‘Hayır’cılar tüm kozlarıyla sahada
Nisan halkoylamasına üç hafta kala taraflar bütün kozlarıyla sahada. Avrupa medyasının ve siyasetçilerinin lehine müdahalesiyle kampanyanın içeriği iyice siyasallaştı. Bildiğiniz gibi, CHP ve HDP halkoylamasının tek bir tema (Erdoğan karşıtlığı) etrafında şekillenmesini tercih etmedi. Zira Erdoğan üzerindeki bir kutuplaşmanın evet cephesine yarayacağı düşünüldü.
15 Temmuz darbe girişimini bastıran bir lider olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinden kutuplaştırmak doğrudan yenilgiyi kabul etmek olacaktı. Ancak CHP-HDP bloğunun
açığını Avrupa medyası, siyasetçileri ve PKK’nın Avrupa gösterileri tamamlar hale geldi.
Avrupa başkentleri evet kampanyasını yasaklamakla kalmadı.
çağrısı yapan dergiler, gazeteler, devlet televizyonları ve siyasetçiler öne çıktı. Ana tema
yönünde. Venedik Komisyonu’nun raporu ve Almanya Şansölyesi Merkel’in açıklamaları ile başlayan bu sürece her gün yeni medya atraksiyonları ve siyasetçi açıklamaları eşlik ediyor. Avrupa Parlamentosu (AP) Dış İlişkiler Komitesi Başkanı E. Brok, aynı argümanı tekrarladı. Alman Yeşiller Partisi Eş Başkanı C. Özdemir mesajı verdi.
Alman gazetesi Bild ise
başlığını atarak kendince Türk seçmenlerindeki ortak bir değer üzerinden lehine çalışıyor. Halbuki Kurtuluş Savaşı, Sevr ve Atatürk gibi ve dair semboller daha ziyade evet cephesinin işine yarar. Nitekim Erdoğan bunu bildiği için
tehditlerine de üst perdeden cevap veriyor. Avrupalı liderlerin argümanlara ve uygulamalara teslim olarak Avrupalı değerlere ihanet ettiğini söylüyor.
Hatta bir adım daha ileri gitti. Geçen cumartesi düzenlenen Türkiye- İngiltere Tatlıdil forumunda Türkiye’nin 16 Nisan sonrası yeni bir referandum ile AB müzakerelerine son vermeyi tartışabileceğini açıkladı. Bu açıklamalar hem Avrupa’nın hayır lehine kampanyasını etkisizleştiriyor hem de referandumun boyutuna dikkat çekiyor. İçeride CHP ise, ve
söyleminin altında cumhurbaşkanlığı sisteminin özelliklerini madde madde ele alarak eleştirmeyi tercih ediyor. Bu eleştiriler basitleştirme gayretinden öte bilinçli bir çarpıtmayı içeriyor. Önerilen sistemin olduğunu öne sürerken teknik olarak mümkün olmayacak iddialarda bulunuyor. Kılıçdaroğlu bu tür iddialarına her gün bir yenisini ekliyor.