FOTOĞRAF GEZGİNLERİ
Fotoğraf Gezginleri Moskova’da
Fotoğraf Gezginleri’nin yeni rotası, eski ve yeniyi birlikte yaşatan şehir Moskova. Gezginlerimiz, Kızıl Meydan’dan başlayarak masalsı şehri adım adım gezdi ve kadrajlarına yansıttıkarını sizlerle paylaştı.
Sadece Kızıl Meydan’da bile günler geçirebileceğiniz Moskova; uçsuz bucaksız geniş caddeleri, kültür, spor ve eğlence adına yapılabilecek her tür aktiviteyi içeren doğal parkları ve estetik renkli yapıları ile eski ve yeniyi birlikte yaşatan bir şehir. Yeraltında dahi 24 saat yaşayabileceğiniz çeşitlilikte restorant ve dükkanların olduğu şehrin, metro istasyonları bile insanı şaşırtacak güzellikte. Moskova, büyüleyici, masalsı dokusuyla her bir Fotoğraf Gezgini’ni kendine hayran bıraktığı bir Fotomaraton rotası oldu.
Emine Egilli Ölmez
Düşüncelerimde Moskova’nın farklı bir yeri vardı; sanat ağırlıklı kısmı beni hiç yanıltmadı. Gezerken eski ve yeniyi çoğu yerlerde hissedebiliyorsunuz. Buna insanlar da dahil. Gençlerin ve belli bir yaş üzerindeki kişilerin bakışları ve hareketleri farklı. Alış-veriş merkezlerinin olduğu kesimde, bu kadar ünlü markayı bir arada görmeyi hiç beklemiyordum. Üç gün boyunca şehri olabildiğince gezip, kafamıza yerleştirdik. Dördüncü gün sabahın erken saatlerinde fotograf maratonumuz için hazırdık. Şehri tüm gün boyunca gruplar halinde dolaşıp fotoğrafladık ve sonuçta Moskova kitapçığımızı oluşturduk.
Çekim Detayları: Nikon D-610, 1/80 sec., f/18, 46mm, ISO-640
Güneş Demir
Çocuk her yerde çocuktur… Bazı duygular var ki; asla din,dil,ırk ayrımı gözetmez. Tüm dünyada aynı şekilde ifade edilir. İşte bunlardan biri de, mutluluk. Bu fotoğrafta özgürce hareket edip su ile eğlenen çocuğun mutluluğunu yansıtmak istedim. Öyle bulaşıcıydı ki ben de sonrasında onlarla o suların içine daldım. Teknik konulara gelirsek; fotoğraftaki en önemli unsur olan ışığı her daim değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum ve ters ışığı gördüğüm an kendimi siluet çekmekten alıkoyamıyorum. Güneş batarken uzayan gölgelerin de fotoğrafı tamamladığını düşünüyorum. Tabii bunların yanısıra güneşin sıcak rengi de cabası... Bu fotoğrafta enstantane öncelikli mod’da çalışıp çocukların hareketlerini net yakalayabilmek adına enstantaneyi yüksek tuttum.
Çekim Detayları: Canon 5D Mark III, Lens 24-70mm, F/16 1/400sn ISO 100
Mine Alpar
Ilık bir yaz gününde bu kez Moskova sokaklarındayız. Gün boyu kilometrelerce yürünen yolların sonuna yaklaşmışız. Güneşin batışı ile beraber yoruldum artık, dönmek istiyorum dedikten sadece bir kaç dakika sonrasında karşılaştığım kilisenin adı Hram Hrista Spasitela . Köprünün öte yanında büyüleyici ışıklarıyla deklanşöre basmamı bekliyor ve o anı birde benim gözümden görünmek için sanki ışıklarıyla bana göz kırpıyordu. İşte fotoğrafçının yorgunluğunu unuttuğu ve kendini o görüntünün büyüsüne kaptırdığı anlardan birisi daha gerçekleşmişti.
Çekim Detayları: Fuji X-E2 18-55mm, F/4.0 1/70 ISO 3200
Neşe Kararslan
Çarların kalesi Kremlin Sarayı’nın girişinde bulunan Alexander Bahçeleri’nin içinde Zurals Tsereteli tarafından yapılmış 4 at heykelinden oluşan havuz ve fıskiyeler, yorgun ziyaretçilere huzur veren ortamı ile dinlenmek için ideal bir noktaydı.
Tıpkı bir dönme dolaptaymış gibi havuzun etrafında koşuşturan ve fıskiyelerden yayılan su damlacıklarının içinden geçerek oynayan çocukların neşeleri su damlacıkları gibi etrafa ve hepimize yayılıyordu...
Çekim Detayları: Nikon D810, 24-70@32mm, F/20, 1/125, ISO100
Yusuf Biton
Moskova’da da diğer foto maratonlarımızda olduğu gibi önceki günlerde şehri keşfedip, nerelerde fotoğraf çekebileceğimizi tespit etmiştik. Ben de bu parkı gözüme kestirmiştim. Parkta dolaşarak epey fotoğraf çektim ama bu fotoğraf tam bir an fotoğrafı oldu. Önde kırmızı ayakkabılar, arkada duruşu hoş sarı elbiseli bir kadın, hemen kendimi yere attım ve deklanşöre bastım. Onlar ne olduğunu anlamadan ben fotoğrafımı çekip, doğrulmuştum bile. Hızlı davranmasam başım belaya girebilirdi.
Çekim Detayları: Canon EOS 6D Mark I, F/7.1 1/200 sec. ISO-100 70mm
Hüseyin Bilgen
Gorky Parkı’nda öğle saatleri. Sıcaktan bunalmış iki genç Moskova’lı çareyi büyük Öncü Göleti’nin serin kıyısında uyumakta bulur. Etraflarında dolanan onca turist, yapılmakta olan genç öğrenci festivalinin gürültüsü ve onları fotoğraflamakta olan onlarca Maraton Fotoğrafçısı, onları tatlı uykularından uyandıramıyor.
Çekim Detayları: Canon 5DMarkIII, Tamron 24-70 F2,8, F/7.1 - 1/400 - 70mm - ISO100
Mehtap Tozan
Adını Maksim Gorki’den alan aynı zamanda Kültürpark da denen Gorki Parkı, 1723 yılında Moskova nehri kenarında kurulmuş olup Moskovalıların serbest zamanlarını geçirdiği doğanın içinde bir yer. Son yönetimin parkı çeşitli sportif ve kültürel aktivitelerle daha cazip hale getirmesiyle Moskovalıların vazgeçemediği yerlerden biri olması, biz fotograf maratoncuların da güzel kareler yakalayabildigi bir yer oldu. Çocukların her çesit spor yapıp oynayabileceği sekilde dizayn edilmiş mekanları, uzun bisiklet ve paten parkurları, fiskiyeli çesmeleri, çocukların sanatsal yeteneklerini geliştirebileceği aktiviteleriyle Gorki Parkı fotoğraflamak da bizim için heyecan verici oldu.
Gorki Park’taki salıncakları görünce, buradan güzel bir kare çıkarabileceğimi hissederek, salıncakta sallanan Moskovalı kızı, değişik bir açıdan fotoğrafladım. Bu fotoğrafımın, Gorki Parkı’nda Moskovalıların gerçekten hem eğlenirken hem de güzel vakit geçirdiklerine işaret etmesiyle, havalara uçarcasına rahatladıklarının simgesel görüntüsü olduğunu düşünüyorum.
Çekim Detayları: Canon 5D MarkIII, Lens 24-70, F5,6 Shutter100, ISO100
Banu Tanverdi
Sabah erken saatlerde başlayıp sokak sokak dolaşarak Moskova’nın bir gününü fotoğrafladığımız foto maraton gününün gecesindeydik. Oldukça yorgun bir halde otele doğru yürürken kot farkından dolayı pencereleri kaldırımdan alçakta kalan bir bar dikkatimi çekti.
Renk renk ışıkları değişerek o dar camlardan sızmasa fark edilmeyecek bu küçük lokal barı merak ederek içeri girdim. Pistte dans edenleri haraket halinde fotoğraflamak ve eğlencelerini paylaşmak çok güzel bir deneyim oldu.
Çekim Detayları: Sony NEX-5, f/2.8, ISO-1600, 1/100sec
Mehmet Emin Sazak
Moskova’da maraton yapılacağını öğrenince, aklıma 1970’li yıllarda dünyayı etkisi altında bulunduran soğuk savaş ve gövde gösterileri yapılan kremlin geldi. O dönemde bizim için büyük bir gizem olan bu şehir daha sonra Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla kapılarını dünyaya açtı. Geçirmiş olduğumuz süre içerisinde şehrin heryerini keşfetmeye çalıştık. Metrolar, kliseler, meydanlar, insanlar. Sosyalist ülkelerin sanata verdiği önemi ve sosyal hizmetleri yakından gözlemledik. Devletin gücü yanında insana kendini küçük ve önemsiz hissettiren büyük ve kasvetli binaların arasında dolaşırken bu pozu yakaladım. Kremlin Meydanı yakınındaki bir sokakta günlük hayatına koşturan sıradan bir insan ve arka planda günümüz Rusyası’nın bayrağı. Her şey değişmiş gibi gözükse de bana göre şehrin ruhu aynı.
Çekim Detayları: Sony ILCE-7M2, Lens 24-70 mm, 1/125 F16 ISO100
Ümit Kıncal
Fotoğrafta gördüğünüz Moskova Kızıl Meydan’daki GUM Alışveriş Merkezi. Meydanın en can alıcı ,zarif binalarından biri. Moskova’da 1520 tarihinde tamamen taştan yapılmış ilk çarşı. 1812 Borodino Savaşı sırasında Napolyon’un topçuları tarafından yıkılmış, daha sonra bir Rus mimar tarafından 1893 yılında yeniden inşaa ettirilmiş. Bir müddet Stalin tarafından karargah olarak kullanılan bina, 10 sene önce Türk firmalar tarafından renove edilerek modern bir alışveriş merkezi haline getirildi. Burada Moskova’nın uzak ve yakın tarihini içiçe hissedebiliyorsunuz. Aslında eski Rus rejimi hikayelerini dinlemiş ya da bu şehri o dönemde yaşamış, görmüş insanlar için oldukça şok edici bir mekan. Bir Avrupa metropolünde bulunan en lüks mağzalar burada tarihi dokuyla yarışırcasına en ihtişamlı halleriyle yer almışlar. GUM’daki en hoş hizmet henüz başka bir AVM için duymadığım şehir trafiğinde işten çıkıp eve gitmeden başka bir davete katılması gerekenler için elbise değiştirip duş alabilecekleri, makyaj yapabilecekleri bir mekan bulunması. Sonuçta GUM hem mağzalarıyla, hem hoş lokanta ve barlarıyla sürprizli bir mekan !
Çekim Detayları: Nikon D90, Lens 18-105mm, 1/250 F8 ISO400
Ercan Şen
Rusya’nın bilinen o soğuk günlerinin aksine sıcak bir Moskova gününü yaşıyorduk. Yine zorlu ama bir o kadar da zevkli Foto Maraton’lardan biriydi. Uzaklardan neşeli çocuk seslerini duyar duymaz iç güdüsel olarak o yöne doğru yöneldim. Sanki tüm Moskova sularla oynayan çocukları çevrelenmişti. Annesinden iznimi aldım ve fotoğraflamaya başladım resimdeki Neşeli Küçük Rus Kızını.
Hareketleri, dansları, tavırları küçük kızımı andırdığı için daha bir keyifle deklanşöre bastım. Her dakikasını saniye saniye hatırladığım o güzel anları yaşamış olmak ve üstüne fotoğraflayabilmek fırsatını yakaladığım için kendimi gerçekten çok şanslı hissediyorum. Bu büyülü şehri kendi gözlerinizle görme şansını kendinize mutlaka vermelisiniz.
Çekim Detayları: Canon EOS Mark III, 70 mm, -1 EV, F/ 7,11/2000 ISO 400