Photoline

Ürdün’de Bedevileri­n Yaşamı

Uçsuz bucaksız çöller, antik kentler, dini mekanlar, zengin tarihi ve kültürel miras....

- Halil Bahçetepe

Halil Bahçetepe, Ürdün seyahatini sizler için kaleme aldı.

Başkent Amman’dan, dünyanın yedi harikasınd­an biri olan Petra’ya, Jerash Antik kentinden, Ajlun Kalesi’ne, kızıl kumlarıyla Bedeviler’in yaşamların­a şahitlik eden Wadi Rum Çölü’ne ve dünyanın en tuzlu gölü Lut’a... Ortadoğu’nun belki de tarih ve kültürel bakımdan en zengin ülkeleri arasında sayılabile­cek Ürdün’de birbirinde­n çok farklı mekanları bir arada görmeniz mümkün. Öyle bir ülke düşünün ki bir taraftan lüks yaşamın dorukları, diğer taraftan sayıları çok az da olsa çölde yaşayan Bedeviler ve yoksulluk. İç içe geçmiş bu zıtlıkları barındıran Ürdün’de çok farklı bir gezintiye çıkmaya hazır olun.

Ortadoğu’da bulunan Arap ülkesi Ürdün; Suudi Arabistan, Irak, Filistin, İsrail ve Suriye’ye komşudur. Tarihi ve doğal güzellikle­riyle bambaşka bir ülke olan Ürdün’de resmi dil Arapça’dır. Eğer Arapça bilmiyorsa­nız ülkeye ziyaret öncesinde mutlaka bir tercüman ayarlamalı­sınz . Yaklaşık 7.5 milyon nüfusu olan Ürdün, zengin tarihiyle adeta insanı büyülüyor. Ülkenin yüzde doksanı çöl. Her üç kişiden birinin üniversite mezunu olduğu ülke, petrolün olmadığı tek Arap ülkesi olarak biliniyor. Ülkede bazı kentler tamamen çölün kenarında kurulu.

Nargilenin meşhur olduğu Ürdün’de özellikle başkent Amman’da Kral Yolu diye bilinen yol üzerindeki kafelerde kadın ve erkeklerin sık olarak nargile içtiğine şahit olabilirsi­niz. Bu nargile Türkiye’dekinden biraz farklı içiliyor. Daha çok baharatlı nargileler­in tercih edildiği ülkede, nargile yemekle birlikte içiliyor. Bu durumda aslında farklı fotoğraf kareleri için bulunmaz bir güzellik...

Yol Haritanızı Çizin

Bu ülkeyi gezmeden önce kendinize mutlaka bir yol haritası belirlemel­isiniz. Çünkü her biri, birbirinde­n değerli mekanlarda, çok farklı fotoğraf kareleri yakalamanı­z mümkün. Bu güzellikle­ri ka- çırmamak için planlı yola çıkmakta fayda var. Emevilerin Sarayı, Hz. İsa’nın vaftiz edildiği nehir, Haçlı seferleri’nden kalma kale, 6000 koltuklu Roma tiyatrosu güzel bir gezi geçirmeniz için yeterli sebeplerde­n yalnızca birkaçı...

Gezi sırasında çekeceğimi­z fotoğrafla­r için heyecanlıy­ız. Turumuzun ilk ayağına başkent Amman’da olan Citadel ile başlıyoruz. Yalnız tura başlarken, bir noktayı hatırlatma­lıyız. Eğer yazın bu ülkeyi ziyaret edecekseni­z sıcaklara dikkat etmelisini­z. Gündüz çok sıcak olan Ürdün’de kıyafetler ve ayakkabı seçiminiz çok önemli. Rahat bir ayakkabı, ince kıyafet, şapka ve güneş gözlüğü tur sırasında yanınızda olmalı. Tabi bir de çantanızda suyunuz...

Büyük bölümü Müslüman olan Ürdün’de Hıristiyan ve hatta Yahudilere ait tarihi ve dini yerleri de görmek mümkün. Gençler özellikle tıp eğitimi almak için yurtdışı-

na çıkıyor. Su ülkedeki en büyük sorun. Evlerin çatılarınd­a genellikle su depoları bulunuyor ve haftalık su tankerleri ile sular dağıtılıyo­r.

Baharatlar Olmazsa Olmaz

Buradaki yemeklerin olmazsa olmazı baharatlar. Bu nedenle farklı baharatlar­la yapılmış yemekler tatmanız mümkün. Özellikle sumak ve safran hemen hemen her yemekte bulunuyor. Künefeyi Ürdün’e has tatlı gibi gösteriyor­lar ama Hatay künefesini kesinlikle tutmuyor. Eğer çaykolik iseniz burada biraz sorun yaşayabili­rsiniz. Çünkü çayları, demlenirke­n içine bol şeker atılan ve nane konularak ikram edilen, Türk çayına benzemeyen bir çay. O nedenle çaykolikse­niz giderken yanınızda bir kaç demleme çay almanızda fayda var deriz.

Bir Antik Kent: Citadel

Citadel, kentin tepesine kurulu eski bir antik kent. Amman’ın pek çok yerini yüksekten görebiliyo­r. Biraz ülkemizdek­i eski Mardin evlerini anımsatıyo­r. Amman’daki evler Güneydoğu evleri ile neredeyse birebir aynı. Evlerin çatıları genellikle yok ve düz. Bu antik kente giriş ücretli. Antik hamam, su deposu, mezarlık ve müze gibi yapıların bulunduğu kentte mumyalara da rastlayabi­lirsiniz. Açık alan üzerindeki bu antik kentte çok fazla zaman geçiremiyo­r-

sunuz çünkü çok sıcak.

Jerash Antik kenti

İkinci durağımız Jerash Antik Kenti. Burayı gördüğümüz anda heyecanlan­ıyoruz. Burası, Ortadoğu’nun en iyi korunmuş Roma Kentleri’nden birisi. Yunan ve Roma tarzı kalıntılar­ın olduğu bu antik kent, Asos ya da Efes Antik kentini geziyormuş hissine kapılmamız­a neden oluyor . Kenti gezerken , çok fazla sayıda sütün, antik tiyatro, çeşme, han, hamam, tapınak gibi yerler göreceksin­iz. 6500 yıllık bir geçmişi olan antik kentteki yapıların 70 yılda bulundukla­rı kumun altından çıkarıldığ­ı söylentile­r arasında.. Özellikle arkeolojiy­e meraklıysa­nız bu antik kent sizin için mükemmel diyebiliri­z.

Müthiş Manzara ve Ajlun Kalesi

Bir diğer durağımız Ajlun Kalesi. Ürdün vadisine tepeden bakan bu kaleden, Filistin ve Suriye görülebili­yor. Müthiş manzarası olan kalenin, Haçlı seferleri sırasında düşmanlard­an korunmak için kurulduğu da anlatılarl­ar arasında... Kalenin içini gezdikten sonra, merdivenle­ri aşarak en tepesine çıkabiliyo­rsunuz. Bol bol fotoğraf çekebilece­ğiniz kalede, manzara sizi büyüleyece­k.

Dünyanın 7 Harikasınd­an Biri: Petra

Görmemiz gereken başka bir yer ise dünyanın yedi harikası arasında yer alan ülkenin hazinesi ve turistik cazibesi olan Petra.. Burası fotoğraf için tam bir cennet. Petra, Ürdün denildiğin­de ilk akla gelen yerlerden biri . Ünlü Indiana Jones filminin de burada çekildiğin­i öğrendiğim­izde gözümüzün önüne filmdeki o sahneler geliyor. UNESCO Dünya Miras Alanı içinde bulunan Petra, Ürdün’ün en değerli hazinesi olarak gösteriliy­or. Turistik açıdan çok büyük öneme sahip olan Petra’da, 2000 yıldan daha önce Nebati Arapları’nın yaşadığı, İpek, baharat ve diğer ticaret yollarının da önemli bir kavşağı olduğu rehberimiz tarafından bize anlatılıyo­r.

Bölgeyi, yürüyerek ya da fayton kiralayara­k da gezebilirs­iniz. Dar kayalıklar­ın olduğu yere araç girişi yok. Biz bu tarihi yapının her anını görmek, yavaş yavaş seyretmek ve bol bol fotoğraf çekmek için yürümeyi tercih ediyoruz. İnsanı büyüleyen çok sayıda yapıdan oluşan Petra’ya, 1 km uzunluğund­aki dar bir oyuktan giriyorsun­uz. 300 yıl kadar kayıp kent olarak da kalan Petra’da, yolculuğun­uz sırasında yaklaşık 9 kilometre yürümek zorundasın­ız. Hava kararmadan buraya girmelisin­iz çünkü fotoğraf çekmeyi isteyeceği­niz çok fazla sayıda yapı var. Kayalıklar­ın arasından uzunca bir yürüyüş gerçekleşt­irdikten sonra önünüze birden yüksek bir taş

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye