamlanmasına yardım etmek için Jaguar’ın mühendislik kaynakları da kullanıldı.
DB9
Aston, DB9 yerini almadan önce on yıl kadar DB7’yi üretmeyi sürdürdü. DB7’nin 1990’lı yıllarda Aston’u tanımlaması gibi, DB9 da 2000’li yılların başında şirketi tanımladı.
DB9, benzer stili ile DB7 formülünü geliştirdi, ancak sonra Aston’u satacak olan Ford’la çok az açık bağlantı vardı. DB9 inanılmaz derecede uzun yaşadı, 2004’ten 2016’ya kadar üretimde kaldı ve DBS ve Virage gibi modellerin ayrılması için temel oluşturdu.
Rapide
2009 yılında üretimine başlanan Rapide, DB9 için kullanılan VH platformunun genişletilmiş bir versiyonu üzerine oluşturulmuş dört kapılı bir modeldir. Bazı otomobil üreticileri paylaşılan kökeni gizlemeye çalışırken, Aston, Rapide’yi genişletilmiş DB9 gibi görünecek şekilde tasarladı. Akılda kalan en iyi görünümlü dört kapılı otomobillerden birini üretti. Bu temel üzerinde zafer kazanan bu stil, 552 hp’lik V12 ile Rapide S olarak halen üretimdedir. Ayrıca bu, Aston’un tamamen elektrikli ilk otomobilinin temeli de olacaktır.
One-77
Tuhaf bir gövde kiti olan bir DB9 gibi görünebilir, ancak One-77 gerçek bir süper otomobildi. Onun 7.3-litrelik V12’si 750 bg üretiyordu ve otomobilin saatte 220 milllik bir üst hızı vardı. Üretime geçmek için Aston Martin, şimdi Ford GT’yi oluşturan Kanadalı mühendislik şirketi Multimatc ile bir araya geldi. Sadece 77 adet One-77 üretildi, her birinin fiyatı 1 milyon dolardan fazlaydı.
V12 Vantage S
Aston’un “giriş seviyesi” Vantage’ının bu son versiyonu, tartışmasız şirketin geleneksel modellerinin de sonuncusu oldu. Aston’un, turbo motorlara ve giderek daha da karmaşık elektroniğe doğru yönelmesiyle, V12 Vantage S, neredeyse doğal havalandırmalı bir motoru olduğunu bağırıyor. Hepsinden iyisi, Aston, V12’nin 563 beygir gücünü kullanmak için manuel vites seçeneği sunuyor. V12 Vantage S sadece bir araba meraklısının rüyası değil, 3.7 saniyede saatte 60 mil hıza çıkan ve saatte 205 millik üst hıza sahip bir otomobil.
Vulkan
Valkyrie modelinin tekerleği dönene kadar Vulcan, Aston Martin’in şimdiye kadarki en uç noktadaki üretimi olarak kalacak. Aslında o kadar uç noktada ki, trafiğe çıkamıyor. Vulcan, 820 beygir gücü üreten 7.0 litrelik bir V12 ile birlikte 3,150 newton metre bastırma gücü (downforce) üretebilen aerodinamik bir desteğe sahip (isteğe bağlı olarak AMR Pro yükseltmesiyle bu güç 4,000 newton metreye çıkabiliyor). Aston, 24 araç sahibinin kaza yapmamasını garantilemek için bir sürücü eğitim programı da düzenledi.