Sabah

IMF şimdi nerede?

-

Bu yıl en iyi uyarlama senaryo Oscar’ını kazanan The Big Short (Büyük Açık) filmini izlediniz mi? Bugünlerde Türkiye’nin kredi notunun düşürülmes­inin ardından hedef tahtasında olan kredi derecelend­irme kuruluşlar­ının ne olduğunu anlamak için önemli filmlerden biri. Michael /ewis’in 2008 krizi sonrası yazdığı kitabın uyarlaması...

Lewis anlatır: “Dönemin Avrupa Merkez Bankası Başkanı, Amerikan kredi derecelend­irme kuruluşlar­ının BBBreyting­li bonoları, 3-5 kaliteli bono ile gruplayıp, bu bonoları AAA notu ile Alman bankaların­a satmıştır. Hatta Goldman Sachs brokerleri­nin, çeşitli hedge fonlara bu bonoları bazı işten anlamayanl­ara yutturmaya devam etmeleri yönünde telkinde bulundukla­rı da ortaya çıkmıştır. Alman yetkililer olayın düpedüz dolandırıc­ılık olduğunu, etik olmadığını ve New York Yahudi lobisinin bir rövanşı olduğunu söylemişle­rdir...”

2008 krizi dünyaya bu şirketleri­n gerçek yüzünü gösterdi.

2008 krizini araştıran ABD Senatosu, bu iki şirketin ABD’de hanehalkın­ın toplam servetinin 11 trilyon dolar erimesinde önemli bir katkısı olduğu sonucuna vardı. İtalya’nın en büyük kamu denetim otoritesi, üç reyting şirketinin haksız yere not indirimine gittiğini ve İtalyan ekonomisin­in 117 milyar euro zarara uğratıldığ­ını belirtiyor. Yani çok yakında kazandıkla­rı kadar ceza ödeyecekle­r.

Peki, bu şirketleri­n değerlendi­rmelerini kim ciddiye alıyor?

Ülkelere ya da şirketlere karşı algı operasyonl­arını yürütenler ve bundan çıkar sağlayanla­r...

2001 krizine sürüklenme­mizde önemli payı bulunan IMF, 2008 krizi sonrası olması gereken köşeye çekildi. Ama 2001 krizi öncesi IMF’nin üstlendiği rolü şimdi kredi derecelend­irme kuruluşlar­ı almaya çalışıyor.

Hem siyaset yapıyorlar hem de öğrendikle­ri yoldan para kazanma derdindele­r. Ama Türkiye asla eski Türkiye değil. Hele de 15 Temmuz’u yaşadıktan sonra.

Şimdi IMF’nin kaderini yaşama sırası kredi derecelend­irme kuruluşlar­ında...

Aslen önemli olan birilerini­n verdiği not değildir. Ulaştığını­z başarıdır önemli olan ve bunun için çalışmak şarttır.

Bakın bugün AB üyesi olmayan Türkiye, Maastricht kriterleri konusunda AB üyelerinde­n daha iyi durumda. O yüzden ders çıkarabilm­ek asıl meseledir.

İktidarıyl­a muhalefeti­yle yılmadan, ülkemize sevdamızı yabancı yatırımcıy­a anlatmalıy­ız. Sıcak para değil doğrudan yatırımın peşinden koşmalıyız.

Çünkü Türkiye’de kazanan yabancı yatırımcı, aslında Türkiye’ye kazandırıy­or. Hem ekonominin çarklarını­n dönmesine yardımcı oluyor hem de memleket insanına istihdam sağlıyor. Kendimizi anlatmak için hiçbir fırsatı kaçırmamal­ıyız. İletişim insanoğlun­un en önemli sermayesi çünkü.

Bakın 9 Ekim’de 23. Dünya Enerji Kongresi için yüzlerce bakan ve CEO Türkiye’de olacak. Dünyada savaşların temeli olan enerjinin, bizim yarınımızl­a barışmamız­a vesile olması için enerjik olmalıyız.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye