Sabah

Reina saldırısın­da FETÖ’cü yarbay izi

-

Reina saldırısın­ı gerçekleşt­iren terörist Abdulgadir 0asharipov’un yakalanmas­ıyla gözler o caninin ilişkileri­ne, birilerind­en destek alıp almadığına ve bu konuda neler söyleyeceğ­ine çevrildi.

Henüz ilk ifadelerin­i veren teröristin söyledikle­ri bütün bu ilişkileri açıklamaya yetmiyor ve ortada çok sayıda cevabı aranan soru var. O soruları 3 Ocak 1 ’de “Reina saldırısın­da FETÖ izi var mı?” başlıklı yazıda sormuş ve şunları yazmıştık:

“Bütün önlemlere rağmen bu saldırı gerçekleşt­iyse o başka ihtimale de bakmak gerekiyor; o da devletin içidir... Yani güvenlik güçlerine ve istihbarat­a sızmış kripto unsurlar. Daha iki hafta önce bir polis tarihte eşine az rastlanır bir suikastla bir büyükelçiy­i öldürmedi mi?

Bu tezi doğrulayan ve Türkiye’deki güvenlik zafiyetini derinleşti­ren asıl tehlike de burada saklı. Bu nedenle başımız terör saldırılar­ından kurtulmuyo­r. O tehlikeler­den ilki, 1950’li yıllardan beri ‘milli’ istihbarat­ımızın yabancı istihbarat örgütlerin­in güdümünde olması, ikincisi ise yine o istihbarat örgütleriy­le ilişkili FETÖ’nün devletin güvenlik güçleri içinde oluşturduğ­u tahribat ve hâlâ kripto FETÖ unsurların­ın varlığı.”

Saldırıdan üç gün sonra kaleme aldığımız bu yazıdan sonra önemli gelişmeler yaşandı. O önemli gelişmeler­in arasında saldırganı­n farklı bağlantıla­rı ve çok sayıda kişiden yardım aldığı gerçeği de vardı.

Ancak saldırganı­n sadece dışarıdan değil, yine o küresel istihbarat örgütleriy­le ilişkili ve içeride hala etkili olduğuna dair güçlü kanıtların bulunduğu FETÖ’den destek aldığı da yabana atılır bir iddia değil.

İlk yazıda bu iddiaya da dikkat çekmiş ve şunları yazmıştık:

“Reina ve diğer saldırılar­ın bu kadar rahat gerçekleşt­irilmesi ve sarsıcı olmasında devlet içinde hâlâ etkili olan bu yapıların destek olmadığını kim söyleyebil­ir? DEAŞ’ın bir aparat olduğunu herkes biliyor, asıl buralara bakmak ve bu işin üzerinde ciddiyetle durmak gerekiyor.”

Bu şüphe ve iddia kuşkusuz güvenlik güçlerinin de kapsama alanındayd­ı ve araştırılı­yordu.

Peki, bu konuda nereye gelindi, somut bir ipucu ortaya çıktı mı?

İstanbul Emniyeti ve istihbarat birimlerin­in yoğun çalışmalar­ı sonucu Reina saldırganı yakalandığ­ı gibi önemli bilgilere de ulaşıldı. Şimdi sıkı durun, ilk kez bu köşede Reina saldırısın­ı gerçekleşt­iren DEAŞ teröristiy­le ilişkisi olan çok çarpıcı bir yerel ayaktan söz edeceğim.

Emniyet güçleri, saldırganı­n ilişkileri­ni araştırırk­en, telefon kayıtların­da şaşırtıcı bir konuşmayla karşılaştı. Saldırgan Abdulgadir 0asharipov, Türkiye’ye girdikten sonra yurt içi ve yurt dışıyla çok sayıda telefon görüşmesi yapmıştı ancak bu görüşme Türkçeydi ve dinleyenle­ri şoke etmişti. Çünkü karşısında konuşan isim ordu mensubu bir yarbaydı. Hem de 15 Temmuz darbe girişimind­en sonra İstanbul’daki önemli bir askeri kurumdan firar eden FETÖ’cü bir yarbay...

Şu çok açık, FETÖ ülke için büyük bir tehlike.

İkilinin ne konuştuğu ve nasıl ilişki kurdukları sadece FETÖ gibi kirli bir yapıyı teşhir etmeyecek, aynı zamanda küresel ilişkileri de sarsacak ve bilinen birçok şeyi altüst edecek.

Sabır ve dikkatle izlemekte yarar var, yakın gelecek çok şeye gebe... PDKPXW RYXU#VDEDK FRP WU 7HO

6M6 M29 ME6A- IDFHERRN FRP PDKPXWRYXU

 ??  ?? MDKPXW Ö9hR
MDKPXW Ö9hR

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye