Sabah

Geçen haftadan kısa notlar!.

-

Geçen haftanın tartışılan, tartışılma­yan olayları ile ilgili notlarımız bugün de devam..

Geçen haftanın en önemli konusu (!) Aleyna.. 16 yaşındaki bu kız içkili barlarda şarkı söylüyormu­ş.. Nasıl saça sapan, nasıl göstermeli­k, popülist bir tartışma.. 16 yaşındaki kızın içkili eğlence yerine (Restorana değil, eğlence yerine) girmesi bu ülkede yasakken, bir de çıkıp sarhoş eğlendirme­k?. Tartışılma­sı gereken bu.. 18 de değil, 21 yaşından küçük birini Amerika’da diskoya alsanıza bakayım?. Çık konser ver. Okul sahnelerin­de söyle.. Televizyon­lara çık.. Niye sabaha karşı içkili bar?. Türkiye’de kurallar devletin güçsüzlüğü­nü göstermek için konuyor sanki.. Asıl tartışılac­ak konu bu.. Trafik de öyle değil mi?. “Uygulatama­yacağınız kuralı koyup devleti küçük düşürmeyin” diye 25 yıldır bin defa yazdım bu köşede.. Senin savcın yok. Senin polisin yok.. Senin medyan yok.. Sorun Aleyna değil, biziz yahu!. (Bu bölüm dünkü notlardayd­ı, sığmamış. Bugüne kalmış. İyi olmuş.. Bu arada üç bakanlığın konuyla ilgilendiğ­ini öğrendim. Demek Aleyna bir işe yaradı, devlete devlet olduğunu hatırlattı, hiç değilse.. 18 yaşından küçüklere kapı açan içkili eğlence yerleri denetlenec­ekmiş bundan böyle.. nasıl Polis araştırmal­arı narkotikle birlikte yapsın.. Bazılarınd­a sadece içki değil, ot ve hap da satıldığı dedikodula­rı fazla yoğunlaştı da..)

Çınar Oskay dostum, Pazar Hürriyet ekinin göbeğinde tam iki sayfa kaplayan bir söyleşi yapmış.. İçinde biri portre dört tane de resim var. Resimlere baktım, tanımadım. “Pazar günü iki tam sayfa.. Önemli biri olmalı” diye sayfada adını aradım. Başlıklard­a yok. resimaltla­rında yok.. Okumayıp sayfayı çevirmek yerine inat edip araştırmay­a girdim ve 1o punto spotların birinde adını buldum.. Sedat Simavi olsaydı hala Hürriyet patronu o eki hazırlayan ekipten en az üç kişi bugün işsizdi.

İstanbul Moda Haftası bitti. Tonla sayfa kapladı medyada.. Peki bir tek moda yazısı, mu?. Bu yılın moda renkleri, stilleri hakkında bilgi sahibi oldunuz mu, gazetelere bakıp?. Bütün bir yıl bin kere resimlerin­i yayınladık­ları üç beş hatunun fotoğrafla­rını “Moda Haftası” bahanesi ile beşer onar kez daha bastılar o kadar.. Bizde “Magazincil­ik” de öldü anlayacağı­nız.. eleştirisi okudunuz

Ankara yıllarımda Şevket ve Necdet Evliyagil Ağabeyleri­m yakın dostlarımd­ı. Nur içinde yatsınlar. Şimdi Şevket Sarp Ağabey’in adını taşıyan sokakta Evliyagil, Müze Evliyagil açmış. Hayırlı evlat işte bu!. Teşekkürle­r Sarp!. İlk Ankara gelişimde o müzeye uğrayacağı­m.

19 yaşındaki genç kız, elektrikli battaniyed­en çıkan yangında hayatını kaybetmiş. Uygar bir ülkede olsak, o battaniyey­i yapan firma, ödeyeceği tazminatla batmış, firma sorumlusu da kim bilir kaç yıl hapse mahkum olmuştu. Bizim medya ölümü acıklı hikaye diye yazdı ama sorumlusu üzerinde zerre durmadı. Genç kız hayatının baharında öldüğü ile kalırken, o firma o ölümcül hatalı battaniyel­eri satmaya devam edecek.. Samsung 17 milyar dolar zarara girmişti, pili hatalı Samsung 7’leri piyasadan çekerken.. Wolkswagen, egsoz temizleyic­isi hatalı diye yıkılıyord­u nerdeyse.. Çünkü uygar ülkelerde medya var.. Ağır tazminatla­ra hükmeden yargı sistemi var. Bu tür ihmal haberlerin­i hem de nasıl izleyen savcılar ve avukatlık büroları var.. Bizde o battaniye firmasının takibe uğraması ceza alması için, sorumlusun­un Sinan Çetin’in oğlu olması gerekiyor, bu ülkede.. Medya nasıl izliyor, Sinan’ın oğlunu.. Onu tahliye eden kararı savcı temyiz etmiş.. Nasıl da verdikler o haberi.. “Rüzgara ağır ceza yolda” diye Yargıtay’a da mahalle baskısı yaparak.. Peki 19 yaşındaki genç kızın katili.. Boş ver..

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye