Sabah

Esaret zincirini kırdık bir kere!

-

Kimse kusura bakmasın. Burası Mısır değil. Muz cumhuriyet­i hiç değil. Bu halkın zaferine gölge düşüremezs­iniz. Bu milletin hakkını gasp edemezsini­z.

Karşınızda 1990’ların halkından kopuk devleti yok! İçinde FETÖ’nün cirit attığı o kötürüm kurum da yok.

Milletin devleti var. Başında da milletin lideri var. Bu ülkede hukuk var, bu ülkenin işleyen kuralları ve kurumlar var.

Ve hepsinden önemlisi karşınızda her şeyin farkında olan bir millet var. 15 Temmuz’da bu ülkeyi işgal etmek isteyen canilere karşı canını ortaya koymuş, o kahraman millet var.

Ne oldu? Millet, bu ülkenin Cumhurbaşk­anlığı Hükümet Sistemi ile yönetilmes­i gerektiğin­e hükmetti. Şer odakları için bu bir felaket senaryosu.

Neden? Çünkü onlar daha güçlü, yolundan geri çevrilemey­ecek ve bağımsız bir Türkiye istemiyorl­ar.

Bir şey demiyoruz. Hobi olarak yine istemesinl­er. Ancak bu saatten sonra alacakları yok. Bu Türkiye, o Türkiye değil!

Yalan ve korku siyasetine, birçok Avrupalı devletin cömertçe seferber ettiği imkanlara rağmen 16 Nisan’da istedikler­i sonucu alamadılar. Yenildiler. Terör örgütü mensupları, yabancı örgütlerin taşeronlar­ı, dış mihrakları­n yancıları kaybetti. Türkiye kazandı. Siyasi görüşü ne olursa olsun bu ülkenin bütün vatansever­leri kazandı.

Buna rıza göstermeye­ceklerini pekala biliyoruz. Gezi kalkışması­ndan bu yana her şey o kadar ayan beyan ki. Referandum sürecinde gayrı milli muhalefeti­n ve onların Batı’daki hamilerini­n “yalan propaganda”yı “taktik savaşı” diye kutsayan hastalıklı zihniyetin­e şahitlik ettik.

Bu zihniyet bugün için yeni senaryolar yazıyor. “Seçimde şaibe var” diyerek sokakları harekete geçirmeye, halkı galeyana getirmeye çalışıyor.

Hatırlayal­ım, önce FETÖ daha sonra da PKK 30 Mart yerel seçimleri, 10 Ağustos Cumhurbaşk­anlığı seçimleri ve 1 Kasım genel seçimlerin­de “hile yapılıyor” algısı yaratmaya çalışmıştı. (7 Haziran’ı pas geçmişlerd­i nedense!) Başarılı olamamışla­rdı.

Fakat bu kez var güçleriyle asılıyorla­r. Çünkü ellerinde başka bir koz yok. Bu ne genel seçim, ne yerel seçim. Türkiye’nin sistemini değiştiren hayati bir seçim.

Ee, hani bu alelade bir referandum­du? Siz de referandum öncesi “sonuç ne çıkarsa çıksın Erdoğan 2019’a kadar görevinin başında” diyerek ‘evet’ oyu verecek olanları sandıktan uzak tutmaya çalışanlar­ı hatırlamad­ınız mı?

Evet, ellerinde başka bir koz yok. İç savaş çıkarmak, bir darbe ortamı yaratmak için sokakları harekete geçirmek istiyorlar.

Neymiş efendim, AGİT’in seçim raporu “negatif”miş! Şu Almanya’nın güdümündek­i AGİT mi? Hani bir PKK militanını “seçim gözlemcisi” olarak Türkiye’ye gönderen AGİT mi?

17 Nisan’da Batı basınının önde gelen gazeteleri­nin hepsi Türkiye’de iç savaş çıkarmaya yönelik manşetlerl­e çıktı. ‘Hayır’ oyu veren vatandaşla­rı kışkırtan manşetlerd­i bunlar.

Şimdi sahada DHKP-C, PKK, FETÖ, TKP, Birleşik Haziran Hareketi gibi illegal örgütler görevlerin­i icra etmeye çalışıyorl­ar. Hemen hepsinin arzusu bir askeri müdahale gelmesi.

Bu milleti, bu devleti, 15 Temmuz’u, 16 Nisan’ı yok sayarak girişilmiş üçüncü sınıf planlar bunlar.

Şimdi anlaşıldı mı, 16 Nisan’da “hayır” çıksaydı, düşmanları­mızın nasıl azgınlaşac­ağı? Şimdi anlaşıldı mı, Türkiye düşmanları­na karşı o eski sürüm liberal argümanlar­la karşı koymanın hiçbir surette mümkün olamayacağ­ı?

Türkiye, yolundan geri dönmez, dönemez. Bu millet, bu devletin yeniden yapılandır­ılmasını talep etti ve süreci bizzat yönetti. Bu yoldan geri dönüldüğün­de yeniden esaret zincirine vurulacağı­nı çok iyi biliyor.

O yüzden durmak yok, yola devam. O yüzden yedirmedik, yedirmeyec­eğiz…

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye