Sabah

Darbenin görünmeyen yüzü!

-

Deniliyor ki... İstihbarat­ta teamüller vardır. Bir ihbar geldiğinde eş anlı iki süreç başlatılır: 1- Teyit-Tekzip. 2- Karşı önlem. Sonra şöyle devam ediliyor... İstihbarat birimlerin­e her gün onlarca ham bilgi ulaşır. Bunların nitelikli istihbarat kabul edilebilme­si için “yer, zaman, kişi” bildirilme­si gerekir. Bu nedenle, bir yandan iddia veya ihbarın teyidine, tabii aynı zamanda da tekzibine çalışılır. Deyim yerinde ise sağlaması yapılır.

Anlatım, ihbar, yazılı not vs... İstihbari açıdan kıymetlend­irildi mi, derhal hedef kişi, kurum ve bölge için karşı tedbirler devreye girer.

15 Temmuz 2016’da, darbe girişimi için görevlendi­rildiğini beyan eden subaylar, epeyce detay vererek istihbarat teşkilatın­ı alarme ediyor. Aktarımlar­ının hiç de yabana atılır şeyler olmadığı kanaati oluşuyor. Anlatılanl­arın ve anlatanın ciddiyeti test ediliyor. Daha ileri araştırmal­ara gerek duyuluyor.

İstihbarat­ın kilit isimleri ile Genelkurma­y karargâhı arasında önce telefonla, kısa süre sonra yüz yüze görüşme trafiği başlıyor. Bu ilk görüşmede karargâhın “askeri iç bünyede durum tespiti” için harekete geçtiği anlaşılıyo­r.

Derken karargâhın bir ve iki numarası ile müsteşar saat 18.00 sularında çok kapsamlı değerlendi­rme yapıyor. 19.26-20.31 saatleri arasında Genelkurma­y emirler yayımlıyor (aslında yayımlandı­ğını sanıyor). Kara Kuvvetleri Komutanı da denetleme için sahaya çıkıyor. Müsteşar, karargâhta­n ayrılıyor. Durumun kontrol altına alındığı varsayılıy­or!

O saatten itibaren, karargâhla Yenimahall­e arasında bağlantı kopuyor. Ne yazık ki savaş uçakları Ankara semalarınd­a, tanklar Boğaz Köprüsü’nde görünüyor.

Ve sorular birbirini izliyor... Örneğin, istihbarat tarafı eskisi gibi askerin içinde adamı olmadığını söylüyor ve kaynağında­n duyum almanın güçlüğünde­n dem vuruyor.

Ayrıca... Genelkurma­y’a gidildikte­n sonra yayımlanan emirlerin, darbeciler­i panikletti­ğini, bu sayede darbenin öne çekildiğin­i ve deşifre edildiğini savunuyor. Burada kritik hususlar şunlar...

1- İstihbarat bu çapta örgütlenme­yi neden 15 Temmuz öncesi açığa çıkaramıyo­r? Haydi bundan geçtik diyelim... İstihbarat veya karargâh; belli düzeyde tehdit algıladığı­na göre, neden Başkomutan’ı ve hiyerarşik olarak bağlı oldukları Başbakan’ı bilgilendi­rmiyor?

2- Jetlerin yere indirilmes­i ve yerdekiler­in havalanmam­ası emri verilirken, yani risk algısı bu düzeydeyke­n işin asli sahibi Hava Kuvvetleri Komutanı neden uyarılmıyo­r? Eskişehir’deki havacı ekip, nasıl oluyor da darbeye düğünde yakalanıyo­r?

- TSK’dan sonra en büyük silahlı gücü yöneten İçişleri Bakanı’na, 15 Temmuz öğleden sonra gelen o öncü sinyaller niçin ulaştırılm­ıyor?! Bakan tedbir alacağı sırada Erzurum-Ankara uçağında bulunuyor ve istediği dakikada müdahale etmesi geciktiril­iyor!

- İstihbarat, Cumhurbaşk­anı’na 24 saat ulaşabilec­eği telefonu niçin kullanmıyo­r? “Tehlike fark edildi, önlem alındı, endişelend­irmek istemedik” şeklindeki mazeret zinciri tatmin edici olmaktan uzak durmuyor mu?

- Velev ki tehdidin yönetilebi­lir ölçekte tutulduğu varsayılmı­ş olsa bile, askeri kalkışmanı­n açık hedefi olacağı öngörülmes­i gereken Cumhurbaşk­anı’nın etrafındak­i güvenlik kuşağı neden takviye edilmiyor, güvenli bölgeye transferi sağlanmıyo­r?

Gerek paylaştığı­mız bilgiler gerekse sorduğumuz sorular hem kişisel hem kurumsal hem de sistemin işleyişi açısından pek çok probleme işaret ediyor. Daha tartışılac­ak onlarca konu da olacak...

Ama... Her darbenin bir mekaniği vardır. Yani... Her darbenin siyasi, ekonomik ve dış ayağı söz konusudur. Darbe girişimi travması ve artçı şoklarının geçmesinin ardından “politik, finansal ve uluslarara­sı ayakları” millet tarafından çok da uzağa gidilmeden görülecekt­ir. okan muderrisog­lu#sabah Fom tr SMS OM yaz ’ye g|nder TL M+ MESAIaFebo­ok Fom/okanmuderr­isoglu

 ??  ?? Okan MÜDERRİSOĞ­LU
Okan MÜDERRİSOĞ­LU

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye