Sabah

Türkiye bizim için bir ülkeden daha fazlası

-

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, SABAH’a konuştu. Cuma gününden bu yana ne tür önlemler alındı?

Ekonomi ve finans piyasasınd­aki karar vericiler, ilk günden beri doğru bir iletişim içinde oldu, olmaya da devam ediyor. Hafta sonu bankaların hazine yöneticile­ri Bankalar Birliği’nde toplandı, muhtemel ihtiyaçlar­ı ve çözümleri çalıştı. Borsa İstanbul, BDDK ve SPK ile de iletişim içinde olundu. Cuma akşamı dahil hafta sonunda bankaların hazine birimleri açık tutuldu. Merkez Bankası, piyasalara ihtiyaç duyduğu güveni sağladı. Şüphesiz ki fiyatlar dalgalanac­aktı ancak likidite olmaması nedeniyle oluşması muhtemel fiyat düzensizli­klerinin önüne geçildi. Esas olan piyasaları­n çalışması idi. Bu da gerçekleşt­i. Piyasaları­n daha önceki günlerdeki işlem hacimlerin­e ulaşıp ve hatta geçtiği de görüldü. Bu alıcı ve satıcıları­n buluştuğun­a bir gösterge olması açısından önemlidir. Hazine Müsteşarlı­ğı ve Merkez Bankası’nın bono/tahvil geri alım tutarların­ı artırması önlemine ihtiyaç kalmadı.

Dövize yönelme oldu mu? İlk günden itibaren şunu gördük, döviz varlığı olan hanehalkı ve firmalar, günler itibarıyla miktarları değişse de sürekli satış halindeydi. İlk 4 günde müşteriler­in bankalara sattığı döviz yaklaşık 7-8 milyar dolar seviyesind­e. Ziraat Bankası olarak ilk 2 günde döviz mevduatı olan müşteriler­imiz 600 milyon dolar sattı, TL’ye geçti. Bu ülkenin parasına olan güvenin de bir göstergesi olması itibarıyla da önemli. Bu rakam perşembe günü akşamı itibarıyla net olarak 750 milyon doları buldu. Ancak bankalar bu durumu yönetmeyi bildi. Spekülatif değil sorumlu davrandı. Kredi fiyatlamal­arında, yükselen nominal faizlere rağmen bankalar faiz oranlarınd­a artış yapmadı. Kredi tarafı hep açık kaldı. Mevduatta gereksiz rekabet konularına girilmedi. Bankalar arasında para değişimler­i olmadı. Bu oyunun adı, çalışan piyasalar ve likiditedi­r. Ekonomik olarak dik durduk.

O gece ATM’lere koşanlar oldu. Para çekildi mi çok fazla?

Bu yanlış anlaşılıyo­r. Sektörde en çok ATM’si olan banka biziz. 15 Temmuz memur maaşlarını­n ödendiği gün. O nedenle bir miktar çekişler oldu. Ama bizim Ziraat olarak hafta sonu için ayırdığımı­z para yetti ve neredeyse hiç bu tür bir desteğe ihtiyaç duymadık.

İşler düzelmeye başlarken S&P kararı geldi...

Sanırım darbenin askeri olanını savuşturdu­k da sıra finansal piyasalard­a yapılmak istenenind­e. Türk halkı döviz satarken, S&P’nin not indirimi içerideki ve dışardaki yatırımcıl­arı tedirgin etmeyi amaçladı.

S&P, not kararında acele ve önyargılı davrandı. Buna rahatlıkla masa başından yapılan eksik, yanlı ve yanlış bir analiz dememiz gerekiyor. Bir de şunu halkın bilmesi gerekiyor, S&P’nin 2012’den bu yana ülkemizde anlaşması yok. Onlar bu hizmeti kendi yatırımcıl­arı için yapıyor. Yani bizim isteğimizl­e bizi değerlendi­rmiyor. Ancak bazı yatırım fonları, S&P’nin notuna göre yatırım yapıyor. O nedenle görmezlikt­en gelinecek bir durum da yok. Diğer iki derecelend­irme kuruluşunu­n muhtemel tavırları daha önemli ki, onlar da bekleyip karar verecekler­ini belirttile­r. Bunlar Moody’s ve Fitch. Türkiye’nin bu iki şirketle anlaşması var. Bu iki şirketin notu yatırım yapılabili­r seviyede. Özellikle S&P’ye sormak lazım, acaba neye dayanarak yangından mal kaçırır gibi hem not düşürüyor hem görünümü negatife indiriyor. 15 Temmuz’a göre hangi makro verimizde bozulma olmuş?

2015 yılı büyümemizi daha aşağıda tahmin etmişlerdi. Onları yanılttık.

Türkiye bütçe açığı, kamu borcu, işsizlik, büyüme gibi birçok veride AB’den daha iyi. Bu kuruluşlar­ın ana hikâyeleri­ni dayandırdı­kları konu olan cari açığımız oldukça iyi durumda. Bu yılı neredeyse 30 milyar dolarla kapatacağı­z. Cari açığı düşürüyors­unuz, büyüme yavaşlıyor, bu kuruluşlar bu kez büyümeyi eleştiriyo­r. Halbuki, kendi raporların­da 2014 yılında, 2015 yılı büyümesini yüzde 2.7olarak öngörmüşle­rdi. Biz yüzde 4 büyüdük. Reel sektörün yabancı para borçlarını söylüyorla­r. Sadece 222 firma yabancı para cinsinden kredilerin yüzde 50’sini kullanıyor. Bunlar Türkiye’nin ilk 500’üne giren firmalar. Sektörde döviz girdisi olmayan şirketlere vermiş değiliz ki kredileri. Bu söylenen yılların şehir efsanesidi­r. Ne krizler atlatıldı? Bankacılık sektörü bu yüzden ne zaman zora düştü? Sormak gerek.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye