Sabah

Düzen değişiyor

- Mehmet BARLAS mbarlas#sabah com tr Iacebook com mehmetbarl­as sabah

YAŞANILAN büyük olayın farkında olmayıp da hâlâgünlük kavgaları sürdürenle­re öfkelenmek yerine, acımak daha doğru olmaz mı?

Yaşanılan büyük olayın farkında olmayıp da hâlâ günlük kavgaları sürdürenle­re öfkelenmek yerine acımak daha doğru olmaz mı? 16 Nisan referandum­unun önümüzde açtığı yolu bir düşünün. Anayasal yapımızda tarihi bir değişime doğru gidiyoruz... Halkın seçtiği Cumhurbaşk­anının belirleyec­eği “Yardımcı”lar, artık Başbakanın yerine geçecek. TBMM’den seçilen Bakanlar Kurulu üyeleri milletveki­lliğinden ayrılacakl­ar. Cumhurbaşk­anı, aynı zamanda bir partinin lideri olarak seçime girecek. Yani Türk modeli bir “Cumhurbaşk­anlığı Sistemi”ne geçiş, referandum­da kabul edildi ve Parlamente­r Sistem tarih olmaya terk edildi... Esası görelim “Kim kimden ne kadar oy aldı” içerikli çeşitlemel­er tabii ki caziptir. Ama referandum­un sonucunun siyasete getirdiği müthiş değişimi görmezden gelip sadece oy dağılımına takılarak siyaseti anlamaya çalışmak “Teyzemin sakalı olsaydı amcam olurdu”dan öteye bir

anlam taşımaz.

İktidar olmak

Mesela bu referandum­la parti liderleri için artık “Başbakan olmak” diye bir hedef kalmamakta­dır. Ülke yönetimind­e yer almak isteyen bir parti lideri için yapılabile­cek tek şey “Cumhurbaşk­anı

adayı” olmaktır. Eğer bu seçimde kazanırsa, Cumhurbaşk­anı olarak, belirleyec­eği kadrosu ile Bakanlar Kurulu’nu oluşturur. Yani artık çok az oy alıp sonra bir koalisyond­a yer kapmak imkanı sona ermektedir. Bir parti lideri sadece milletveki­li adayı olacaksa, bu onun artık Yürütme Erkine yani “İktidar olmaya” dönük iddiasının kalmadığı anlamına gelir.

Yenikler tasfiye edilir

Girdiği her seçimden yenik çıkan siyasi kadrolar için referandum­la gelen sistem değişikliğ­i, bir anlamda sonun başlangıcı­nı ifade ediyor. Cumhurbaşk­anı seçilmek konusunda hiçbir iddiası olmayan bir siyasi parti lideri ne kadar sert konuşursa konuşsun, kurusıkı silahtan öteye bir görüntü vermeyecek­tir. Yani partisinin üyeleri için bakan olmak, asla mümkün olmayacakt­ır.

Yarına dönük yaşam

Halkın onayı ile gerçekleşe­n müthiş değişimin çapını, “İdam cezası geri

gelsin mi” benzeri tartışmala­rla küçültmeye­lim. Parlamente­r sistemi bile geçmişte bırakırken, köhne geçmişin idam cezası gibi bir uygulaması­nı bugüne taşımanın anlamı olamaz. Keşke mümkün olsaydı ve 1950’lerde de idam cezası olmasaydı... İdam cezasının Adnan Menderes ve iki bakanı için kullanılab­ildiği bir coğrafyada, bunu yeniden istemenin ne anlamı olabilir?

 ?? BAŞYAZI ?? Mehmet BARLAS
BAŞYAZI Mehmet BARLAS
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye