BİZE HASTA DİYENLER BUGÜN NE HALDE
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Dün bize hasta adam diyenler bugün ekonomik, sosyal ve siyasi hastalıkların pençesinde kıvranıyor. Bu kritik dönemi çok iyi değerlendirmeliyiz
CUMHURBAŞKANI, Mukaddes Emanetler Işığında Konferansı’nda önemli mesajlar verdi: Dün bize ‘hasta adam’ diyenlerin bugün kendilerinin ekonomik, sosyal, siyasal hastalıkların pençesinde kıvrandıklarını biliyoruz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bahariye Mevlevihanesi’nde düzenlenen”Mukaddes Emanetler Işığında” adlı sergi ve konferans programına katıldı. Etkinlikte bir konuşma yapan Erdoğan, şunları söyledi: ECDADIMIZ EMANETE
KUSUR ETMEDİ: Dünyayı dolaşıyorum gerçekten bu hassasiyeti bizim milletimiz emanetleri aldığı günden bu yana çok dikkatli ve hassasiyetle bugüne getirdi ve güçlenerek de götürüyor. Bizim ecdadımız Medine’deki son askerimiz çekilene kadar Peygamber efendimizin aziz hatıralarına hürmette en küçük bir kusur etmemiştir. Ne milletmişiz, ne ecdadımız varmış bizim. Hiç bunları hafife almamış, sonuna kadar sahiplenmiş. Esasen bu güzel geleneği yeniden başlatmayı da düşünmeliyiz, başarmalıyız. Yine milletimizin tamamının katkılarıyla oluşturulacak bir fon aracılığıyla mübarek üç aylar boyunca Mekke ve Medine’de bulunan dünyanın her köşesinden gelmiş gariplere yardım ulaştıracak bir mekanizmayı da kurabiliriz, bunun da gayreti içinde olmamız gerekir diye düşünüyorum. 500 yıllık tarihi süreç boyunca İstanbul’a getirilerek koruma altına aldığımız Mukaddes Emanetlere adeta gözümüz gibi bakarak işte bugünlere kadar geldik. KIYAMETE KADAR SAHİP
ÇIKACAĞIZ: Topkapı Sarayı’ndaki Mukaddes Emanetler Dairesi’ni en son 2007 yılında kapsamlı bir tadilattan geçirip genişlettik. Mukaddes Emanetler, Peygamber efendimizle birlikte diğer peygamberlerin, İslam büyüklerinin kutsal mekanların hatıralarını da kapsıyor. Bu emanetlere Allah’ın izniyle kıyamete kadar, canımız pahasına sahip çıkmakta, onlara hürmeten yapılan eserleri devam ettirmekte kararlıyız. İstanbul gibi muhteşem bir şehre, böyle muhteşem bir emaneti bağrında muhafaza etmenin çok yakıştığına inanıyorum.” TUZAKLARI YÜKSELİŞİN
BASAMAĞI YAPMALIYIZ: Dün bize hasta adam diyenlerin bugün kendilerinin ekonomik, sosyal, siyasi hastalıkların pençesinde kıvrandıklarını biliyoruz. Bu kritik dönemi
bizim çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Şunu unutmayalım, her kriz yeni bir fırsattır. Bize kurulan tuzakları tersine çevirip yeni bir yükselişin basamakları haline getirebiliriz. Bu şansımız, insan gücümüz var. Bunun için birliğimize, kardeşliğimize çok sıkı bir şekilde sahip çıkmamız şarttır. “SURİYE’DEKİ VAHŞET CANIMIZI YAKIYOR”
Asırlar boyunca İslam’ın ve Müslümanların en nadide eserlerine ev sahipliği yapmış Suriye ve Irak topraklarında yaşanan vahşet, yüreğimizi parçalıyor, yakıyor. Bazen şunu söylüyorum; ‘Ah Suriye keşke seni tanımasaydım’. Tanıdıktan sonra tabii bu çok daha ağırımıza gidiyor. Bütün o eserlerin yerle yeksan olması bizi gerçekten yakıyor, yıkıyor. Bölgeden hemen her gün çocukların, kadınların, ihtiyarların, masum insanların ya terör örgütleri ya da güya onlara karşı operasyon yürüten güçler tarafından katline dair acı haberler geliyor. Türkiye olarak bu acıların önüne geçebilmek için hem kendi sınırlarımız boyunca hem de uluslararası alanda elimizden gelen tüm gayreti gösteriyoruz. Her zamankinden çok daha fazla birliğe, beraberliğe kardeşliğimizi güçlendirmeye ihtiyacımızın olduğu bir dönemden geçiyoruz. Türkiye’nin istiklali ve istikbali için yürüttüğü mücadelenin başarısı tıpkı bin yıldır olduğu gibi tüm İslam coğrafyasının istiklali ve istikbaline önderlik edecektir.