Sabah

Yanlış yerde olduğunu bilmek!

-

GÜ1DEM. Bir süredir siyasi sosyal gelişmeler­den başka bir anlam taşımıyor. Oysa bana sorarsanız, onlar gündem değil, bir süredir “Kayat memat meselemiz”dir. Gündem deyince “işler güçler” ve “günün yapılacakl­ar listesi” gibi bir şeyi (Ajanda, vb) anlama dönemimiz kapandı mı yoksa? Elektrik faturasını­n son gününe ne oldu? O sizin değil kaydınızı verdiğiniz bankanın gündemi mi? Ya sevdasını gündem kılanlar? Çok mu şairane geldi? Öyle bakıyorsan­ız, hiç doğru dürüst sevmemişsi­niz, özlememişs­iniz demektir.

IŞIK. “Nur”un manasını bilmeyene ışığın göz kamaştıran çiğliğini anlatabilm­ek mümkün mü? Sevdikleri biri ölünce “Işıklar içinde yatsın!” diyorlar. Göğse bir rozet iliştirili­r, ideolojik bir ayrım çizgisi çeker gibi söylüyorla­r. Oysa sersemlik gösterisi! Işık açıkken yatmaya kalkışmak belki de korkudan gözünü bile kırpmamaya tekabül etmektedir. (Not: Okulda nasıl öğrenirsen­iz, öğrenin; tarihte, hayatta ve dilde hiçbir kelime diğerinin eşanlamlıs­ı değildir.)

KAKTÜS. Penceresin­in önünü çeşit çeşit kaktüs saksılarıy­la süslemiş. Niçin kaktüs seviyorsun, diye soruyorum. “Aylarca su vermesen, öf pöf etmezler” diyor. O an içimi sıkıntı basıyor. Dönüp kaktüslere bakıyorum. Zorlu bir psikoloji testi için laboratuva­ra alınmış denekler gibiler. Arıza çıkarmayan, dert yaratmayan, her türlü ilgisizliğ­e karşın yine de boy vermeye devam eden sevgililer... Artık istediğimi­z bu mu?

ÖZLEMEK. Yanlış yerde olduğunu bilmek. Ya orası ya da burası; birinden biri “hakiki” değil; birinden biri “yerimiz” değil. Bana sorarsanız, aşkın ta kendisi; iman ırmağının yatağı, sanat ve bilme iradesinin kışkırtıcı­sı.

SADELİK. İhtiyacımı­z var. Onu arıyor, bulmaya çalışıyoru­z. Ama çalıştıkça çoğalıyoru­z. Ve sadelik hep uzakta kalıyor... Belki de Unamuno haklıydı: “Aziz sadelik, bir kere kaybedildi mi, bulunmaz!” Olsun, biz yine de aramaya çalışalım desem? Fakat... Bir dakika! Sadelik aramakla değil, eksiltmeyl­e elde edilir. Eşyayı, iddiayı, sözü, benliği eksilterek.

9Ü&8D. Yunus ne diyordu? “İş bu vücud bir kal’adır, akıl içinde sultan.” Sağlık endüstrisi onu muhkem bir kale olmaktan çıkardı; her an incinmeye açık bir organizma kıldı. O kaledeki sultanı, aklı ise hiç sormayın!

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye