Polaris Merkezli Yıldız Döngüsü Fotoğrafı - 2
Yıldız döngüsü fotoğrafı çekerken kadrajda dikkat edilmesi gereken oranlar.
Yön; döngü fotoğrafı çalışmalarında önemli bir başlangıç noktasıdır. Fotoğraf makinamızın çekim yönü ve açısı sonuçta elde edeceğimiz döngü izlerinin ana karakterini belirler. Geçen sayımızda paylaştığım Polaris Merkezli Yıldız Döngüsü Fotoğrafı - 1 ‘de bu konu üzerine odaklanmıştık. Bu sayımızda ise kadrajda dikkat etmemiz gereken oranlar üzerinde duracağım.
Döngü fotoğrafımızın kadrajını kurgularken nasıl bir yöntem izlemeliyiz? Kadraj kurgusu ilk yapacağımız hamlemizdir malum ve daha sonra saatlerce sürecek olan pozlamamız esnasında bu kadrajı değiştirme şansımız olmayacaktır. Yani en önemli kararlardan birisi kadrajı oluşturacak olan oranlardır. Gökyüzünde ne kadar yer bırakacağız döngüler için? Yeryüzünde önemsediğimiz lekelerin ne kadarı dahil olmalı sonuç kadraja? Önce bu önemli sorulara cevap vermeliyiz. Bu sorulara cevap vermek inanın çoğu zaman kolay olmuyor. Mekana geç gidip alel acele bir kadraj kurgulamak yapmamamız gereken bir davranış biçimidir. Yıldız fotoğrafına Anadolu’nun pek çok farklı yerinde gittim, pek çok farklı dostun yıldız çalışma pratiğine şahit oldum; çoğu istemeden de olsa. Şunu gördüm ki, pek çok yıldız fotoğrafçısı dost yön gerekliliğinden haberdar, Kuzey ve Polaris konusunda bilgili... Ancak temel sorun Döngü Fotoğrafı’na tabiri caizse özen göstermiyor benim gördüğüm dostlar. Birinci temel hata Döngü Fotoğrafı için çalışacakları mekanlara çok geç geliyorlar. İş işten geçtikten sonra hatta gecenin geç saatlerinde mekanda oluyor ve kadrajlarını alelacele kurmaya gayret ediyorlar. Bu davranış biçiminin iki temel sorunu var:
1) Mavi saatleri kaçırıyorlar. Simsiyah döngü kareleri çıkabiliyor sonuçta. Bunun önüne geçmek için, akşam yemeği ve çay kahve faslını döngüyü yapacağınız yere taşımalısınız.
Gün batmadan, kesinlikle, mekanda olmalı, kadrajı gün batmadan henüz rahat rahat görebiliyor ve netlemeyi yapabiliyorken kurgulamalısınız. Merak etmeyin, döngü başladıktan sonra akşam yemeği için yanınızda getirdiğiniz sandviçleri yiyebilir ve termosunuzda taşıdığınız çayı, kahveyi yudumlayabilirsiniz. (Unutmayın, mavi saatlerin sunacağı renk cümbüşü döngü fotoğrafınızı besleyecektir.)
2) İkinci büyük sorun, ne kadar geç başlarsanız pozlamaya, o kadar sabah erken saatlere kalırsınız ki bu da daha çok artacak nem ve çiğ dalgasıdır. Unutmayın, ne kadar gün batımından uzaklaşırsak, o kadar nem artışı ve buğu problemi ile karşı karşıya kalacağız demektir. Özellikle yazın zaten gün geç batıyor. Bu nedenle Döngü Fotoğrafı için benim tavsiyem gün batmadan mekanda olmanızdır. İkinci temel hata, pek çok fotoğrafçı Döngü Fotoğrafı için çekim yapacağı mekana önceden hiç gitmiyor ve keşif yapmıyor. Sanki her şey belli, sanki her sorunu çözmeye kuzeye doğru bir kadraj planlamak yetiyor. Aslında hiç de öyle değil. Ben çoğu kadrajım için hep önceden keşif yaptım. Belki bir sonraki kadrajım olacak bir mekana önce keşif amaçlı gittim, yöne baktım, etrafa baktım, oluşabilecek sorunlara kafa yordum. Hızlıca, alelacele, karanlıkta olacağını tahmin ettiğiniz bir yere geç gidip döngü çalışacaksanız, bence baştan sorunlar yaşamayı ve doğru kadraja ulaşamamayı kabul ettiniz demektir. Evet bu ön uyarılardan sonra gelin kadrajımızı kurgularken dikkat etmemiz gereken oranlara odaklanalım: Temel soru şu: Kadrajımızda izleri bize o muhteşem döngüyü çizsinler diye yıldızlara ne kadar yer bırakacağız? Bu soruya doğru cevabı verdiğinizde, sonuç kareyi istediğiniz gibi planladınız demektir. FOTO 01’de görüldüğü üzere eğer kadrajın alt kısımına % 40 ve üzerinde yer ayırırsak, maalesef Polaris’i kadrajımıza alamıyoruz. Bu tür kadraj kurgularında Döngü oluşturamıyoruz. Sadece paralel bir şekilde alta doğru inen yıldız izlerini kadrajımıza taşıyabiliyoruz. Eğer alt kısımda yeryüzüne %50 ve üzerinde yer ayırırsak zaten yukarıda oluşacak olan yıldız izlerine daha da az yer kalıyor. Burada temel soru şu olmalı; bu bir yeryüzü kadrajı mı, yoksa döngülerin mi peşindeyiz? Bu nedenle kadrajımızın üst kısmına daha fazla yer ayırmalıyız.
“Kendi yönünü bulamayan kişi için, ‘yol’ yoktur - bir sürüklenmedir bütün ‘yürümesi’...” Oruç Aruoba Yürüme - yer, yön, yol. III. Gidiş Metis Yayınları, Sayfa: 105
Kolaylıkla anlaşılacağı üzere, kadrajın alt kısmı %22 ile sınırlandığı için Polaris çok daha kadrajın ortasına doğru inerken, onun çevresinde dönecek olan döngü halkaları artıyor ve böylece çok daha başarılı ve doyurucu bir döngü yoğunluğu oluşturulabiliyor. Görüldüğü üzere, yıldız pozlamanın her evresinde özen göstermek gerekli. Önce nasıl bir kadraj oluşturmak istiyorsunuz sonuçta? Bu soruyu kendinize sormalı ve buna vereceğiniz cevaba göre bir kadraj planlaması yapmalısınız. Bu kadraj kurgusunu planlamak için mekana ön keşife gitmeniz gerekmez mi sizce? İşte bu nedenle, kadrajı acele ile oluşturabilmek, hele karanlıkta doğru planlayabilmek çoğu zaman olası olmuyor. Bu nedenle, bence siz siz olun, bu işe ihtimam gösterin. Seyahat ederken kadraj kurgulamak yerine, kafanızda planladığınız kadraja ulaşabilmek için seyahat edin. FOTO 02’de algılayabildiğimiz üzere, alt kısımda % 35 oranında sınırlandığımızda, artık Polaris’i görmeye başlıyoruz. Aslında % 35 oranı Polaris’i çerçeveye dahil edebilmek için bir referans gibi. Bu tür bir kadrajda, sınırlı da olsa en azından Polaris’in çevresinde birkaç Döngü oluşturabiliriz. Yeterli mi?; bence değil.
Elbette kadrajın alt kısmında yeryüzüne ne kadar az yer ayırır ve sonuç olarak yıldızların döngü izlerini oluşturacakları üst kısma ne kadar fazla yer bırakırsak o denli fazla Döngü halkasına ulaşabiliriz.
FOTO 03 buna güzel bir örnek oluşuyor: Alt kısım % 22’de kalırken, yukarıda yıldızların döngü halkaları için % 78’lik bir alan kalıyor.