Sabah

ABD var mı darbe girişimind­e?...

-

Bizim kuşak başlangıçt­a 6üleyman Demirel’i hiç sevmezdi. Bugün karşıtları­nın Erdoğan hakkında söylediği her şeyi Demirel hakkında dile getirirdi. Bu çevreler kendilerin­i eşanlamlı sayarak solcu .emalist Atatürkçü diye tanımlardı. Demirel ise sağcıydı. Demirel karşıtları, 1 darbesi gibi 1 1 darbesini de sevinçle karşılamış­tı. Hem (aşırı) soldan hem Demirel’den kurtulacak­lardı.

Sağ ise ters ayakta yakalanmış­tı. Bir yanda 1960’tan beri oy verdiği iktidarlar darbelerle, yani asker tarafından ‘gönderiliy­ordu’ bir yandan da o kesim, yani milliyetçi mukaddesat­çı (o zaman muhaIazakk­r kavramı yoktu) taban, kendisini ordunun savunucusu destekçisi olarak görüyordu.

Derken iki şey oldu. 1 1 darbesine Ecevit karşı çıktı. Onu kendisine ve başında bulunduğu ‘ortanın solu’ hareketine yapılmış saydı. Demirel sıkıştı. Düşünün, eğer bu darbe kendisinin de o kadar karşı olduğu sola karşı yapılmışsa savunması gerekirdi. Ama aynı darbe kendisini de ‘götürmüştü’, karşı olmak zorundaydı. Bu defa o, yavaş yavaş darbeye karşı çıkmaya, darbenin gerçeğini anlamaya başladı. Ama bunu kendi yöntemleri­ne uygun biçimde yaptı. Hem 12 Mart sonrası kabinelerd­e yer aldı, hem de 12 Mart kabineleri­ne cephe aldı.

Ama bir gerçek vardı: kendisine oy veren tabanın önemli bir bölümü o sırada Ecevit &+3’sine kaymıştı. ‘.ara Oğlan’ bir de darbeye hemen karşı çıkınca, 1 seçimlerin­i kazandı. Bununla birlikte, seçim ertesinde, ordu hâlâ “benim dediğim olur” düşüncesiy­le, *.B *ürler’i Cumhurbaşk­anı seçtirmeye kalkınca Ecevit-Demirel anlaştı, Gürler dışarıda kaldı, darbe aşıldı.

Bütün bunlardan sonra ayağı suya eren Demirel oturup düşündü, ‘darbenin arkasında Amerika vardır’ dedi. Hem kendisi söyledi, hem Dışişleri Bakanı Çağlayangi­l’e söyletti. Gerekçeler­inin özeti, ‘ABD’nin dediklerin­i yapmamak’, 5usya’yla yakınlaşma­k idi.

Bu Amerika meselesi daha önceki ve sonraki darbelerde de gündeme geldi. 6am Amca’nın darbelerde­ki mevcudiyet­i neredeyse milimetrik olarak kanıtlandı. Üstelik bu defa hem sol hem de sağ birlikte ABD’nin parmağı var demeye başladı. Ben de bu görüşün yıllar yılı şedit bir savunucusu oldum, şedit darbe karşıtlığı­mın yanı sıra.

Bugün de sonuna kadar inanıyorum ki, ABD işin içindedir. İncirlik’in kullanıldı­ğı bir darbe girişimind­en ABD’nin haberinin olmayacağı­na, hatta darbe hazırlıkla­rını bilmeyeceğ­ine kargalar bile güler. Darbe sonrası Amerikan basınında çıkan yazılara bakın. ABD darbeyi 15 Temmuz gününün, darbe öncesinin mantığı ve yaklaşımıy­la ele aldı. Erdoğan’a kızgındı. Sustu, bekledi, gözledi, ölçtü, biçti, olmayacağı­nı görünce “karşıyız” dedi.

Bu sadece bir Erdoğan-Amerika meselesi değildir. Aynı zamanda dünyanın bu bölgesinin nasıl tasarlanac­ağıyla ilgili bir konudur. Ayrıntılar­ını yavaş yavaş öğreneceği­z. Ama görünen köyün kılavuz istemediği de aşikâr.

Şimdi mesele başka bir noktaya kayıyor. ABD’nin etkisini, tutumunu biliyoruz da bundan sonra ne yapacağız? Soruyu, Bülent Ortaçgil’in şarkısında­ki sorulara bir yenisini ekleyerek öyle sorayım, ‘küsmeli mi küsmemeli mi’?

Cevabı cuma günü verebilir miyim?...

KEkaKraPan#saEaK FRP Wr SMS HBK \a] 1 ’\e J|nGer 1 6 TL MH 16 1 IaFeERRk FRP KasanEXlen­WkaKraPan

 ??  ?? Hasan BülenW KAHRAMAN
Hasan BülenW KAHRAMAN

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye