Ekonomide yeni dönem, yeni ekip
Referandum sonuçlandı, şimdi ileriye bakma zamanı. Piyasalarda, ekonomi ile ilgili önceliklerin neler olacağı merak konusu. Merakı gidermek için söyleyeyim. “Ekonomi y|netiminde yeniden
beklenebilir. Ekonomi politikalarında ise;
a Açıklanan bir dizi ekonomik paketin neticeleri üzerinde çalışılır ve kamu maliyesi dengeleri tesis edilirken
b Ekonomiyi yeniden güçlü büyüme patikasına ve düşük enflasyon sürecine taşıyacak yapısal adımlara ağırlık verileceği söylenebilir.
Bu yeni dönemi; dikkate değer bir bir ve bir üzerinden açıklamaya çalışayım.
Dün, Merkez Bankası’nın 85. Genel Kurulu yapıldı. Merkez Bankası Başkanı Murat detinkaya’nın
üç hususu, ileriye yönelik olarak not etmekte fayda var:
- Para politikasında, finansal koşullar üzerinde ilave sıkılık oluşturmadan döviz kurundan kaynaklanan maliyet yönlü enflasyonist baskıların hafifletilmesi hedeflendi. (Ki bu hususun piyasaya anlatılmasında hala zorluklar söz konusu. Daha doğrusu, geleneksel aktörler inatla Merkez Bankası’na karşı direnç göstermekte!)
- Para politikası kararlarında orta vadeli enflasyon görünümü dikkate alınmakta olup, enflasyonun seyrinde belirgin iyileşme sağlanana kadar sıkı duruş korunacak.
- Yapısal alanlarda atılacak adımlar fiyat istikrarına kalıcı biçimde ulaşılmasına ve büyümeye katkı sağlayacak.
başlıca reform alanları olarak öne çıkmakta.
Ankara’da kafa yorulan ama istenen hızda mesafe alınamayan alan, yukarıda işaret ettiğim bir ile ilgili. Prof. kaleme aldığı, başlıklı kitabı okumanızı öneririm. Burada önemli olan husus, için yapılması gerekenler. Kitapta işaret edilen ve önerilen pek çok husus var. Ama şu tespiti asla göz ardı edemeyiz. Bu ülkenin zeki çocukları 4 ve 8. sınıflarda okuyan dünyadaki akranlarına göre matematik ve fen alanlarında son sıralarda. 15 yaşındaki gençlerimiz, bırakın matematik ve fen konularını, genel manada “oku-
rakiplerine göre çok gerilerde. Çocuklarını ve gençlerini gelecek 50 yıla hazırlayan bir eğitim reformunu yapmadıkça, hukuk güvencesini de bu denkleme eklemedikçe tekil başarılarla yetinmek zorunda kalabiliriz.
konu, kritik zamanda alınan bir Reel sektörün takatinin kesilmekte olduğu bir dönemde KOBİ’lere faizsiz kredi verilmesi kadar orta ve büyük ölçekli işletmelerin cansuyu ile desteklenmesi de yerinde bir adım oldu. Kredi Garanti Fonu KGF sisteminin etkin işlemesine Başbakan Yardımcısı büyük emek verdi. Genel Müdür
Fon’un farkındalığını ve etkinliğini artırdı. KGF Yönetim Kurulu Başkanı
ise sohbetimizde önemli bilgiler paylaştı. KGF bundan 10 yıl önce, Hazine’nin 1+1, yani 2 milyar lira desteği ile hayata geçirildi. Bu, 2 milyar liranın garantisi ile 15.5 milyar lira kredi kullandırıldığını, Hazine’nin sadece 62.5 milyon lira (binde 4) risk üstlendiğini, karşılığında 143 milyon lira alacak bulunduğunu söylememiz sanırım yeterli. Şimdi 250 milyar liralık garantili kredi kullandırılması söz konusu ve ekonomik büyümeye sağlayacağı katkı GSMH’nin yüzde 1.5’i. Yani 40 milyar lira. Bir başka anlatımla bu garanti ile bir yılda 40 milyar lira ilave değer üretilecek, Allah muhafaza kredilerin hepsi batsa bile 5 yılda 17.5 milyar lira risk alınmış olacak. Ki bu riskin oluşması da imkansız. Yani, yapılan doğru!