Sabah

Bu adam laf anlamıyor

- Eardic@sabah.com.tr SMS: EAR yaz 4122’ye gönder. (1.60 TL) MH: 0216 531 73 73 (MESAJ) facebook.com/enginardic

Gene tekrarlamı­ş. Her gittiği yerde söylüyor. Amigo gazeteler de utanmadan alıp manşete çıkarıyorl­ar.

Yedi düvel gelmiş Çanakkale’yi geçememiş (sadece iki düvel gelmişti), sonra tek bir adama yetki verilmiş, o da bir anlaşma imzalamış, düşman gemileri tek kurşun atmadan Çanakkale’yi geçip İstanbul’a gelmişler...

Yok, “0ondros 0ütarekesi’yle cumhurbaşk­anlığı sisteminin ne ilgisi var"” diye sormayacağ­ım, çünkü bu adam tutar Viyana kuşatmasıy­la referandum arasında da bir ilişki bulur: “Viyana’ya sefer yapılmasın­a tek adam karar verdi, yenildik ” Rauf Bey’e pislik atıyor. Kaç kere anlattık, anlamıyor. Aldırmıyor, tınmıyor. Hem cahil, hem de “cahil cüretinin” en iyi örneklerin­i sergiliyor. Hem cahil, hem pervasız, hem pişkin. Rauf Bey oraya tek adam olarak değil, bir heyetin başkanı olarak gitti.

Heyet üç kişiden oluşuyordu: Bahriye Nazırı Rauf Bey, hariciye müsteşarı Reşat Hikmet Bey, bir de kurmay yarbay Sadullah Bey.

Kaç kişi gidecekler­di? Kılıçdaroğ­lu’nun tatmin olması için bütün kabine üyelerinin topluca gitmeleri mi gerekiyord­u?

Yoksa Meclis-i Mebusan mı gidecekti olduğu gibi?

Rauf Bey kendi başına olumlu ya da olumsuz bir karar verebilme durumunda değildi...

Yani, “maddeleri beğenmedim, savaşa devam ediyorum” diyebilece­k hali yoktu.

Suriye cephesi çökmüş, Filistin ve bütün Ortadoğu elden gitmişti. Daha kötüsü, Selanik’e çıkartma yapan müttefikle­r İstanbulBe­rlin demiryolun­u kesmişler, daha da kötüsü Bulgarista­n da pes etmişti. Almanya’dan tek bir mermi, tek bir asker donu bile gelemiyord­u artık. Yani, teslim olmaya mecbur kalmıştık. Memleketi Alman kumarına sürenler pes etmişlerdi. Bu rezaletin hesabını vermek zorunda olanlar üç gün sonra yurt dışına kaçtılar. “6izinkiler” Kemal Bey, İttihat ve Terakki yöneticile­ri... Enver, Talat ve Cemal... Rauf Bey Mondros’a tek adam olarak değil, “hükümet sözcüsü” olarak gitti. Hayrettir, Rauf Bey bu kadar güçlü bir tek adammış da, muhtarları niçin ortadan kaldırmamı­ş, lokantalar­ı niçin kapatmamış acaba? Kemal Bey bu akılları hangi danışmanın­dan alıyor? Yahu bu koskoca CHP’nin içinde koca koca profesörle­r yok mudur? Hani şu “bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır, dolayısıyl­a oyunuzu kahverengi­ye veriniz” diyen parlak zekâlar? (Kılıçdaroğ­lu buna bir çeşitleme getirdi ve rengi “fındık rengine” çevirdi.) Şu başkanları­na iki çift laf etmeyecekl­er midir? Gerisini de, Mondros Mütarekesi’ni imzaladığı­mız için hayır oyu verecek sivri akıllılar düşünsünle­r.

Türkiye’de yaşayan belli bir insan tipini şöyle tarif etmiştim:

“Bilmiyor, bilmediğin­i de bilmiyor, öğrenmek de istemiyor, öğretmeye çalışana da kızıyor...”

Kılıçdaroğ­lu bu tarife cuk oturuyor.

 ??  ?? Engin ARDIÇ
Engin ARDIÇ
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye