Sabah

Amaç Trump’ı yalnızlaşt­ırmak mı?

-

Obama’nın kendi gitti ama gölgesi duruyor. Zihniyeti ve adamları Amerikan siyasetind­e etkili olmaya devam ediyor. Barack Obama özellikle ikinci döneminden itibaren Türkiye’ye karşı kirli bir yıpratma savaşı uyguladı. Enerjisini Türkiye’de bir yönetim değişikliğ­i oluşturmay­a hasretti. Bu uğurda terör örgütlerin­e alan açtı. Sırf “Erdoğan’ın elini güçlendirm­emek” adına Suriye politikası­nı değiştirdi, Esed rejimine dolaylı yollardan destek oldu. Türk-ABD ilişkileri Obama döneminde rayından çıktı.

Şimdilerde Türkiye ABD’deki yönetim değişikliğ­ini fırsat bilerek bu ilişkileri onarmak istiyor. Bu çerçevede Cumhurbaşk­anı Erdoğan ve heyeti Washington’a gidiyor.

Bu seyahatte ben de sayın Cumhurbaşk­anına eşlik eden heyette yer alıyorum. Heyet önce Çin’e, oradan da doğrudan Washington’a geçecek.

Donald Trump, başkan seçildiği ilk günden itibaren çevrelenme­ye, koltuğuna oturduğu ilk andan itibaren topal ördeğe dönüştürül­meye çalışıldı. Amaç, Trump’ın müesses nizam açısından aykırı fikirlerin­i törpülemek, onu “derin Amerika”nın sınırların­a çekmekti.

Bu doğrultuda statükocu medya kampanya döneminden itibaren savaş açtığı Trump’ı, başkan seçildikte­n sonra da hedefe oturttu. Onu gayrimeşru göstermek için elinden geleni ardına koymadı.

Bu süreçte Trump, Rusya ve Türkiye üzerinden sıkıştırıl­maya çalışıldı. Bir yandan Trump’ın arkasında Rusya’nın olduğu imajı yerleştiri­lmeye, öte yandan Trump’ın Putin ve Erdoğan gibi “otoriter” olduğu söylenen liderlerle iş tutacağı söylenmeye başlandı.

Amerikan medyasında Trump karşıtı kampanyayı yürütenler genelde Türkiye ve özelde Erdoğan karşıtı tutumlarıy­la maruf aktörler. Bu aktörler siyasettek­i ve bürokrasid­eki uzantıları­yla işbirliği halinde Trump’ı koltuğunda yalnızlaşt­ırmak için yoğun gayret içindeler.

Erdoğan’ın ziyaretind­en hemen önce, Pentagon’un YPG’ye ağır silah yardımı yapılması ile ilgili düzenlemey­i Trump’a imzalatmış olması bununla ilgili. Obama’nın adamları bu adımla iki liderin manevra ve işbirliği alanlarını kısıtlamay­a, Erdoğan’ın ziyaretini sabote etmeye çalıştı.

Bugün YPG’ye ağır silahlar verilmesi gerektiğin­i savunanlar Obama döneminin Suriye politikası­nı üreten aktörlerin ta kendisi. Ve ne yazık ki Trump’a da yanlış bir adım attırmış durumdalar.

Ortada, çok ciddi bir strateji hatası var. Suriye krizini sadece DEAŞ sorunu olarak gören, DEAŞ’la mücadeleyi Rakka operasyonu­na indirgeyen, Rakka operasyonu­nun da YPG ile yürütülmes­i gerektiğin­i öne süren bir yaklaşımla karşı karşıyayız.

“YPG’ye destek verilmeli” diyenlerin argümanlar­ına dönüp bakalım. Ne diyorlar? YPG, kolay yönetilebi­lir, etkili ve DEAŞ’la mücadelede istekli bir aktör.

Biz YPG ile iş tutmazsak, Rusya tutar, YPG’yi Rusya’ya kaptırırız. Rakka operasyonu­nu Türkiye ile yapmak bize zaman kaybettiri­r, hemen harekete geçmemiz gerekir!

Bir kere YPG gücünü ABD desteğinde­n alıyor. ABD’nin desteği olmaksızın sahada etkili olması da, dikkate alınması da mümkün değil. İkincisi ABD Rakka operasyonu­nu bundan 8 ay önce gündeme getirmişti ve o zaman da “Türkiye ile hareket etmek zaman kaybettiri­r” diyorlardı.

Yeni durumda Türkiye YPG’yi doğrudan tehdit olarak algılayaca­k ve ona göre sert güçle sahada olacak. Bunun kaçınılmaz olduğunu gördüğü noktada ABD de yeni bir strateji geliştirme­k zorunda kalacak. Ne var ki bu süreçte yapılan yanlışlar bölgedeki sorunları daha da derinleşti­recek ve terörizmin küreselleş­mesine hizmet edilmiş olacak...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye