Dorothea Lange
Son yıllarda çok sık başıma gelmeye başladı. Aradığım cevaplar karşıma çıkıyor. Bilinç altına gizlenmiş deneyimler sonucu mu, kalp gözüm mü açıldı bilmiyorum. Photoline dergisinde “hafızalarımıza kazılmış fotoğraflar”ın öykülerini yazmaya karar vermem ve zihnimin bir kısmının buna ayrılması ile yine benzer şeyi deneyimledim.
Fotoğraftan bahsetmeden önce bu fotoğrafa nasıl karar verdim, onu paylaşmak isterim.
Torino uçağını kaçırmam ve havalimanında geçirmem gereken bir altı saat… Can sıkıntısı veya oflanmak mizacıma uygun olmadığından bu altı saati nasıl yararlı hale getirebilir, krizi fırsata nasıl çevirebilirim diye düşünüyordum. Okunması, geri dönülmesi gereken mesajlara bakmayı aklımdan geçirmeye başlamıştım ki zihnimin odalarında ilk karşılaştığım düşünce “Photoline’daki ilk yazım ne hakkında olacak?” tı elbette.
Havalimanında insanların çılgınca alışveriş yapma iştahından epeyce uzak bir kafeye yerleşip telefonumdan fotoğraf araştırmaya başladım. 3-4 fotoğrafa göz gezdirdim ve zaten çok aşina olduğum ama az bilgi sahibi olduğum bu fotoğrafa takıldım. Duygusu hep içine çeken bir fotoğraftı ama hakkında derin bilgi sahibi değildim. Diğer fotoğrafları unuttum ve bunun üzerine araştırma yapmaya başladım, üzerine biraz bilgilenip, düşünüp kenara park ettim ve Photoline okuyucularının ilgisini daha fazla çekecek fotoğrafı bulmak için biraz daha fotoğrafa bakmak istediğime karar verdim.
Uçağa binme, Torino’ya varma telaşı ile bu konuya aklımda yer verecek fırsatım o gün bir daha olmadı. Ertesi gün Torino sokaklarına
bir iş nedeni ile erken saatlerde kendimi attım. Evden birkaç sokak uzaklaşınca şehrin merkezine gidebiliyorum. Bir meydana ulaştığımda solda büyük bir afiş gördüm. İlk anda gördüğüm şey bana çok şaşırtıcı gelmedi, sanki her gün dünyanın her yerinde karşımıza çıkabilecek bir ürünün reklam afişi ile karşılaşmışım, sanki dün 45 dakika üstüne düşündüğüm, araştırdığım fotoğraf karşıma bir metre boyunda bir afişle karşıma çıkmamış gibi.
İlk anki şaşkınlığım geçince yanımdakilere, afişi görmemdeki şokumun nedenini başı sonu belli olmayan bir ifade ile anlatmaya çalıştım. Ve öğrendim ki, “Benim Torino’da olduğum hafta Dorothea Lange sergisi var, inanamıyorum”. Sanki bir şey kaçacakmış gibi afişteki bilgiyi anlayıp onların da onayını almak için yardımlarını istedim. “Görmem için vakit var mı?”, “tarihler ne?”, “ulaşımı kolay mı?”. Evet tüm koşullar uygun. Çok sevgili üstad ressam dostumun ifadesi ile “evrenin gizil güçleri” bana aradığım cevabı yine vermişti. ana karakterin yüzünden ve çizgilerinden farklı kelimeler ile okuyabileceğimiz iki çocuğun yüzünü dikkatimizi dağıtmaması için saklarken yakaladı. Anlatmak istediğini ana karakterin yüzündeki çizgilerden ve ifadeden tüm duyguları tek kareye indirgedi. Ve “Hokus Pokus” yaptı.
Dorothea Lange, bu fotoğrafı çektiği yıllarda Büyük Buhran döneminde Roosevelt yönetimi tarafından ekonomik düzelmeyi sağlamak amacıyla Yeni Düzen reform hareketinin küçük bir parçası olan Çiftlik Güvenlik İdaresi kurumunun görevlendirdiği yaklaşık 200 fotoğrafçıdan biri idi. 1920’lerden itibaren Orta Amerika da oluşan kuraklık, kum fırtınası ve taşkınlar nedeniyle çiftçilik ile geçinen nüfusun büyük kısmı Batı ve Doğu’ya göç etmek zorunda kalmıştı. Ardından Büyük Buhran şehirlerin yanında madencilik ve tarım ile geçinen kesimi daha da çok etkilemişti. Dorothea Lange ve dahil olduğu grubun odağı bu bölge idi. 1935 yılında orta