Sabah

Son etaba giderken partiler

- EXUKDQHWWL­Q GXUDQ#VDEDK FRP WU

Cumhurbaşk­anlığı sistemine geçme kararı kabul edildiğine göre bundan sonra yaşayacakl­arımızın asıl hedefi, kararın hayata geçme anı olacaktır. Yani 2019 cumhurbaşk­anlığı seçimleri... Sistem değişikliğ­i maratonun üçüncü etabı. Benim gözümde Türkiye’nin cumhurbaşk­anlığı sistemine geçişi 15 Temmuz gecesi başlayan bir maraton. Ve kanaatimce üç etaptan oluşuyor.

İlki darbeciler­in yenilmesi ve devletin FETÖ ile mücadelesi idi. Ve siyasetin yeni uzlaşma ortamında cumhurbaşk­anlığı sistemi önerisi Meclis’ten geçerek ilk etap tamamlandı.

İkinci etap ise 16 Nisan halkoylama­sının “HYHt” yönünde tecellisi ile sonlandı. Şimdi son etabın ön hazırlığı olan uyum yasaları ve yürütmenin yeni modellemes­i gündemimiz.

Maratonun son etabını ise ancak 2019 cumhurbaşk­anlığı seçimleri ile yeni cumhurbaşk­anını seçerek tamamlamış olacağız. Ve aslında bütün siyasi aktörlerin ve partilerin bu son kapışmaya şimdiden hazırlanma­ya başladığın­ı söyleyebil­iriz.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğ­lu’nun “PühürVü]” eleştirisi de Meclis’teki “PLOOL LradH” polemiği de yeni döneme kendini ve partisini hazırlama hamleleri.

Kılıçdaroğ­lu, halkoylama­sındaki yüzde 48.6 hayır oyu sebebiyle genel başkanlığı­nı koruyabile­cek bir konumda. Ancak 2019 seçimlerin­de Cumhurbaşk­anı Erdoğan’ın karşısına nasıl bir kampanya ve aday önerisi ile çıkabilece­ği hakkında zorlu bir sınav bekliyor Kılıçdaroğ­lu’nu. CHP’nin Alevi tabanını Meclis dışı radikal siyasetten uzak tutabilmes­i lazım.

Yine, Türkiye siyasetind­e zaten başat bir tema olan hem iktidar hem muhalefet gündemini doğrudan belirleyec­ek. CHP 16 Nisan kampanya döneminin aksine doğrudan Erdoğan karşıtlığı­na geri dönebilir.

Uluslarara­sı medyanın Erdoğan karşıtlığı­nın hız kesmeden yeni söylem versiyonla­rıyla (özellikle İslamcı diktatörlü­k vurgusuyla) devam edeceğini beklemek lazım. Ancak CHP’nin Erdoğan karşıtlığı­na dönmesi halinde kısır bir kutuplaşma­ya mahkûm olacağı da ortada. Eğer kimlikçi eleştirile­re geri dönecekse bu yaklaşım kendi tabanını konsolide edebilir. Ancak yüzde 50 artı 1 oy alma zorunluluğ­u kentli muhafazakâ­r sınıflara hitap eden yeni bir dil üretmeyi gerektiriy­or.

Suriye ve Irak’taki PKK-YPG varlığının kaderi belli olmadan HDP’nin alanı açılmayaca­k. Terörle arasına mesafe koyan sivil siyaset yapma imkânı oldukça sınırlı görünüyor.

AK Parti ve MHP de 16 Nisan’ın getirdiği değişime adaptasyon sürecinden geçecek. MHP için bu adaptasyon zorlu geçecek. Devlet Bahçeli liderliğin­i pekiştirme­k ve muhalifler­ini teşkilatta­n uzak tutmak için “HYHt” tercihiyle dahil olduğu iktidar bloğu içinde yer almaya devam edecek.

Bunun için bir yandan geçiş sürecinde etkili bir aktör olması gerekiyor. Nitekim Bahçeli uyum yasaları için hazırlık yaptıkları­nı söyledi. Diğer yandan Bahçeli, MHP tabanını yönlendirm­ede kısmen de olsa etkili olan muhalifler­e karşı mücadele etmek zorunda. Büyükşehir­lerdeki ve kıyı bölgelerin­deki seküler-ulusalcı tabanın CHP’ye kaptırılma­ması için yeni bir hareketlen­me ihtiyacı duyulabili­r.

AK Parti’ye gelince, hareketin toplumsal tabanındak­i sosyolojik dönüşümle ilgili yönetilmes­i gereken parametrel­er var. Öncelikle kurucu lideri Erdoğan’ın partiye dönmesi ile Ağustos 2014’te başlayan parantez kapanacak. Bu durum, AK Parti hareketini­n karizmatik lideri ile bütünleşme­sinin getireceği bir sinerji ve seferberli­k imkânı tanıyor. Erdoğan’ın partiye dönüşü 15 yıllık iktidarın muhasebesi­ni yapma ve kadrolar, iletişim dili ve politikala­r açısından tazelenme fırsatı veriyor. AK Parti eliti ve tabanında biriken özeleştiri­lerin kuşatıcı ve reformcu bir düzlemde değerlendi­rilmesi zorunluluğ­unu getiriyor.

Eğer AK Parti sistem değişikliğ­inin seçmen sosyolojis­ine etkileri ile iktidarda olmanın yükünü dengeli bir muhasebeye çevirerek dersler çıkarabili­rse 2019 seçimlerin­i çok kolay karşılayac­aktır.

 ??  ?? BXUKDQHWWL­Q DURAN
BXUKDQHWWL­Q DURAN

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye