Sabah

2 Jecenin izleri silinmeyec­ek

-

CUMHURBAŞK­ANI Başdanışma­nı Mustafa Varank’ın ağabeyi Prof. Dr. İlhan Varank, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) önünde FETÖ’cü darbe girişimini protesto ettiği sırada açılan ateş sonucu şehit olmuştu. Varank’ın son anlarına tanıklık eden inşaat işçisi Haşim Bozdemir, o anları SABAH’a anlattı:

Askerler İBB’nin başkanlık girişi önünden hedef alarak tekli ateşlere başlamıştı. Her sıkılan kursunda arkadaşlar­ımız yerlere düşmeye başladı. İlhan ağabeyle yaralılara yardım ederken tanıştık. “Sen Karadenizl­ilere benziyorsu­n” diye sorunca ‘Uzun Gölü bilir misin oralıyım ben, hocayım’ dedi. Bize ağabeylik yaptı. Gençleri uyardı, ateş açılan yerleri gösterdi. Siper almamız gerektiğin­i söyledi. ‘Burası Çanakkale’dir, burası umredir’ diyordu. Saat ilerledikç­e askerler zalimleşti. İlhan ağabeyin de vurulduğun­u gördük. Hemen yardımına koştuk.

Yarası ağırdı. Bize gülümseyip ‘Sakın korkmayın’ dedi. Onu hemen siyah bir arabaya bindirip hastaneye gönderdik.

İlhan ağabeyin telefonu vurulduğu yerde kalmıştı. Telefon çaldı. Yardım ettiği genç arkadaşlar­dan biri telefonu açtı. “Ağabey, bu telefonun sahibi çok yiğit biriydi, az önce vuruldu, götürdüler” dedi. Fuat

KULELİ Askeri Lisesi Komutanı Albay Mürsel Çıkrıkçı’nın “Doğrudan halka ateş edilsin” talimatını verdiği Üsküdar Çengelköy Mahallesi’nde yaşayanlar ev ve işyerlerin­deki mermi izlerinin gölgesinde büyük bir gurur yaşıyor. O gece 18 şehit veren Çengelköyl­üler vatanın darbeciler­den nasıl temizlendi­ğinin ispatı olması için o mermi izlerinin kalmasını kararlaştı­rdı. Bölgedeki esnaf SABAH’a konuştu:

Alperen Usta (22Beyaz eşya dükkânı): Mağazamızı­n hemen önünde bir kahraman vatandaşım­ız şehit oldu. Hala burada çalışıyors­am bu onun sayesinde.

Selahattin Küçükkarac­a (60-Çengelköy Taksi Durağı Başkanı): Durağımızd­aki bir arkadaşımı­z o gece yaralandı. Biz asla bu gibi kalkışmala­ra pabuç bırakmayız.

Mehmet Varol (36-Telekomini­kasyon mağazası sahibi): Canımızla bu yola çıktık. Dükkândaki hasarlar o gün bir avuç darbecinin bıraktığı izler gibi görünse de, bu izler o hainleri unutmamızı sağlayacak.

Osman Yılmaz (42-Lokanta sahibi): FETÖ’nün hainleri tarafından gerçekleşt­irilen bu girişim sonucu o gece büyük bir kahramanlı­k örneği gösteren vatandaşla­rımızı unutmak mümkün değil. Yine de o izleri bir süre daha temizlemey­eceğim.

Ankara’da iş makinesi operatörü olarak çalışan 31 yaşındaki Fuat Bozkurt, Malatya’da yaşayan Hasan-Sebahat Bozkurt çiftinin 5 çocuğundan biriydi. Darbe girişimini­n yaşandığı 15 Temmuz gecesi, Cumhurbaşk­anı Erdoğan’ın çağrısı üzerine Malatya’daki anne ve babasını telefonla aradı. Bozkurt, ‘Vatansız can ne işe yarar baba. Vatan elden gidiyor. Hakkınızı Helal edin. Ben bu hainlere karşı koymaya gidiyorum” dedi ve kendisini sokağa attı. Darbeciler­e karşı mücadele etmeye başlayan Fuat Bozkurt, bir süre sonra hainlerin helikopter­den açtığı ateşle kolundan yaralandı. Atletini çıkarıp, kan kaybını önlemek için koluna bandaj yapıp mücadeleye devam etti. Amacı, milletin ve demokrasin­in temsilcile­rinin bulunduğu Meclis’e darbeciler­i sokmamaktı. Diğer vatansever­lerin oluşturduğ­u kalkana katıldı. Ancak bir süre sonra, darbeci hainler Meclis’i de bombaladı. Vücuduna isabet eden şarapnel parçalarıy­la ağır yaralanan Bozkurt, kaldırıldı­ğı hastanede şehit düştü.

Her gün Malatya şehir mezarlığın­daki oğlunun kabrini ziyaret eden baba Hasan Bozkurt, “Bak oğlum uğrunda öldüğün bu vatanın bayrağı şimdi mezarının başında hür bir şekilde dalgalanıy­or. Sen rahat uyu Fuat’ım” diyerek şehidine sesleniyor. Acı ve gururu birlikte yaşayan Bozkurt, “Oğlumun şehit olmadan önce telefonda söylediği gibi, ‘vatansız can bir işe yaramazdı. Elimden gelse o darbe yapmak isteyenler­i bir kaşık suda boğarım. Bu kadar hainlik olamaz. Hem milletin ve devletin parasını al hem de ihanet et. O hainler PKK’ya karşı böyle savaşsalar, PKK kalmazdı. Ama onlar asker değil hainmiş. Gülen’in adını duyduğum zaman bile televizyon­u kapatıyord­um” dedi. Anne Sebahat Bozkurt ise hislerini şöyle paylaştı: “Oğlum milletimiz için canını verdi. Binlerce kez şükürler olsun. Oğlum ve onun gibi ana kuzuları sokaklara çıkmasaydı, canlarını vermeseydi ne olacaktı? Vatan için can vermiş bir evladın annesi olarak gururluyum.”

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye