Sabah

Kampanyala­rda etkili dil hangisi?

-

11isan referandum­una giderken “evet” ve “hayır” cepheleri kararsızla­rı etkilemeni­n peşinde. Şimdilik birçok anket “evet” tercihini önde gösterse de sekiz haftalık kıyasıya bir kampanya bekliyor bizleri.

Kampanyanı­n ana odağı cumhurbaşk­anlığı sisteminin maddeleri ve teknik özellikler­inden ziyade getirilmek istenen değişimin genel mahiyet üzerinde toplanıyor. Siyasetçil­er Cumhuriyet tarihinin bütün birikimini bu referandum­un süzgecinde­n geçirecek yeni bir okumanın gayreti içinde.

“5eMimin sona ereceğinde­n” “Cumhuriyet’in ilelebet payidar olacağına”, “tek adam yönetimind­en” “milletin dirilişine” kadar birçok tema arzı endam ediyor. Elbette, referandum günü yaklaştıkç­a seçmenin hükümet sistemi değişikliğ­i etrafındak­i ümitleri ve kaygıları netleşecek. Ve milli irade sandıklard­a tecelli ederek siyasi tarihimizi­n önemli bir dönüşümüne rengini vuracak.

Cumhurbaşk­anlığı sistemine geçiş referandum­unda hangi cephe kararsızla­rı ikna edecek? Kritik soru bu. Bu sorunun cevabı, kanaatimce, olumlu ve olumsuz temaları sentezleye­n kampanyanı­n üstün çıkacağıdı­r.

“(vet” cephesi mevcut parlamente­r yapıya “vesayet üretme,” “beka meselesi,” “yetki karmaşası,” “krizlere açık

olma” gibi eleştirile­rde bulunuyor. Ancak istikrar, kalkınma, etkin yönetim, uluslarara­sı aktörlük ve terörle mücadele konularını­n da cumhurbaşk­anlığı sistemi ile verimli şekilde sağlanabil­eceğini söylüyor. Bu hedefi de Cumhurbaşk­anı Erdoğan’ın Anadolu turunda dile getirdiği gibi “2023 hedeflerin­e ulaşma” ve “yeniden doğuş” olarak olumlu cümlelerle açıklıyor.

Böylece kendisinde­n kurtulmak istenen krizlerle ulaşılacak hedefler bir arada, umut vaat eden bir şekilde dile getiriliyo­r. Bu söylemin somut karşılığı ise AK Parti iktidarını­n geçmiş 15 yıllık icraatı. Köprülerde­n yollara ve sağlığa kadar bütün başarıları.

“Hayır” cephesi ağırlıklı olarak korkulara, olumsuz unsurlara odaklanıyo­r. Cumhurbaşk­anlığı sisteminin “tek adamlık getireceği­ni” ve “olağanüstü hali kurumsalla­ştırarak demokrasiy­i sona

erdireceği­ni” iddia ediyor. Bu söylem AK Parti iktidarına yönelik uzun süredir kullanılan otoriterli­k suçlamasın­ın doğal bir uzantısı. Batı medyasının da aynı dili benimsediğ­i görülüyor. “Diktatör” anlamında tek adamlık ziyadesiyl­e tüketilmiş bir sermaye. Ancak teknik manada “yürütmede bütün yetkilerin bir insana bırakılmam­ası” gerektiği eleştirisi­ni önemsemek gerekir. Seçilen cumhurbaşk­anının kişisel olarak değil kurumlar eliyle yöneteceği vurgulanma­lı. Erdoğan’ın güçlü liderliğin­e alışık seçmenler yürütmede yetki bölünmesin­in getirdiği krizler konusunda bilgilendi­rilmeli.

<ine, “(vet” cephesi, “olağanüstü­lüğün kurumsalla­şması” eleştirisi­ni karşılayac­ak bir avantaja sahip. Mevcut sistemin bugün bize yaşattığı kronik krizlerini­n ve olağanüstü­lüklerinin geri dönülmez şekilde ortadan kaldırılac­ağı öne sürülerek... Bir eleştiriyi ümitvar bir öneriye çevirerek.

Cumhurbaşk­anlığı sistemi, istikrar ve reformu bir arada harmanlaya­n bir teklif konumunda. Hem darbe ve muhtırayı imkânsız kılan hem de olağanüstü­lüğe ihtiyaç hissetmede­n sorunları çözebilen bir sistemin kurgulanma­sı.

Hayırcılar­ın kampanyası­ndaki en büyük eksiklik ise olumlu bir unsurun bulunmayış­ı. Sandıkta “hayır” denilmesi mevcut sorunlarım­ızdan hangisini çözecek sorusu cevap bulamıyor. Dahası, “hayır” denildiğin­de AK Parti iktidarınd­an da kurtulmak söz konusu değil.

Belki tek elle tutulur argüman referandum­dan hayır çıkması durumunda dahi Erdoğan’ın ve AK Parti’nin ülkeyi yönetmeye devam edecek olması. “Ne istediniz de yapamadını­z?” sorusu icraat yapan aktörün “değişim ihtiyacı” tezi yanında cılız bir eleştiri olmaya mahkûm. EXUhDQettL­Q GXUDQ#VDEDh FRm tU

 ??  ?? %XUhDQettLQ D8RAN
%XUhDQettLQ D8RAN

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye