Yaz kızım...
Mahkemelerin iş yükünden yakınılır ama
Her gün yargının verdiği ya da vermediği bir karar gündemin ilk maddesi oluyor. Nasıl olmasın... Bir gün annenin çocuğuna attığı terliği silah sayıyor yargı, ertesi gün bildiğiniz leğeni...
Sala okudu diye
82 yaşındaki Fatma Sazan’a verilen ceza.
Manisa’nın Soma ilçesinde yaşayan Fatma Hanım hakkında, evinin önünde gerçekleşen bir kavgayı ayırmak için değnekle bir kişiye vurduğu iddiasıyla dava açıldı.
Mahkeme Sazan’a 3 bin liralık para cezası verdi fakat ödeme gücü olmadığı için cezası, kamu hizmeti cezasına çevrildi.
Kamuoyundan gelen tepkiler üzerine Soma Valiliği ile belediyesi cezayı ödediler ve yaşlı kadın angaryadan kurtulmuş oldu. Peki, nereye kadar? Vatandaş böyle bir yargıya güvenir mi? Örneğin Fatma Hanım’a verilen “camide nöbet” cezasına bugün itiraz ediyoruz ama... Birkaç yıl önce, bu olaydaki gibi mahkemelerin “alternatif hukuki yaptırımlar” uygulamasının önü açıldığında benzetmeleri bile yapılmıştı. Bugünse yakınıyoruz.
onca yıl okuyup devletin “hâkim, savcı” olur dediklerinden bazıları düşünemiyorsa... Lakaytlık alıp başını gidiyorsa... Kimilerinin hayatını kaydıran o “yaz kızım” final cümlesi, karar verenler için sonrası takip edilecek bir sürecin startı olmuyorsa... Yapılacak tek şey
artırmaktır. Bahsettiğim sorumluluk
alakalı. Ama sanırım Türkiye henüz bunu tartışmaya hazır değil.
Baksanıza, referandumda oylayacağımız anayasa değişikliğinin yargı ile ilgili bölümlerini hâlâ atamalar boyutunda tartışıyoruz.
Temel kabul ise,
Oysa