Demokrasi cephesi genişliyor
Çok zor günler geçirdik. Adrenalin tavanda. Yemek ve uyku ihtiyacımız minimum seviyede.
Bu enerjiyi, Türkiye’nin seçilmiş ve “sınanmış” Cumhurbaşkanı “bitti” diyene kadar kentlerimizin, kasabalarımızın, köylerimizin meydanlarını doldurmaya harcayacağız.
Ama kararlılığımızı ve coşkumuzu koruyarak soğukkanlı davranmaya başlamamamızın zamanıdır artık.
Zira bundan sonrası “Türkiye’yi işgale açık bir hale düşürmeye çalışanların” bu ülkeden bu devletten arındırılması vaktidir. Hata yapma lüksümüz yok. Siyasi görüş farklılıklarını bir kenara koyup demokrasiden ve milli iradeden yana olanlarla, kısacası “yerli unsurlarla” birlikte bu arınma sürecini sağlıklı bir şekilde yürütmeliyiz. Bu kriter dışındaki, nedeni atla deve olmayan kavgalarımızı öteleyelim. Ara ara yine döner “kapışırız.” Örneğin başından beri darbecileri net şekilde tanımlayıp karşı duran Devlet Bahçeli takdire şayan bir duruş sergiliyor. MHP’liler darbe gecesinden beri sokakta demokrasi nöbetinde.
Pazar günü CHP’nin Taksim’deki eylemine AK Partililerin katılma kararı alması da umut verici.
Hâlâ sokakta tanklara direnen halkına “IŞİD’çi” türünden hakaretler yağdıran Selahattin Demirtaş gibi yöneticilerini ayrı tutarak söylüyorum. HDP tabanında pek çok vatandaşın da askeri darbeye karşı olduğunu, bu Fethullahçı çeteye dair de netleştiğini biliyorum.
“15 Temmuz birleşik vatan ve demokrasi cephesi” son yıllarda birbirine düşürülen 80 milyon kardeşe iyi gelecek, ben inanıyorum.