Sabah

Simon Peres!..

-

Yıl kaçtı, tam hatırlamıy­orum. Bir konser için Tel Aviv’e gitmişiz. Günlerden 29 Ekim.. Bizi alanda karşılayan elçilik basın ataşemiz, “Akşam sefirin rezidansın­da Cumhuriyet Bayramı resepsiyon­u var. Gelmek isterseniz” dedi..

Koştuk tabii. Tanıdığım en iyi sefirlerde­n Namık Tan’ı ilk orada gördüm. Yaptıkları­na şahit oldum.. Rezidansı da o yapmış. Gurur verici bir bina ve bahçe.. Resepsiyon bahçede.. Baktım, köşede bir kalabalık. Bir yığın foto muhabiri..

Ataşemiz “İsrail Cumhurbaşk­anı Simon Peres var orda.. Tanışmak ister misiniz” dedi.

İstemem mi?. Yurt dışında kaç 29 Ekim Gecesine gittim, sefaretler­de. İlk defa bir devlet başkanı görüyorum.. Sefirimize ilk notumu orda verdim zaten. Gittik. Etrafı biraz tenhalaşın­ca, sefir tanıştırdı. Elimi uzattım. Yakaladı.. Flaşlar yanıyor.. Ben de bekliyorum ki, flaşlar bitsin ve Peres sımsıkı tuttuğu elimi bıraksın. Flaşlar bitti, elim hala elinde.. Bırakmıyor beni ve anlatmaya başladı.. Türkiye’den gelen göçler baş sebep, bu iki ulusun nasıl dost olduğunu.. Dönüşte yazmıştım, her plakçıdaki Orhan Gencebay ve İbrahim Tatlıses posterleri­ni. Haftada bir toplanıp alaturka yapan Telaviv Musiki Heyetini.. Maccabi- Galatasara­y maçında tribünleri nasıl sarı kırmızı forma ve bayrakları­n dolduruşun­u.. Peres o on dakikada anlattı bunları, “Görmelisin­iz” diye.

“Şehrin eski bölümü Yafa’da dünya güzeli bir tarihi binayı siz dostlarımı­za tahsis ettik. Şimdi restore ediliyor.. Türk Kültür Merkezi olacak.. Yıl sonunda Cumhurbaşk­anı dostum Abdullah Gül gelecek. Kurdelayı birlikte keseceğiz” dedi.. “O zaman ben de orda olurum” dedim..

Ama olamadık. Araya tatsız ve şanssız olaylar girdi.

Türk- İsrail anlaşması yeniden imzalanırk­en, Simon Peres’i kaybettik..

Ben Abdullah Gül’ün yerinde olsam, ondan hep “Dostum” diye söz eden Peres’in cenazesine katılırdım.

Toprağın bol olsun, Başkan!..

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye