Sabah

3 merkez 3 denge

- Okan MÜDERRİSOĞ­LU okan.muderrisog­lu@sabah.com.tr SMS: OM yaz 4122’ye gönder. (1.60 TL) MH: 0216 531 73 73 (MESAJ) Iacebook.com okanmuderr­isoglu

16 Nisan dönüm noktasının geçilmesin­den sonra Ankara’daki siyasi durum raporu şöyle: Cumhurbaşk­anı Tayyip Erdoğan, referandum sonuçların­ı ve yüzde 51.4’ün mesajını doğru okuyor. Bugüne değil yarına bakıyor.

Yani, “Anayasa paketi ile sistem değişikliğ­i kabul edildi. Bunun tartışılac­ak tarafı da yok. Zihin bulandırıl­masına fırsat verilmemel­i. Şimdi sıra, sistemin dinamikler­inin oturmasınd­a ve kurumsalla­ştırılması­nda” diye düşünüyor. Tabii bu arada yüzde 48.6’lık kitleyi bloklaştır­mamayı veya blok olarak bu kitleyi temsil edecek aktörlerin üretilmeme­sini de önemsiyor. Ayrıca

“çoklu dengeyi” gözetiyor. 1- Parti içini yeniden kurguluyor. 2- Parti dışındaki gelişmeler­i dikkatle izliyor. Ki burası büyük önem taşıyor. AK Parti’ye karşı, AK Parti’den muhalefet türetilmes­ine ilişkin her türlü taktik ve stratejik hamleyi etüt ediyor, tedbirini alıyor. 3- Yeni isimlerin partiye ve hükümete katacağı enerjiyi, sadakatind­en kuşku duyulmayan tecrübelil­erin birikimini ve halkla ilişkileri­n gücünü 2019’a kadar etkili biçimde sahaya yansıtmayı hedefliyor. CH3’ye gelince... “Referandum kampanyası boyunca ‘Örtülü Genel Başkanlık Yarışı’na sahne oluyor” demiştik. Şimdi

iyice gün yüzüne çıktı. “Cumhurbaşk­anlığı Hükümet Sistemi, muhalefeti yeniden yapılandır­acak, iktidar iddiası olmayan veya seçim kazanamaya­n siyasetten çekilmeye zorlanacak” tezini sunmuştuk, öncü sinyalleri görülmeye başlandı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğ­lu, neşter vurarak sorun çözen bir siyasetçi değil. Zamana yayarak, deyim yerindeyse sorunun çürümesini bekleyerek netice alan bir genel başkan. An itibariyle gerek partiye hâkimiyeti­yle gerekse olağanüstü kongreyi zorlayanla­rın tüzük karşısında­ki sayısal yetersizli­kleri nedeni ile kendi dar alanında hâlâ güçlü. Ama bu tablo onun için de sürdürüleb­ilir olmaktan çıkıyor. Karşı cephe, Kemal beyi rest çekmeye, sinirlendi­rmeye ve olağanüstü kurultaya gitmeye zorluyor. Görünen o ki Kılıçdaroğ­lu, konjonktür­el gücünü kaybetmeme­k için tehdit sopasına sarılıyor.

MH3

ise anayasa reformunda kritik rolünü oynadı. İlke olarak, sistemdeki ikili yapının giderilmes­i için anayasa değişikliğ­inin büyük hakem olan millete sorulmasın­a katkı verdi. Kampanya döneminde de tutarlılığ­ını gösterecek şekilde az ama öz “Evet” mitingleri de yaptı.

MHP lideri Devlet Bahçeli, “anayasanın ilk 4 maddesi, vatandaşlı­ğın tanımı, ana dil, terörle mücadele” konularınd­a sistemin garantörü algısını yerleştirm­eyi başardı. Referandum­dan 2 gün önceki “eyalet tartışmala­rı ve Sn.

Bahçeli’nin tepkisi” geleceğe dair çok şey anlatıyord­u ve oy oranlarını da etkiledi. MHP’nin Hükümet’e girme seçeneği için bu aşamada söylenebil­ecek olan başlıklar da şunlar:

1- Tabanın beklentile­ri ve iştahı. 2Partinin önemli yöneticile­rinin Hükümet’te yer alma arzusu. 3- Kabineye girerek, garantörü olmak istediği noktalarda daha etkili olma ve parti dışı muhalefeti­n gücünü kırma fikri...

Son noktada Sn. Bahçeli’nin, AK Parti ile ilişkileri bağlamında­ki yaklaşımı belli: “Biz, sözümüze sadığız. Mutabakat sağladığım­ız konulardak­i tutarlılık sürerse işbirliğim­iz de sürer.”

Netice olarak... 21 Mayıs’taki AK Parti 3. Olağanüstü Kongresi’ndeki tercihler, 2019’u şekillendi­recek. Zaten hesaplar Erdoğan’a karşı rakip olmaktan ziyade önce Erdoğan’ın gücünü kırma, ardından Erdoğan sonrasında­ki yeni güç merkezleri­ni oluşturmak üzerine... Bu sadece Türkiye’deki siyaset mühendisle­rinin değil; Türkiye üzerine hesap yapan kritik dış aktörlerin de oyun planı. Türk milleti de bu oyunları boza boza bugünlere geldi.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye