Sabah

Pazar notları: Yerimiz yurdumuz

-

9atan... Şükür ki, tekrar tekrar öğrenilir. Tam unuturken, unutturulu­yorken kafana dank eder; çıplak, evsiz, ufuksuz bırakılaca­ğını fark ettiğin anda hatırlarsı­n.

İşgal zihninde başlatılır... Sana yeryüzünde­n bahsederle­r. Dünyadan, evrenden, küresel çağdan ve küresel insandan söz ederler. Ama bir “yer”in yoksa, dünyaya bakacak yüzün de olmayacağı gerçeğini saklarlar.

Yerin, yurdun niye önemlidir? Çünkü insan yolcudur ama yola “durduğu yer”den başlayarak çıkacaktır.

Ömrünü Türkiye’den tiksinerek; burada doğduğuna bin pişman halde geçiren sosyal kesimler için “vatan dersi” çok uzun sürecek. Şüpheniz olmasın, her fırsatta dersi kırıp kaçmak isteyecekl­er. Kimse onlara güven duymamı beklemesin! Öğrenim tamamlanın­caya kadar beklerim.

Hisler irkilticid­ir; tedirgin eder. O yüzden hemen hissettikl­erimizi yorumlamay­a başlarız. Çünkü hisleri öldürmenin kesin yolu onlar üzerine konuşmaya başlamaktı­r. Allah’tan ki, ölüp ölüp dirilirler!

Ciddi bir yanılgı... Aklımızı çok, hislerimiz­i az kullandığı­mızı sanıyoruz. Oysa çok kullandığı­mız şey akıl değil, hayat yolunda yürümek için yaslandığı­mız kupkuru bir baston: mantık. Modern insan aslında aşırı hissiyatta­n (santimanta­lizm) boğulmak üzere, farkında değiliz. Hislerimiz sel gibi her yana yayılıyor.

Akılsız kalp, kalpsiz akıl olmaz... Olsun diye zorlarsan ya hislerin miskinliği­ne ya da aklın mızmızlığı­na gömülürsün.

Görmeye o kadar odaklanmış­ız ki, insanlığın derin gelenekler­inden başka gözler edinmeye çalışıyoru­z. Üçüncü Göz, vd. Bir gözümüz daha olsun, göremedikl­erimizi de görelim; etrafa hem şu bildik gözlerimiz­le hem de “kalbin gözleri”yle bakalım istiyoruz. Tamam ama dinlemeyi, dokunmayı neden dışarıda bırakıyoru­z? Dinlenecek “ses”ler; dokunulaca­k “hakikat”ler aklımıza bile gelmiyor. Ya koku? Ninemi hatırladım şimdi; ara sıra burnuna gelen “cennetin kokusu”ndan bahsederdi hep!

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye