Rusya’nın İslam politikası ve Rusya Müslümanları
Rusya’nın İslam politikasını değerlendirirken, hiçbir Batılı ülkeyle karşılaştırılamayacak kadar kalabalık ve eski bir Müslüman azınlığa sahip olduğu, devletin Müslümanlara yönelik politikalarında sadece iç kamuoyunu değil İslam dünyasındaki Rus imajını da gözettiğini ve 1990’larda fiilen bağımsızlığını kazanmış Müslüman kimlikli ayrılıkçı bir bölgenin (Çeçenistan) en önemli iç siyasal travma ve güvenlik tehdidi olarak algılandığını göz önünde bulundurmak gerekir.
Rusya’nın Müslümanları egemenliği altına alması 1552’de Kazan’ı işgaliyle başladı. Çariçe Katerina’nın ‘hoşgörü fermanı’ (1773) bir dönüm noktası oldu ve hatta bugüne dek süren uzun vadeli stratejinin yönünü tayin ettiği bile söylenebilir. 1. Petro (Büyük/Deli) döneminde Ortodoks kilisesinin devletin kontrolüne alınmasına benzer şekilde 1788’de Orenburg’da kurulan müftülük başta olmak üzere Rusya’nın farklı bölgelerinde kurulan müftülükler aracılığıyla devletin kısmen kontrol edebileceği bir İslami hiyerarşi oluşturulmuş ve Sovyet dönemi dahil iki yüzyılı aşkın bir süredir devletin İslam politikasında kritik bir görev üstlenmiştir.
20. yüzyılın başında Rusya’nın Müslüman nüfusu Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayan Müslüman nüfustan fazlaydı. Günümüzde Rusya’da nüfusun yaklaşık yüzde 10-12’sinin (13-16 milyon) Müslüman kökenli olduğu tahmin edilmektedir. Müslümanlar, Kuzey Kafkasya ve Volga-Ural bölgelerinde yoğunlaşmaktadır. Komünist Parti kontrolünde müftülüklerin ve az sayıda caminin varlığına müsaade edildiği ve resmi devlet politikasının ‘militan ateizm’ olduğu 75 yıllık Sovyet döneminde, dini pratikler ağır darbe almış ve Dağıstan gibi istisnai bölgeler haricinde dindar yaşam tarzı marjinalleşmiştir. Örneğin günümüzde Müslümanlar arasında haftada bir camiye gitme oranı yüzde 10 civarındadır.
Ortodoks Hıristiyanlık, İslam, Musevilik ve Budizm 1997’de Rusya’nın ‘dört geleneksel dini’ olarak kabul edilmiş ve Rusya 2005 yılında İslam İşbirliği Teşkilatı’na gözlemci üye olarak katılmıştır. Bu yıl Kurban Bayramı arifesinde, 23 Eylül 2015’te, Moskova Merkez Camii Vladimir Putin, Tayyip Erdoğan ve Mahmut Abbas’ın katıldığı görkemli bir törenle açıldı. Müslümanlara yönelik jestler olarak algılanabilecek bu gibi hamlelerin sebeplerinden biri, Rusya’nın özellikle Çeçenistan üzerinden Müslümanların tepkisini çekmek istememesi, aksine ülke içinde ve dışında Müslümanlara sempatik bir devlet izlenimi vermeye çalışmasıdır.