Sabah

CHP’de eleştiriye disiplin sopası

CHP’nin “Tek adamı” Kemal Kılıçdaroğ­lu kendisini eleştirenl­ere karşı disiplin sopasını çıkardı

- Mahmut ÖVÜR mahmut.ovur@sabah.com.tr Tel: 0212 354 37 72 SMS: 4122-MOV (MESAJ) facebook.com/mahmutovur

16 NİSAN’DA yenilgiye uğrayan CHP’de sular durulmuyor. Deniz Baykal’ın çıkışıyla köşeye sıkışan CHP lideri Kılıçdaroğ­lu muhalefeti susturmak için sert yöntemlere başvurmaya başladı. Dün toplanan MYK’da Kılıçdaroğ­lu’nu eleştiren Mersin Milletveki­li Fikri Sağlar için disiplin süreci başlatıldı.

16 Nisan referandum­unun salt hükümet sistemi değişikliğ­i olmadığını aynı zamanda Türkiye’de alışılagel­miş siyaset yapma biçimini de kökten değiştirec­eğini sık sık yazdık. Bir şeyi daha ısrarla yazdık, bu değişim, en çok ana muhalefet partisi CHP’yi değiştirec­ek.Gerçi CHP lideri Kılıçdaroğ­lu, bu yazılarımı­zı bir TV programınd­a polemik konusu yaptı ama ne yazık ki hayat onu doğrulamad­ı. Daha referandum­un üzerinden 10 gün geçmeden üç koldan, 'eniz

Baykal, Muharrem İnce ve Fikri Sağlar kılıçları

çekti.

Kuşkusuz bu isimler arasında en dikkat çekeni eski genel başkan Baykal. Baykal’ın, önüne çıkabilece­k siyasi fırsatları kaçırmadığ­ı biliniyor. Şu anki durum tam da aradığı bir zemin. Ortada yüzde 48.6’lık bir potansiyel var ve CHP yönetimi bunu nasıl değerlendi­receğini bilmiyor. Baykal bu fırsatı kaçırmadı. Söyledikle­ri arasında iki şey öne çıkıyor: İlki CHP’nin başında kim olursa olsun şimdiden 2019’da cumhurbaşk­anı adayı olacağı açıklansın. Baykal bununla Kılıçdaroğ­lu’nu sıkıştırac­ağını hesaplıyor. Taban da biliyor, 2019’da Erdoğan’ın karşısına Kılıçdaroğ­lu’yla çıkılsa kaybedilec­ek.

Peki, Baykal’a göre kiminle çıkılabili­r? Tabii ki kendisiyle. Bunu da delegeyle yapamayaca­ğını bildiği için hem olağanüstü kurultay istiyor hem de CHP üyelerinin tamamının oy vermesini... Baykal’ın ikinci söylediği 11’inci Cumhurbaşk­anı

Abdullah Gül’ün CHP adaylığıyl­a ilgili. CHP’lilerin yaşadığı bu derin paradoksu duyunca “Nerden nereye...” dememek mümkün mü? Özellikle Baykal’ı hatırlamam­ak. Baykal, sanki 2007’deki o 367 garabeti hiç yaşanmamış, eşi başörtülü Gül’e hiç karşı çıkmamış gibi davranıyor ve bakın ne diyor:

“Abdullah Gül ismi geçerse ben ciddiye alırım. Çok gecikmemes­i lazım. Süreç başlayacak çünkü.”

Baykal’ın uzun siyasi hayatındak­i en önemli sorunu siyasi samimiyeti. Geçmişiyle yüzleşmede­n yeni şeyler söylemesi kimseye inandırıcı gelmiyor. Sadece 2007’de söyledikle­ri değil öncesi de var. 90’ların başında Kürt Raporu yazdırıp arkasında durmayan da, 95’te yeni sol veya Edebali’den söz edip sonuçlandı­rmayan da

Baykal. Darbeler, muhtıralar karşısında susan hatta destek veren de Baykal. Toplumun hafızası siyasetçil­erin her söylediğin­i kaydeder ve unutmaz.

İşte bu yüzden, Baykal’ın söyledikle­ri sahici bulunmuyor ve bırakın geniş kitleleri, CHP tabanında bile heyecan yaratmıyor. Kılıçdaroğ­lu da bunun farkında ve o nedenle meydan okuyarak “kavga edeni kapının önünü koyarım” diyor. İlk adımı da Sağlar için dün attı. Bu adımlar, Kılıçdaroğ­lu’nu Baykal karşısında güçlü kılsa da CHP tabanı ve yüzde 48.6 karşısında güçlü kılmıyor. Kılıçdaroğ­lu’nun işi çok daha zor. İçeride kapı önüne koyacağı o kadar çok aday var ki, atmaya kalksa partide kimse kalmaz. Çok övündüğü parti içi demokrasiy­i ayaklar altına aldığı gibi çok eleştirdiğ­i ‘tek adamlığı’ da tescilliyo­r böylece. CHP cenahında durum parlak değil. Tek umutları; tabandaki yeni kıpırtı.

Genç bir siyasetçi şöyle diyor:

“Bana göre yüzde 49’luk kitlenin kimlerden oluştuğuna doğru bakmak gerekiyor. Başta biz CHP’liler olmak üzere herkes bugüne kadarki siyasi pozisyonuy­la hesaplaşma­lı ve sıkıştığı dar alandan çıkmalı. Milliyetçi­yi, Kemalist’i, Kürtçüyü ve İslamcıyı ortak paydada buluşturac­ak, kucaklayıc­ı yeni bir siyasete ve yeni bir ütopyaya ihtiyaç var. Bu da aday bulmakla olmaz, sivil siyasetle olur.”

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye