Yeni sistem cennet mi cehennem mi?
Eskiden olsa siyasilerin işi kolaydı. hç anahtar vaat ederdin bir ev bir araba verirdin mazotu bedava yaSar asgari üFrete emekliye memura yüksek üFret vaat ediS seçi
Ama bu sefer popülizm yapmadan toplumu ikna etmek zorundasın. Şimdi vatandaşa soyut gelen bir şeylerden bahsederek oy almaya çalışıyorsun. ‘Evet’çiler için de ‘Hayır’cılar için de kolay bir durum değil.
Bu haftaki iki yazımda oylayacağımız Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile parlamenter sistem arasındaki farkları ekonomik açıdan daha somutlaştırmak istiyorum. Böylece ‘hayır’cıların devam etmesini istediği parlamenter sistem ile ‘evet’çilerin oy istediği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi arasındaki farklar daha rahat ortaya çıkar diye düşünüyorum.
6ON NOKTA
Türkiye’nin siyasi tarihini inceleyin. 1923’ten bu yana son 14 yılı saymazsanız
78 yılda 14 ekonomik kriz yaşadık. Koalisyon dönemleri Türkiye için kayıp yıllardı. Hükümetler sürekli değiştiği için siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklarla boğuştuk. Türkiye düşük büyüme performansı, yüksek enflasyon, yapılamayan yapısal reformlar, mali disiplinsizlikle boğuşmak durumunda kaldı. Diyebilirsiniz ki, 14 yıldır tek başına iktidar var. Doğru ama bu da ülkenin orta gelir tuzağından çıkmasına yetmiyor. Devletin artık proaktif bir yapıda yönetilmesine ihtiyaç var.
Şirketlerde ‘iyi yönetişim’ diye bir kavramdan söz edilir. Yeni sistem bana göre bunun kamu yönetimine uyarlanmış hali. Nedir bu? Kurumsal kaliteyi artıran, dinamik bir özel sektör ve etkin bir kamu yönetimi oluşturan bir model.
güçlü liderlik ve güçlü y|netim, tıpkı bir erken uyarı sistemi gibi olası krizlerin önüne geçer. Kamunun hızlı karar alması özel sektörün önünü açacağı için üretimi, yatırımı, istihdamı beraberinde getirir.
Hükümetler uzun vadeli seçilmediği için veyahut sistem koalisyonlara olanak sağladığı için
Belirsizlik bir yatırımcı açısından en kötü şeydir. Çünkü yatırımcı önünü görebildiği yere gelip fabrika açar. Fabrika açması demek, üretimiyle büyümeye destek olması ve işsizliği azaltması demek... Adı her ne kadar cumhurbaşkanı da olsa
Tek başlılık seri hareket sağlar. Ülkeye milyarlarca dolar yatırım ve binlerce istihdam sağlamak için bekleyen yatırımcı kapı kapı dolaşmak yerine tek bir otoriteyi gördüğünde kafasındaki belirsizlik tamamen dağılır.
Hükümetler gelip geçtikçe ülkenin ekonomi politikaları da değişir. Birinin ak dediğine bir sonraki kara der. Eski hükümetin
Sil baştan yeniden yazar. Sık sık değişen bu politikalar ekonomik performansı bozar. Öngörülebilirlik ve kredibilite açığı büyüyememe sorunu yaratır.
Siyasi irade ve güçlü lider de olsa politikaları uygulayıcılar yani yürütme güçlü olmadığı müddetçe işe yaramaz. Yeni sistem güçlü bir yürütme üzerine kurulacağı için işi yapacak olanlar gerek yatırımcıya gerek vatandaşa güven sağlar. Önünüzü açan bir kanun çıktığında onun bürokrasiden geçen ‘istemezük’ yönetmeliği başınıza bela olmaz.
Cuma günü devam edeceğim...