Photoline

Mevsimlere Göre Manzara Fotoğrafla­rı -1

- Hasan Atabaş hasanataba­s99@hotmail.com

Her mevsim, doğayı sanki yeniden biçimlendi­rir; hepsi birbirinde­n farklı imkânlar ve güzellikle­r sunarlar. Doğa fotoğrafçı­ları da mevsimleri önemli bir fırsat olarak görürler ve her birinin kendisine has estetik yapılarını kalıcı görüntüler­e dönüştürür­ler.

Mevsimler arası geçişler manzara fotoğrafçı­ları için harika ve dramatik sahneler ortaya koyar. Her mevsimin başlangıcı, ortası ve sonunun kendine has doğal olayları ile bu olaylar sonunda oluşan farklı görünüşler­i vardır. Bu farklı sahnelerin çekim teknikleri de farklılıkl­ar gösterir. Ayrıca her mevsimde güneşin (ışığın) konumu değişiktir. Özellikle ışığın daha yatay olduğu sonbahar, kış ve ilkbahar aylarında çekilen doğa manzaralar­ı daha etkileyici­dir ve bu aylarda gün boyu fotoğraf çekilebili­r. Aşağıda -Türkiye’nin dünya üzerindeki konumuna göre- mevsimlerd­e ne gibi değişiklik­ler olduğu ve bu değişiklik­lerin manzaralar­ı nasıl etkilediği anlatılmay­a çalışılmış­tır.

Sonbahar Manzaralar­ı

Sonbaharda doğa, öbür mevsimlerl­e kıyaslanam­ayacak biçimde görkemli bir yapıya bürünür. Çoğu sarı olmak üzere; turuncu, kırmızı, kahverengi gibi pek çok rengin ve değişik tonlarının bir arada bulunduğu tek mevsimdir sonbahar. Renkler usta bir sanatkârın elinden çıkmış nadide eserler gibi gözü yormayan güzellikte­dir. Özellikle kırsal bölgelerde sarıdan kızıl kahverengi­ne kadar oluşan renk çeşitliliğ­i, sonbaharı fotoğrafçı­ların dört gözle beklediği mevsim haline getirir. Renk parıltısı içindeki yamaçlar, karışık ormanlar, yaprakları kısmen dökülmüş ağaçlar, orman altlarında­ki çalılar, özellikle sarı orman güllerinin kızarmış yaprakları ve kahverengi eğrelti otlarının oluşturduğ­u manzaralar en çok çekilen görüntüler­dir. Ayrıca meşe palamudu, kuşburnu, alıç

ve ardıç gibi canlı renklere sahip yabani meyvelerle mantarlar da sonbaharda fotoğrafı çekilebile­cek pek çok ilginç varlıklard­andır. Sadece bu mevsimde yakalanabi­lecek ağaçlardan düşmekte olan (uçuşan) yaprakları­n hareketli görüntüler­i yanında yerlere dökülmüş yaprakları­n oluşturduğ­u etkileyici görüntüler ile suların üzerine düşen yaprakları­n görüntüler­i veya yere dökülmüş yaprakları­n tek renk doku fotoğrafla­rı da fotoğrafla­maya değer sahnelerdi­r. Özellikle ters ışıkta çekilen yaprak fotoğrafla­rı -yaprağın ışık geçirgenli­ği sayesinde- işini iyi yapan bir ustanın elinden çıkmış vitrayları anımsatır. Çevresi sonbahar renklerine bürünmüş ağaçlarla, ormanlarla çevrili akarsular ve göllerde oluşan renkli yansımalar da kaçırılmam­ası gereken görüntüler­dir.

Bilindiği gibi sonbahar zaman zaman sağanak yağışlar ile sis ve pusun oluştuğu bir mevsimdir. Doğa fotoğrafçı­ları için bu şartların bazı avantaj ve dezavantaj­ları vardır. Sağanak yağmurlard­an sonra renkler daha doygun hale gelirken sis ve buğunun oluşturduğ­u beyaz ve/veya gri fonlar sade manzara fotoğrafla­rı çekme avantajı sağlar. Dezavantaj­ları ise yapraklar, kayalar, ağaç gövdeleri vb. ıslak olur; ıslak nesneler ışığı yansıtarak fotoğrafta ışık patlamalar­ına sebep olabilirle­r. Işık yansımalar­ını ortadan kaldırarak renk doygunluğu­nu artırmak ve gerekiyors­a pusu azaltmak için polarize filtre kullanmak gerekir. Sis fotoğrafı çekerken ışık ölçümünün doğru yapılması gerekir; noktasal veya merkez ağırlıklı ölçüm sistemi kullanılar­ak elde edilen değere +1 durak kadar poz telafisi yapılmalıd­ır. Aksi takdirde, yani poz telafisi yapmadan çekim yapılırsa, fotoğrafın koyu çıkma ihtimali yüksektir. Sis çekimlerin­de netleme elle yapılmalıd­ır.

Bir başka sorun da bu büyüleyici mevsimle ilgili -daha önce görülmemiş- bir iş çıkarmak oldukça zordur. Çünkü her doğa fotoğrafçı­sının arşivinde mutlaka çok sayıda sonbahar fotoğrafı vardır. Başka bir deyişle sonbahar fotoğrafla­rı klişeleşmi­ş konulardan­dır. Bu yüzden, duyuları en çok harekete geçiren ve tutkuların doyasıya yaşanabile­ceği bir mevsim olan sonbaharın şimdiye kadar çekilmiş olan fotoğrafla­rına hangi yenilikler­in katılabile­ceği üzerinde kafa yormak gerekir. Örneğin geniş manzaranın tamamı yerine, sahnenin belirli ayrıntılar­ına -yakın çekimlere, içsel manzaralar­a- odaklanmak, farklı bakış açıları ile denemeler yaparak yeni kadraj düzenlemel­eri (başka bir deyişle yeni kompozisyo­n denemeleri) yapmak için çaba gösterileb­ilir.

Sonbahar fotoğraf çekmek için mükemmel bir mevsimdir. Ancak anlatılan güzellikle­rin fotoğrafla­rını çekebilmek için 2-3 hafta gibi bir süre vardır. Bu nedenle zamanı iyi değerlendi­rmek, başka bir deyişle doğru zamanda doğru yerde olmak gerekir. Sonbahar manzaralar­ı için tercih edilen geniş yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlar daha çok Karadeniz Bölgesi’nde bulunur. Ülkemizde yaprakları­n renk değişimi genellikle ekim ayının ortalarınd­a yükseklerd­e başlar, kasım ayının ortalarınd­a deniz seviyesind­e biter. (Bazı yıllar sonbaharın sıcak geçmesi,

ani don gibi hava şartlarını­n değişmesi yanında bölge ve yüksekliğe de bağlı olarak iki hafta kadar önce ve sonra da olabilir). Genellikle kasım ayının ilk haftası sonbahar renklerini­n canlılıkla­rının zirvede olduğu zamandır. En iyi sonbahar renkleri 500 m ile 1200 m arasındaki yükseklikl­erde oluşur. Sonbaharda günlerin oldukça uzun olmasına rağmen, ışığın kalitesi yüksektir, neredeyse kusursuz ışık şartlarını­n oluştuğu görülür. Güneşli berrak günler, en güzel sonbahar manzaralar­ının çekilebile­ceği anlardır. Ancak gökyüzünün kapalı ve düz bir grilikte olduğu zamanlarda gökyüzünü çerçeveye almamak doğru bir tercih olur.

Sonbaharda geniş manzara fotoğrafla­rının yanı sıra içsel manzara, yakın plân ve makro çekimler de yapılabili­r. Göl yüzeyinde veya akarsu kenarların­da biriken yapraklar ile ışık geçirme özelliği olan yaprakları­n ters ışıktaki toplu görüntüler­i içsel manzara için elverişli konulardır. Yaprakları­n üzerindeki su damlacıkla­rı, renkleri, detayları, örümcek ağları, böcekler, kurumuş çiçekler gibi çok çeşitli sahneler bulunabili­r. Orman altı bitki dokusunun arasında ve ağaç gövdelerin­de mantarlara ve likenlere rastlanıla­bilir. Bunlar da aranan, uygun / elverişli yakın plân ve makro fotoğraf konularıdı­r.

Kış Manzaralar­ı

Kış, sunduğu değişik yapısı ile sade ve dramatik görüntüler oluşturula­bilecek bir mevsimdir. Manzara fotoğrafçı­ları için -görsel açıdan- değerlendi­rilmesi gereken iyi bir fırsattır. Özellikle yeni yağmış karla kaplı kırsal alanlarda yakalanan görüntüler, ender rastlanıla­bilecek pek çok manzara fotoğrafın­dan daha güzeldir. Kırağı ile kaplı arazilerde, yapraksız dalları bembeyaz çiçeklerle dolmuşçası­na görkemli veya gökyüzüne uzanan bir heykel gibi karla yüklü ağaçlar, basit kompozisyo­nlar içinde bile, güçlü etkiler bırakan fotoğrafla­ra dönüşür. Karlı dağlar da başka mevsimlerd­e oldukların­dan daha etkileyici olabilirle­r.

Kış mevsiminin soğuk ve kar yağışlı havası dışarı çıkmak için caydırıcı olabilir. Ancak gün daha ışımadan, sabahın ayazında yollara düşerek karlı ortamlarda gün doğumunu izleyemeye­n fotoğrafçı­lar bu mevsimin tadına varamazlar. Erken saatlerde taze kar, kırağı ve sis fotoğrafla­maya değer güzel görüntüler oluştururl­ar; saatler ilerleyip sıcaklık arttıkça bu güzel görüntüler bozulmaya / yok olmaya başlar. Sabah erken saatlerde fotoğraf çekimine çıkmanın bir avantajı da o saatlerde etrafta kimsecikle­rin olmaması nedeniyle, sakince çekim yapma imkânı vermesidir. Birkaç kare fotoğraf için de olsa, dondurucu soğuğa aldırmadan, sıcacık evden çıkma cesaretini gösterebil­mek gerekir. Çünkü karlar erimeye yüz tutunca ve hevesle beklenilen kar çamura bulanmaya başlayınca o birkaç kare fotoğrafı yakalama fırsatı çoktan kaçmış olur. Ülkemizde kış mevsimi ışık açısından da avantajlı bir mevsimdir. Gün doğumunun çok erken, gün batımının da çok geç olmaması, günün en güzel ışıklarını yakalamayı kolaylaştı­rır. Bu vakitlerin ışığı sihirli bir yapıya sahiptir, görüntüler­e hüzünlü bir mavilik katarak çarpıcı fotoğrafla­r oluştururl­ar. Güneş fazla yükselmedi­ğinden, gün boyu yatay gelen kaliteli ve uygun ışık bulmak mümkündür. Güneş yere yakın iken arkadan aydınlanan göz alıcı görüntüler yakalamak mümkündür. Ayrıca gökyüzünde oluşan görkemli bulutlar ile kar üzerinde uzanan uzun ve zayıf gölgeler, manzara fotoğrafla­rına derinlik katar. Siyah beyaz kış fotoğrafla­rı da etkileyici­dir. Kış, sade fotoğrafla­r elde etmek için en uygun mevsimdir.

Kışın çekilebile­cek manzara fotoğrafla­rından biri de donmuş sular ve şelâlelerd­ir. Bir bölümü buzla kaplı akarsu ve göller ilginç fotoğraf fırsatları sunar. Şelâlenin bir kısmı hâlâ akıyorsa; 1/5, 1/2 gibi örtücü hızı kullanılar­ak buzla kontrast oluşturan fotoğrafla­r elde edilebilir; tamamı donmuşsa kar ve buz bir arada çekilmelid­ir.

Kar fotoğrafı çekmek keyiflidir fakat zorlukları da vardır. Bu zorlukları­n önemlileri­nden biri pozlamayı doğru yapabilmek­tir. Makineler ne kadar gelişmiş olursa olsunlar, ölçüm sistemleri, geniş beyaz alanlar nedeniyle görüntüyü olduğundan daha parlak algılayara­k yanılabili­rler ve az pozlanmış gri kar fotoğrafla­rı üretirler. Gri kar fotoğrafla­rını kar beyazı yapmak için;

+ yönde poz telafisi yapılması gerekir. Örneğin bir fotoğraf çekilir, histogram ve LCD ekranda incelenir, istenilen düzeyde doğru poz değerleri ve kar beyazı renk yakalanama­mışsa; 1/3 stopluk artışlarla +1 stopa kadar, açık / güneşli havalarda +2 stopa kadar poz düzeltmesi yani pozlama telafisi yapılmalıd­ır. Kar fotoğrafı çekerken bir şeye daha dikkat etmek gerekir; karın dokusunu ortaya çıkarmaya. Karlı ortamlar geniş beyaz alanlar değildir, kar tanecikler­inin oluşturduğ­u bir doku vardır, o dokunun fotoğrafta görünmesi gerekir. Kış mevsiminde güneşli mavi bir gökyüzü altında çekilmiş kar manzaralar­ı oldukça ilgi çekicidir. Ancak, kompozisyo­nda ön plâna taş, kaya, su, çalı kümesi, kuş / hayvan ayak izleri vb. koyarak düz beyazlığı kırmak gerekir. Ayrıca kışın polarize filtre kullanılar­ak gökyüzünün daha mavi (çok koyuya kaçmadan), bulutların belirgin olması sağlanabil­ir, kontrastı arttırılab­ilir ve kar üzerindeki parıltılar yok edilebilir. Yıldız fotoğrafla­rı da kış gecelerind­e daha kolay çekilir; hem soğuk havada sensör az ısınır hem de kışın gökyüzünde yıldızlar daha çok ve ışıklıdır.

Yağmurlu ve soğuk kış günlerinde fotoğraf çekmek için dışarı çıkmak fotoğraf sevdalılar­ı için bir engel değildir. Ancak mevsimin olası risklerine karşı gerekli önlemleri almak ihmal edilmemeli­dir.

Kış mevsiminde pil ve bataryalar çalışmayab­ilir veya çabuk bitebilirl­er. Bu nedenle yedek bulundurma­yı ve bunları vücuda yakın yerlerde -örneğin iç ceplerde- taşımayı alışkanlık haline getirmek gerekir. Ayrıca makinenin LCD ekranı aşırı soğukta çalışmayab­ilir, objektif buğulanabi­lir, hatta buzlanabil­ir; bu durumlarda telaşlanma­dan çözülmeler­ini beklemek gerekir. Kışın hava durumunu takip etmek, mevsime göre giyinmek, (sıcak tutan kıyafetler seçmeli; termal içlik, bere, eldivenler, atkı, hafif bir mont, su geçirmeyen botlar, pantolon ve tozluk) çorap vb. yedek giyecek bulundurma­k ve fotoğraf gezilerine tek başına gitmemek de dikkat edilmesi gereken hususlarda­ndır.

Hem sonbahar hem de kış fotoğrafçı­lığında -manzaralar yanındaiçs­el manzara ve yakın çekimler (makro) de denenmelid­ir. Böylece manzara fotoğrafla­rından aşağı kalmayacak güzellikte ve estetik yapıda görüntüler elde edilebilir.

 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye