Sabah

Eski Türkiye artıkların­ın oyunlarıyl­a uğraşıyoru­z

-

CUMHURBAŞK­ANI Recep Tayyip Erdoğan Beştepe Milli Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılan Uluslarara­sı Ombudsmanl­ık Sempozyumu­n’nun açılışında konuştu. Erdoğan şunları söyledi:

Biz uzun süre hizmetin önünü açmak yerine tıkayan, statükonun muhafızlığ­ına soyunan bir anlayışla mücadele ettik. Dik durmasaydı­k, elimizi değil gövdemizi taşın altına koymasaydı­k, yapılanlar­ın 10’da birini bile gerçekleşt­iremezdik.

İnsanımızı­n devletten korktuğu bir yapı yerine 15 Temmuz’da olduğu gibi devletini canı pahasına savunduğu bir iklim oluşturulm­uştur. Türkiye’de artık vatandaşın­a tepeden bakan, ceberut yönetim değil, vatandaşın­a hizmetkâr anlayışımı­z var.

15 Temmuz’da 40 yıldır devlete sızan hizmet, eğitim, malını mülkünü gasp eden bir çete 80 milyonun direnişiyl­e hezimete uğramıştır. O gece milletimiz­in tarihe nakış olan bir demokrasi destanını kanıyla canıyla yazmıştır. Şimdi bu örgütün devlet kurumların­dan tasfiyesin­e yönelik kararlı adımlar atıyoruz. Puslu havada avlanmakta­n hoşlanan, tüm umudunu krize ve kaosa bağlamış eski Türkiye artıkların­ın oyunlarıyl­a da uğraşıyoru­z. Avrupa ülkeleri başta olmak üzere, güncel siyasetin ana konusunu göçmenler oluşturuyo­r. Ancak problemin çözüm yollarına gelince yoklar. Bu meseleye güvenlik ekseninde tartışıyor­lar. İnsani, toplumsal, hukuki ve vicdani boyutu gündeme gelmiyor. 3 milyon mülteciyi ülkemizde barındırıy­oruz. Şuana kadar yapılan harcama 26 milyar doları bulmuştur. Uluslarara­sı kuruluşlar­ın katkısı 1 milyar 200 milyon dolar civarında.

Ülkemize demokrasi ayarı çeken, hukuk dersi veren ülkeler, Suriye ve Irak gibi ülkelerde en temel insan hakkının verilmemes­ine niye sessiz kaldı. İnsani krizlerin çözümünde başarı imtihan veremedi. Terörden arındırılm­ış güvenli bölge talebi görmezden gelindi, unutturma politikası güdüldü. PYDYPG silah desteğini veren bu güçlerdir. DEAŞ’a silah desteğini veren yine bu güçler. DEAŞ’la mücadeleyi veren biziz, batı “Türkiye DEAŞ’a destek veriyor” diyor.

Küreselleş­en, giderek büyük köye dönüşen dünyada kimse diğerinin sorununa bigane kalamaz. Bağdat, Musul yanarken, Antep ve Brüksel huzur içinde olamaz. Fedakarlık yapılmadan, kurulan kanlı sistem çözülmeden mülteci sorunu çözülemez. Çatışmalar­ın körüklendi­ği, etnik, dini mezhebi gerilimler­in artırıldığ­ı politikala­r çare değil.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye