ARA GÜLER / “KADIN ve ALLAH”
Bu sayıda Türkiye’nin dünyaca ünlü fotoğraf sanatçısı, büyük usta Ara Güler’ in adeta imzası haline gelmiş “Kadın ve Allah” isimli fotoğrafını inceleyeceğiz. İsterseniz ilk önce Usta’nın kendi ağzından bu fotoğrafın hikayesini size aktarayım. Bu arada “Foto Muhabiri, Ara Güler” kitabından alıntı yaptığım Sn. Nezih Tavlaş’ a da sonsuz teşekkürler. Bence bugüne kadar Ara Güler ile yapılmış en uzun ve en güzel röportajı içeriyor bu kitap. Tabii bu arada kitabı basan Fotoğrafevi’ne de teşekkürler.
Ara Güler anlatıyor: “-Ben caminin dış duvarındaki Allah yazısını çekmek için gittim. Makineyi filan ayarlarken iki tane çarşaflı kadın geçti yanımdan. Orada iki basamak var, birini çıktılar tam yazının altına. Açtılar çıkınları yemek yemeye başladılar. Baktım simsiyah yazı simsiyah kadınlar; kontrast çok iyi, perspektif de çok
Ekim iyi. Başladım çekmeye, bir çektim, iki çektim, üç çektim filan. Kadınlar beni fark ettiler ve ayağa kalktılar, çıkınlarını toplayıp gittiler ama ben oraya kadar 8-9 kare çekmişim zaten.”
Ara Güler ustanın Edirne, Eski Cami’de “Rolleicord II” 6x6 fotoğraf makinesiyle 1956 yılında çektiği bu fotoğraf, sırasıyla; Türkiye’de Hayat mecmuasında, Amerika’da National Geographic’te, Fransa’da İslam hakkında bir kitabın kapağında çıkmış, posterlerde yer almış, müzelere ve özel koleksiyonlara girmiştir. Türkiye’de de fotoğrafa meraklı herkes bu fotoğrafın Ara Güler tarafından çekildiğini bilir.
Şimdi gelin bu fotoğrafı birlikte inceleyelim ve neden bu kadar önemli olduğunu anlamaya çalışalım. İlk önce anlamına, duygusuna hiç girmeden sadece yapısal olarak bakalım. Edirne, Eski Cami’nin dış duvarındaki bu Allah yazısı beyaz zemin üzerine siyah ile yazıldığından ve her zaman rastlayamayacağımız büyüklükte olduğundan çok dikkat çekici. Caminin duvarının bembeyaz değil de hafif dokulu olması beyaz’ın patlamasını engelliyor.. Arapça yazı kaligrafik açıdan çok estetiktir, kaldı ki bu yazılar devrin en ünlü hattatları tarafından yazılmış. Yani duvarda kadrajımızı dolduran, kontrast, kocaman ve son derece estetik, fotoğrafı çekilesi bir yazı var..! İşte Ara Güler usta tam bu yazıyı çekmek üzereyken o ünlü atasözü gerçekleşiyor. “Çanağında balın olsun, arısı gelir Bağdat’tan..!” Evet, hiç hesapta olmayan o iki kara çarşaflı kadın geliyorlar ve yazının altına oturuveriyorlar. Hem de altın kesim noktası dediğimiz kompozisyon açısından en dikkat çekici yere.. Öyle bir kompozisyon oluşuyor ki, kadınlar yazının devamı gibi ve her şey yerli yerinde. Ne bir eksik ne bir fazla. Ara Güler usta durur mu?