DARBECİLERİN HEDEFİ AHABER’İ SUSTURMAKTI
15 Temmuz gecesi TÜRKSAT’ı basan darbeciler tehdit etti: aHaber kapanmazsa çok kan dökülür
ANKARA’DA 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada TÜRKSAT baskınıyla ilgili yeni detaylar ortaya çıktı. 2 görevliyi şehit edip 16 kişiyi yaralayan darbeciler yayını bir türlü kesemedi. Esir alınan teknikere üç kez ‘aHaber yayınını kapatmayı biliyor musun?’ diye sordular. Görevliler ise cuntacıları “aHaber yayını Kıbrıs’tan yapılıyor. O yüzden buradan müdahale edemiyoruz” diye atlattı.
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde TÜRKSAT’a baskın yapıp 2 görevliyi şehit eden 5’i sivil 16 kişinin yargılanmasına dün devam edildi.
Müştekilerden tekniker Ahmet Şeflek beyanında, “Önce ışıkları kapalı helikopterle nizamiyeyi taradılar. Sonra bizi silah zoruyla esir aldılar. Sonra tuvalete gitmek için izin istedim. Tuvaletten çıkarken karşımda silahını doğrultmuş cuntacı Melih Varol vardı. Bana üç kez, ‘aHaber yayınını kapatmayı biliyor musun?’ diye sordu. ‘Eğer aHaber kapatılmazsa çok kan dökülecek haberiniz olsun’ dedi” diye konuştu.
AHABER’İN KESİLMESİ LAZIM
TÜRKSAT tesislerini helikopterle tarayıp ardından silahla çalışanları rehin alan FETÖ’cü darbecilerin sırasıyla tüm çalışanlara, “aHaber’in yayınının kesilmesi lazım, bunu kapatmayı bilen var mı?” ifadelerini kullandıkları belirtildi. Tehditlere boyun eğmeyen çalışanların ise cuntacıları, “aHaber yayını Kıbrıs’tan yapılıyor. O yüzden buradan müdahale edemiyoruz” diye atlattıkları ortaya çıktı.
TÜRKSAT’ta şehit olan Ahmet Özsoy’un eşi müşteki Yasemin Özsoy, sanıkları Allah’a havale ettiğini belirterek, “Herkes suçlu, bir tek siz suçsuzsunuz. Benim kocam size ne yaptı? Siz nasıl askersiniz? Nasıl ülkeyi koruyorsunuz? Bana Silopi’den bilmem nereden bahsediyorsunuz. Biz sizler için dua ediyorduk, sizlerin yaptığınıza bakın. Sizin için dua eden insanlara yaptıklarınıza bakın” diye tepkisini gösterdi. Olay esnasında evinde oturduğunu, olayların başlamasının ardından kameriyeye geçtiğini anlatan Özsoy, “Orada otururken bizi taramaya başladılar. Esad’ın yaptıklarını gördünüz, duydunuz. Sizin onlardan ne farkınız var. Ben giderken eşimi şehit ettiler. Kayınpederim bana ‘kızım Ahmet’i almadan neden çıktınız’ diye sordu. Hepiniz yaşayın bu acıyı, kahrolun. Hepsinden şikayetçiyim” diyerek ağladı.