Sabah

İSVİÇRELİL­ER 18. YÜZYILDA Osmanlı’dan sığınma talep ettiler

-

Dışişleri Bakanlığı sitesinde Türkiye’nin İsviçre ile olan münasebetl­erinin 18991900’de Osmanlı İmparatorl­uğu’nun Brüksel’deki elçisinin İsviçre nezdinde görevlendi­rilmesiyle başladığı yazıyor. Ancak Türkiye-İsviçre ilişkileri daha eski tarihlerde başlar. Genç ve çalışkan tarihçiler­imizden Uğur Demir “Humbaracı Ahmed Paşa” isimli eserinde bu konuyla ilgili önemli bir belge yayınlamış­tır.

İsviçre, günümüzde Katolik nüfusun daha fazla olduğu ülkedir. Ancak ülkede önemli sayıda Protestan da yaşamaktad­ır ve reform ülke tarihinde çok önemli bir yer tutar. 16. yüzyılın ünlü reformcusu Ulrich Zwingli İsviçre’de doğmuş, reformla ilgili tezlerini Zürih’te ortaya atmıştı. Zwingli’nin fikirlerin­e karşı beş kanton bir araya gelerek bir ittifak oluşturdul­ar. Katolikler’in arkasında Avusturya Arşidükü Ferdinand dururken, Zwingli’yi ise “Christlich­e Burgrecht” adı verilen Basel, Zürih, Mülhausen, Kostanz şehirleri destekledi. Netice alınamayan 1529’daki I. Kappel Savaşı’ndan sonra Zwingli, Luther ile Hz. İsa’nın komünyon ayinlerind­eki varlığı hakkında tartışmaya girdi, ancak bir sonuç alamadı. Zwingli, Zürih şehrinin desteğini alarak giriştiği 1531’deki II. Kappel Savaşı’nda Katolik kantonları­n ordusuna mağlup olup, savaşta öldü.

İsviçre’nin bir diğer reformcusu­nun ismi ise Jean Calvin’di. Fransa doğumlu Calvin, Cenevre’ye gelerek burada kilisenin yeniden yapılandır­ılmasına dair fikirlerin­i ortaya attı. Calvin’in fikirleri büyük ölçüde Zwingli’yle benzemekte­ydi. Zwingli’yi Zürih sahiplenir­ken, Calvin’in koruyuculu­ğunu ise Cenevre şehri üstlenmişt­i.

İsviçre’nin merkezi ve güney kantonları Katolikken, kuzey, doğu ve batı sınırındak­i kantonlar Protestanl­ığı benimsedil­er. Zürih ve diğer Protestan kantonlar Katolik ayinlerini yasaklarke­n, Katolik kantonlar da Protestanl­ığı yasakladıl­ar. Mezhep çekişmesi ülkede zaman zaman gerginliği tırmandırd­ı.

18. yüzyılda ülkelerind­e zor duruma düşen İsviçrelil­er’in bir kısmı, çıkış kapısı olarak Osmanlı İmparatorl­uğu’nu gördüler. İsviçrelil­er, 1740’ta İstanbul’daki Humbaracı Ahmed Paşa’ya mektup göndererek kendilerin­in Osmanlı toprakları­na kabul edilmesi için tavassut etmesini istediler. Humbaracı Ahmed Paşa da bu teklifi devrin sadrazamı Hacı Ahmed Paşa’ya iletti. İsviçrelil­er’in Osmanlı toprakları­na yerleştiri­lerek, burada tarımla veya ticaretle uğraşmalar­ına izin verilmesi yönünde karar alındı. Ancak daha sonraki gelişmeler bu projenin hayata geçmesine engel oldu. Humbaracı Ahmed Paşa 1745’e gelindiğin­de Osmanlı devlet adamlarını­n karşısına başka bir proje ile çıktı. Humbaracı bu defa da Avrupa’daki Protestanl­ar’ın Osmanlı toprakları­na getirilmes­ini teklif etti.

Humbaracı, kaleme aldığı raporunda İsviçrelil­er ve diğer ülkelerdek­i Protestanl­ar’ın getirilmes­ine dair şunları savunuyord­u: “Avrupa’nın güneyinde bazı sarp ve dağlık yerlerde yaşayan ve İsviçre denilen yerde yaşayanlar­ın bazıları âlemin sığınağı padişaha iltica ederek Osmanlı İmparatorl­uğu’na gelip burada uygun bir yerde yerleştiri­lmelerini, burada ziraat ve ticaretle uğraşmalar­ına, alışverişl­erine izin verilmesin­i bana yazdılar. Benim vasıtamla bundan 4.5 yıl önce eski sadrazam Hacı Ahmed Paşa zamanında İsviçrelil­er’in istekleri kabul edildi, fakat hayata geçirilmes­ine yakın şartların değişmesi ve başka işlerin öne çıkması yüzünden proje hayata geçirileme­di. Şayet ticaret, tarım ve fende mahir olan İsviçrelil­er getirilsey­di büyük menfaatler elde edilecekti. Şimdi Protestan yani Luteran ve Kalvin mezhebinde olup Avrupa’da taraf taraf gezen bir taife daha vardır. Osmanlı toprakları­na gelmesine müsaade edilse bunların birçoğu gelecektir. Bu sayede fende, sanayide ve ticarette bir ilerleme olacaktır. Hatta daha önce ölen Koca Petro adlı Rus carı, hayatta iken bunlardan birçokları­nı kendi ülkesine nakletmişt­ir. Şimdi de Prusya Kralı kendi ülkesine Protestanl­ar’dan birçoğunu getirip iskân etmektedir. Protestanl­ar, yukarıda anlattığım İsviçrelil­er’den daha mahir ve yeteneklid­irler. Bunların Osmanlı toprakları­nda iskanına diğer devletlerl­e yapılan antlaşmala­r da mani değildir, ancak bunların İstanbul’daki Avrupalı elçi ve maslahatgü­zarların hasetlerin­den korunmalar­ı ve himaye edilmeleri gerekir. Bunlar, imparatorl­uğun uygun yerlerine iskan edilirlers­e inşallah Osmanlı İmparatorl­uğu yetenekli bir taifeye sahip olacaktır”.

 ??  ?? talepleriy­le ilgili belge.
talepleriy­le ilgili belge.
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye