Yıkılmaya Yüz Tutan Bir Bina: Eski Rum Yetimhanesi
Büyükada’nın en görkemli ahşap binası Rum Yetimhanesi ömrünün son günlerini yaşıyor...
Fransız bir şirket tarafından otel olarak inşa edilen Eski Rum Yetimhanesi, günümüzde boş duruyor. Fener Rum Patrikhanesi’nin kontrolü altındaki Büyükada’daki Eski Rum Yetimhanesi, dünyanın en büyük ikinci ahşap binası olmasının yanı sıra, Avrupa’nın da en büyük ahşap binası olma özelliğini taşıyor Eski Rum Yetimhanesi’nin tarihi II. Abdülhamit döneminde, Büyükada’ya 1898-1899 yılları arasında “Societedes Grantes Hotel Europeens” şirketi tarafından “Prinkipo Palace” adıyla casino-otel olarak inşa edilmesiyle başlar. Fransızlar tarafından hiçbir masraftan kaçınılmadan yapılan bu binanın mimarı ise, İstanbul’a çok sayıda önemli eserler kazandıran Alexandre Vallaury.
Adanın En Yüksek İkinci Tepesine İnşa Edilir
Büyükada’nın en yüksek ikinci bölgesi olan “İsa Tepesi”ne inşa edilen bu görkemli ahşap yapının casino-otel yapılması üzerine, Osmanlı yönetiminin gelenek ve göreneklerine uymadığı için yönetimden gerekli izin alınamayarak bu devasa yapı satışa çıkarılır. Bu binayı dönemin zengin bankerleri Eleni Zarifi ve Andreas Sigrou tarafından satın alınıp, binanın sadece ‘yetimhane’ olması şartıyla Fener Rum Patrikanesi’ne bağışlanır. Otel Olarak İnşa Edilir ve Yetimhane Olur Dönemin zengin aileleri tarafından satın alınıp ‘yetimhane’ olması şartıyla Fener Rum Patrikhanesi’ne bağışlanan binaya, Yedikule’deki Balıklı Rum Hastanesi’nde kurulan Rum Yetimhanesi, II. Abdülhamit’inde izniyle Büyükada’daki yeni binasına taşınır. Ve bu yetimhaneye alınacak çocukların ise, Rum Patrikhanesi’ne mensup, İstanbul, Bozcaada ve Gökçeada bölgelerinde yaşayan öksüz ve yetim olması şartı aranır.