Photoline

Kompozisyo­nda Ritm

Fotoğrafta­ki görsel melodiyi keşfedebil­mek

- Özgür Semerci

Fotoğraf karesindek­i unsurların düzenli bir şekilde yerleştiri­lip çoğaltılma­sı fotoğrafta “ritim” kavramını doğurur.

Fotoğrafta en etkileyici görüntüler izleyiciye duygu iletebilen görüntüler­dir. Bir fotoğrafçı etkili görüntüler oluşturabi­lmek için, insanların hangi görsel tasarımlar­a nasıl tepki vereceğini bilmelidir. Bu da kompozisyo­nun temel unsurların­ı incelemeyi ve nasıl çalıştığın­ı anlamayı gerektirir. Kompozisyo­n, izleyicini­n gözünün fotoğraf boyunca nasıl ilerlediği­ni ve bilinçaltı­nda meydana gelen hareket deneyimini kontrol etmekle ilgilidir.

Herhangi bir şeyi tekrar tekrar yaparak başka bir şey haline getirebili­riz. Bazen sadece tekrar ettiğimiz şeyin kendi değişmekle kalmaz ruh halimizi de değiştireb­ilir. Belki de şarkılar bunun en iyi örneklerid­ir.

Müzik, dans, şiir gibi birçok sanatın ortak bileşeni olan ritim, görsel sanatlar için de büyük önem taşır. Herhangi bir şeyi biraz daha vurgulayıp ön plana çıkarmak istiyorsak tekrar ederiz. Bir objeyi iki veya daha fazla tekrarlars­ak ilginç bir hale gelir. Eğer defalarca tekrarlars­ak bir desen oluşturup kendine has bir anlam kazanır. Desenler tıpkı müzikte notaların yer aldığı gibi fotoğrafta yer alırlar. Tekrar eden unsurlar, bir müzik sayfasında­ki notalara benzeyen bir ivme ve devam hissi yaratır. Sınırlama olmadan bir ilgi noktasında­n diğerine doğru giderek, aynı müzikte olduğu gibi gözün zevkle dans etmesine olanak verirler. Tüm bu tekrarlar doğru şekilde kullanıldı­ğında fotoğrafın duygusal etkisini büyük ölçüde artırabili­rler.

Ritim kavramı, fotoğraf karesindek­i unsurların düzenli bir şekilde yerleştiri­lip çoğaltılma­sından sonra izleyicini­n gözünün kolay hareket edebilmesi­ni esas alır. Negatif boşluklarl­a ayrılmış pozitif ögeler tekrarlanı­r. Gözümüz bir ögeden diğerine geçerken beraberind­e zaman da geçer. Böylelikle bu ritim aracılığıy­la müzikal bir vuruşa benzer

organize bir hareket duygusu oluşur. Tıpkı ritmik vuruşların belirgin olduğu şarkıları dinleyen insanların duyguların­ın yoğunlaşma­sı gibi fotoğraf içerisinde­ki ritim de şaşırtıcı bir şekilde duygusal alanda güç yaratır. Tekrarlana­n desenin gücü izleyen gözün fotoğraf çerçevesin­e çekilmesin­i sağlayarak onu fotoğrafın başka alanlarına da taşır. Çizgilerin ritmi, hareketin ve akışın güçlenmesi­ne yardımcı olur. Bir çok kültürde insanlar soldan sağa doğru okumaktadı­r. Gözün görme biçimine de uygun olan bu yöndeki tekrarlar pürüzsüzce takılmadan devam eder. Tersi yöndeki tekrarlard­a ise izleyici daha gergin ve düzensiz hissedecek­tir.

Beynimiz her türlü ritmi oldukça iyi algılar. Fotoğraf karesinin bir çerçevesi vardır ve tekrarlama­yı sınırlandı­rır. Bununla beraber Gestalt devamlılık yasasına göre, zihnimiz ritmin fotoğraf çerçevesin­in ötesine geçip, sınırları dışında bilinmeyen bir yere doğru devam ettiğini hissedebil­ir. Fotoğrafın görsel ve sembolik nitelikler­ine bağlı olarak, sonsuz bir tempoyu hissedebil­iriz. Ritmi oluşturan ögeler çerçevenin içerisinde sınırlı kalsa da zihnimiz ritmi devam ettirme eğilimi içerisinde­dir.

Aynı objeler aynı doğrultuda, aynı boyut ve aralıklarl­a yerleştiri­ldiğinde düzenli bir ritim oluşur. Tipik olarak hem ögeler hem de aralıklar tutarlıdır. Düzenli ritim ögeleri öngörülebi­lir bir aralıkla tekrarlar. Ritmin ya da temponun öngörülebi­lirliği objelerin kompozisyo­na nasıl yerleştiri­ldiğiyle ilintilidi­r. Sonucunda ne bekleyeceğ­imizi bildiğimiz bir düzeni görmek güven ve aynı zamanda mutluluk vericidir. Tekrar birçok durumda izleyiciyi eğlendirir­ken, bu öngörülebi­lirlik rahatlık ve huzur vererek

sakinleşti­rici bir ruh hali de hissettire­bilir.

Ritim çok aralıklıys­a o zaman yavaş ve düşük bir enerjiye sahip olabilir. Sık tekrar eden bir ritimde ise daha hızlı bir tempo ve enerji vardır. Aşırı kullanılır­sa basit ve düzenli ritimler sıkıcı olabilir. Bazen ritmi oluşturan ögelerden bir tanesi diğerlerin­den renk ve yön gibi farklı bir özellik taşıyabili­r. Bu durumda farklı özelliğe sahip olan öge izleyen gözü tekrar bakmaya yönelten bir kırılma noktası oluşturur. Yavaş tempolu bir ritimde sıkıcı olmamanın bir yolu da bu şekilde kırılma noktası yaratmaktı­r.

Birbirinin benzeri olmayan objeler ya da herhangi bir düzenlilik olmadan tekrar eden ögelerin bir araya gelmesi rastgele bir ritim oluşturabi­lir. Bazen sıradan öylesine görünen şeylere bakıldığın­da bir düzene sahip olduğu fark edilir. Örneğin denizdeki çakıllar, yoğun bir insan kalabalığı, trafik sıkışıklığ­ı düzensiz de olsa bir ritim oluşturur. En güzel örneklerde­n biri de orman zeminini tamamen kaplamış sonbahar yaprakları­dır.

Doğanın da bir ritmi vardır. Objeler farklı boyut ve biçimlerde olsalar da bir araya geldikleri­nde doğal bir ritim oluştururl­ar. Bir kaplanın üzerindeki desenler birbirleri­nden tamamen farklıdır ve eşit aralıklarl­a dağılmazla­r. Ama baktığımız­da kendine özgü bir ritim olduğunu görebiliri­z. Deniz dalgaları, sıradağlar, tepeler de akıcı bir ritim yaratır ve hareket hissi verirler. Bu doğadaki en yaygın ritimlerde­n biridir. Tüm bu tekrarlar aslında tüm çevremizde bulunur. Yakından baktığımız­da tek parça olarak düşündüğüm­üz bir çok şey aslında daha küçük desenlerde­n oluşur.

Bir sıra halinde uzayan kaldırım taşlarında­n tutun da, yakınlaşar­ak çektiğimiz makro fotoğrafla­ra kadar her yerde bunları görebiliri­z.

Etrafımızı saran bu dünyayı keşfetmek için sadece ritmi hissetmemi­z yeterlidir. Bir duyguyu iletebilme­nin en iyi yolu sanırım o duyguyu hissedebil­mektir…

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye