Yeni düzen
DENİZ Baykal’ın son sözlerinin CHP’de yarattığı fırtına, önceden tahmin edilemeyen yeni durumun işaretçisiydi.
1 6 Nisan referandumunda onayladığımız anayasa değişikliklerinin neleri değiştirdiğini, yavaş yavaş öğreniyoruz. Mesela Cumhurbaşkanı’nın artık partili olabileceğinin ilk göstergesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AK Parti’ye dönüşü oldu.
CHP’de fırtına
Önceden pek düşünülmeyen bir durum da, değişikliklerin sadece iktidarı ve Cumhurbaşkanı’nı değil, tüm siyasi partileri ve özellikle ana muhalefet partisi CHP’yi de etkileyeceğiydi... Nitekim Deniz Baykal’ın bir televizyon söyleşisindeki sözlerinin CHP’de yarattığı fırtına, önceden pek tahmin edilemeyen yeni durumun işaretçisiydi.
Artık başbakan yok
Cumhurbaşkanlığı sistemi, bir parti liderinin kendisini seçim yarışına sürmesini adeta zorunlu kılıyor. 2019’dan sonra Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilirken Başbakan yerine Cumhurbaşkanı’nın belirleyeceği Cumhurbaşkanı Yardımcısı geçeceğine göre, bir partinin adayı Cumhurbaşkanı olmadan bu partinin iktidar olması da mümkün olmayacak.
Siyasi gerçekçilik
Yani “/ider”i gerçekten lider ise, onun Cumhurbaşkanı seçiminde aday olmaması mümkün değildir. Ama o kişiye sözde “/ider” deniliyorsa ve o partinin de ezelden ebede iktidar olması söz konusu değilse, bu siyaset tarzının evcilik oyunundan bir farkı olmayacağı kesindir. Kısacası anayasa değişiklikleri siyasi partiler düzenine de bu tür bir gerçekçilik getirmiştir.
Baykal’ın uyarısı
Deniz Baykal’ın Kemal Kılıçdaroğlu’na bu yeni durumu anlatan ve Kılıçdaroğlu’nun nasıl davranması gerektiğini söyleyen sözleri, bu partide kopacak fırtınanın işaretçi rüzgârlarından biridir. Muharrem İnce’nin Kurultay toplanmasını önermesi de bir başka işaretçi rüzgârdır. Bu arada Abdullah Gül’ün adının da bu vesile ile geçirilmesi, acemice bir nifak denemesinden herhalde öteye geçemez.
Yeni düzene doğru
Partinin genel başkanı olarak her seçimde ve her referandumda yenilgi yaşayan Kemal Kılıçdaroğlu, bakalım bu fırtınayı nasıl atlatacak... Ama
“Referandumda kim kazandı” tartışmaları yapmak yerine, kendini ve partisini referandumla gerçekleşen yeni düzene uyarlamak, herhalde daha doğru bir tutum olacaktır.