“Uzaktan Çalışma Ekosistemi Hızla Büyüyor.”
Logitech Genel Müdürü Mustafa Uyar ile 2020 yılı ve hedeflerini konuştuk.
2020’nin dünya ve özelinde ülkemiz için pek de iyi bir yıl olduğu söylenemez. Bir taraftan pandemi ve onun getirdiği ekonomik sorunlar, diğer taraftan İzmir depremi derken kötü bir yılı geride bıraktık. Logitech Türkiye, Orta ve Batı Asya Ülkeleri Müdürü Mustafa Uyar’a Logitech olarak 2020 yılını nasıl geçirdiklerini ve hedeflerini sorduk.
Newtech: 2020 ilk 9 ay nasıl geçti? Logitech ve sektör açısından 2020’yi yorumlar mısınız?
Mustafa Uyar: 2020 güzel başladı ancak tabii pandemi hepimizin sınırlarını zorlayan bir sınav oldu. Her yeni gün farklı bir dünyaya uyandığımız, insanlık tarihinin dönüm noktalarından biri. Gelgelelim pek çok sektör olumsuz etkilenirken bazılarıysa teknoloji ve kitle iletişim araçları sayesinde bu değişimi tolere edebildi. Logitech olarak sektördeki deneyimimiz ve bir teknoloji firması olarak esnek düşünme yeteneğimizle, var olan bu duruma biz de hızlı bir şekilde adapte olduk. Çalışmalarını uzun yıllardır hem dijital ortamda hem de sahada birlikte yürüten bir firma olduğumuz için, saha çalışmalarını da tamamen dijitale çekmekte zorluk yaşamadık.
Pandemiyle birlikte artık iş ve ev yaşamımızı birlikte ilerletmeye başladık. Ofisleri bırakıp evden çalışma sistemine hızlı bir geçiş oldu, büyük toplantılar fuarlar ertelendi veya iptal oldu, çocuklar ve gençler online eğitim almaya başladı. Doğal olarak ihtiyaçlarımız ve önceliklerimiz değişti. Ofis çalışanlarının uzaktan çalışma modeline geçmesi, kamunun toplantılarını video konferans altyapısını tercih etmesi ve eğitimin online olmasıyla birlikte Logitech ürünlerinde çok ciddi bir talep artışı meydana geldi. Özellikle klavye, mouse ve webcam gibi uzaktan çalışanların üretkenliğinin yanı sıra yaratıcılığını da artıran aksesuarlarda bir artış olurken kullanıcılar evde çalışmanın haricinde de aktiviteler yaptıkları için, oyun aksesuarları, ses sistemleri, kablosuz hoparlörler gibi kategorilerin de adından daha fazla söz edilir oldu. Öte yandan kamuda, bakanlıklar seviyesinde geniş ölçekte video konferans sistemleri yatırımı oldu. Aynı şekilde uzaktan eğitim sistemi de öğrencilerin ve eğitim kurumlarının teknolojik ihtiyaçlarını artırdığı için özellikle kalem ve klavyeli kılıflar gibi, Notebook ve tablet aksesuarlarına talep arttı. Ancak en büyük talep artışının canlı yayınlar ve video görüşmeler sebebiyle BRIO 4K ve C922 gibi web kameralarımızda olduğunu söyleyebilirim. Sınırların kapatılması sebebiyle ürün tedariği konusunda neredeyse her büyük şirket gibi bizler de bir miktar sıkıntı yaşadık ancak kısa sürede bu engeli de aştık.
NT: 2020 bitmek üzere, yıl sonuna kadar hedefleriniz neler?
M. Uyar: Pandemi dünya genelinde etkisini sürdürüyor. Üretime dayalı olmayan büyük firmaların uzaktan çalışma ekosistemini devam ettireceğini, arkadaş buluşmalarının dahi görüntülü kameralar ile gerçekleştireceğini ve oyun dünyasının giderek daha da büyüyeceğini düşünüyoruz. Ayrıca kamuda ve özellikle eğitimde görüntülü konferans sistemlerinin dev bir sıçrama yaşadığına tanık olmuştuk. Son çeyrekte de beklentimiz kamunun dijital dönüşümde en güvenilir ortaklarından biri olmaya devam etmek. Logitech olarak bu kapsamda var olan çalışmalarımızı genişleterek ve geliştirerek sürdüreceğiz. NT: Teknoloji gelişiyor ve trendler hızla değişiyor. Önümüzdeki dönemde büyük bir fırsat olarak gördüğünüz trendler var mı?
M. Uyar: Yapay zekâ, digital twins, cognitive computing, blockchain, machine learning ve daha birçok yeniliğin şirketlerin pazarlama stratejileri üzerindeki etkisi büyük. Ancak bizi şu aşamada en çok etkileyecek 3 trendden bahsetmek istiyorum; konuşma tanıma sistemleri, yapay zekâ ve ileri düzey makine öğrenimi, dijital etik ve gizlilik konusu.
Konuşma yoluyla iletişim kurulan sistemler “kamerayı aç”, ‘’videoyu kes’’ gibi basit sesli komutlardan, sesli anlatıma dayalı görselleştirme teknolojilerine kadar karmaşık süreçler için de kullanılması mümkün olabilecek. Doğal dil işleme teknolojisi içeren Artificial Intelligence (AI) yani Yapay Zekâ ve Gelişmiş Makine Öğrenmesi olarak tanımlanabilecek Advanced Machine Learning sistemleri; anlayan, öğrenen, tahminde bulunan ve uyarlayan daha gelişmiş bilgisayar sistemleriyle bilginin ve ürün geliştirmenin sınırlarını zorlayacak. Öte yandan yapay zekâ ve özellikle makine öğrenmesi geliştikçe ve gerçek kullanım alanları oluştukça, karşılaşılan zorluklar ve güvenlik riskleri daha belirgin hale geliyor. Bu anlamda tüketicilerin de farkındalığı artıyor. Bu sebeple kurumların dijital etik ve gizlilik konusunu odağına alarak; gizlilikten ahlaka geçiş yapmak gibi etik ve güveni de içeren daha geniş bir perspektiften bakmaya başlamaları gerekiyor.