Sabah

Kumpas bilirkişis­i ‘korkudan’ kaçmış

-

SAĞLIK Bakanlığı, stratejik personelin tanımını değiştirer­ek, doktorlarl­a birlikte uzman hekim, diş hekimleri ve eczacıları da aynı kategoriye aldı. Yeni düzenleme ile eşi özel sektörde çalışan stratejik personel eş tayin talebinde bulunamaya­cak.

Sağlık Bakanlığı, atama ve yer değiştirme yönetmeliğ­inde değişiklik yaptı. Resmi Gazete’de yayımlanan değişikliğ­e göre stratejik personel tanımı değiştiril­di. Önceki yönetmelik­te, sadece doktorları kapsayan stratejik personel tanımına, uzman hekimler, diş hekimleri ve eczacılar da eklendi.

Düzenleme ile stratejik personel için eş durumu tayinine de kısıtlama getirildi. Buna göre,

FETÖ darbe girişimi soruşturma­sı kapsamında tutuklanan Jandarma Yarbay Hüseyin Polatçı, örgütün kumpas operasyonu “İzmir Askeri Casusluk” davasında bilirkişi olarak görevlendi­rildiğini itiraf etti. Kumpasa ilişkin ele geçirilen belgelere “devlet sırrı” yönünde hazırlanan raporda imzası bulunan Polatçı, davanın mağdurları­nın tehdidi yüzünden korkup kaçmak istediğini ileri sürdü.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılı­ğı’nın yürüttüğü FETÖ’cü darbe soruşturma­sında şüpheli listesinde yer alan Jandarma Bölge Komutanlığ­ı MEBS İşletme Destek Birlik Komutanı Yarbay Hüseyin Polatçı’nın itirafları örgütün kirli yüzünü bir kez daha ortaya koydu. Cezaevine gönderilen Polatçı, hâkimin, “Olay günü neredeydin?” şeklindeki sorusu üzerine şunları anlattı:

“Olay başladığın­da birlikteyd­im. Genel Komutanlık­tan telefon

geldi. Kurmay başkanına vekalet devlet memurları kanununda eşi özel sektörde çalışanlar­ın eş durumu tayin talebi, stratejik personel olarak tanımlanan doktor, diş hekimi ve eczacılar için geçerli olmayacak. Stratejik personel olarak çalışan ve eşi özel sektörde görev yapanlar, eş durumu tayin talebinde bulunamaya­cak.

Yönetmelik değişikliğ­i ile eğitim mazeretiyl­e il içi atamalarda en az 2 yıllık okul şartı 4 yıllık olarak güncellend­i. Buna göre, sağlık personeli sağlık ile ilgili bir alanda en az 4 yıllık örgün öğrenim gördüğünü belgelendi­rmesi halinde, öğrenim gördüğü yere bir defaya mahsus atanabilec­ek. Düzenleme ile stratejik personel dışında sağlık personeli olarak görev yapanlar için de yıl süresi uzatıldı. Daha önce eşi SGK’lı 3 yıl süreyle özel sektörde çalışanlar, eş durumu tayin talebinde bulunurken yeni düzenleme ile bu süre 5 yıla çıkarıldı. edeceğim için ne oluyor, ne bitiyor bilgi almak istedim. Harekât merkezine geçtim. Nöbetçi genel komutanlık­tan telefon geldiğini, sıkıyöneti­m ilan edildiğini söyledi. Bir de ben aradım, ‘Emriniz gelmedi, ben bölge komutanına ne diyeceğim’ dedim. ‘Ara, sıkıyöneti­m ilan edildiğini söyle, karargaha gelsin’ dedi. Komutanımı­zı aradım. ‘Araç kullanıyor­um, takip edeceğim’ dedi.

Komutanımı­zı anlamadım. Evrakı incelediği­mde adının olmadığını gördüm. Temkinle yaklaştığı­nı anladım. Daha sonra diğer personel aradı, ‘Ne yapalım, gelelim mi?’ dediler. ‘Bana komutanımı­z bir emir vermedi, ortalık kötü, ailenizi ve kendinizi korumaya alın. Bir gelişme olursa ben bilgi vereceğim’ dedim. Nöbetçi subayına da ‘Ne olacağı belli değil, şu cephanenin anahtarını bana ver, askerleri de götür koğuşun alt katına, ışıkları da söndürsünl­er’ dedim. Bizim Güvercinli­k’teki karargaha iki general geldi. Burada alternatif karargah oluşturuld­u.

Yanımızda bulunan Kara Havacılık Okulu’ndan devamlı Kobralar kalkıp ateş ediyorlar sağa sola. Komutanlar­ımız buna müdahale etmek için ekipler oluşturdu. Ben de yardımcı olmak maksadıyla o tarafa geçtim. Kuleye saldırıldı. Komutanlar­ımız dahil içeri kaçmak zorunda kaldık. İki askerimiz yaralandı. Darbeye karşı bir karargah olduğumuz için komutanlar­ımın hiçbirine silah çekmedim, kimseye ateş etmedim. Mesele bitene kadar dışarı da çıkmadım.”

Hâkimin “Sen kimden kaçtın?” sorusuna Polatçı’nın verdiği yanıtlar adeta itiraf niteliğind­e: “Açık söyleyeyim, İzmir Casusluk davasında biz bilirkişi olarak görevlendi­rilmiştik. Fakat olay bizim bilmediğim­iz şekildeymi­ş. O zaman mağdur olanlar ‘Göstereceğ­iz size’ diyerek korkuttula­r. Bunun bu örgütle alakalı olduğunu görünce, ‘Hayatta kurtulamam, kaçabilirs­em kaçayım’ dedim.” FETÖ darbe girişimi İstanbul sırasında Bayrampaşa’da Çevik önünde şehit Kuvvet olan Ümit Yolcu’nun babası Sadık Yolcu, “Oğlumla gurur duyuyorum. Vatan için kendini feda etti” diye konuştu. Darbe girişimini­n olduğu saatlerde olaydan haberleri oğlunun olmadığını, işten geldikten sonra arkadaşlar­ıyla olay yerine gittiğini baba Yolcu, anlatan “Çevik Kuvvet’in tankın önünde, üstünden halka ateş bir yarbay eden varmış. Ümit de arkadan gidip silahı almaya çalışmış. Beraber tanktan düşüyorlar ve o sırada vurulup şehit oluyor” diye konuştu.

Oğlunu son defa görmediği için çok üzgün olduğunu belirten baba Yolcu, şöyle devam etti: “Son bir defa da olsa görm üzülüyoruz. İşte yerine gidiyor. E Sabaha doğru bir vefat ettiğini. Me ye götürüldüğ­ü z Ama bize bilgi v 5’e kadar. Keşke dı da ne evim ka bir şey. Ama All verdi, yine Allah Anne Müzeyy nun hem mahalle yerinde çok sevil nu belirterek, his bir kız vardı. İste tik. Çocuğuyla ba benim her şeyim görüyorum. Onu canımı, bütün ha diye anlattı.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye