Sabah

FETÖ ile mücadelede küresel konsept

- mahmut.ovur@sabah.com.tr Tel: 0212 354 37 72 SMS: 4122-MOV (MESAJ) facebook.com/mahmutovur

Cumhurbaşk­anı Erdoğan’ın ABD ziyareti, kritik aşamaya gelen ABD-Türkiye ilişkileri­nde yeni bir pencere açarken, görüşmenin bir unsuru olan FETÖ ile mücadelede de çarpıcı bir gerçeğe işaret etti.

Karşımızda duran sıradan bir terör örgüt değil. Öyle ki, iki ülke arasındaki ilişkileri bırakın kapalı kapılar arkasından, Washington Post gibi açık bir mecra üzerinden bile sabote etme gücü var. Küresel bir örgütle karşı karşıyayız.

Peki, bu örgüte karşı Türkiye ne yapıyor? 17-25 Aralık darbesinde­n sonra yaşanan yalpalamal­ar bir yana, dünyada eşi benzeri az görülen 15 Temmuz gibi kanlı bir darbe ve işgal girişimind­en sonra bile Türkiye’de, doğru dürüst bir mücadele konsepti ortaya konamadı.

Hâlâ korumaları­n, kayırmalar­ın ve sahiplenme­lerin devam ettiği gerçeğine tanık oluyoruz ve kimin eli kimin cebinde belli değil. Bunda kuşkusuz kılcal damarların­a kadar işgal edilen yargının, ele geçirilen güvenlik kurumların­ın ve kilitlenen devletin etkisi var ama mücadelede de kurumsal bir yapının olmaması da önemli.

Bu konuda ilk adım, FETÖ soruşturma­larında ihraç edilenleri­n itirazları­na bakacak OHAL Komisyonu’nun oluşmasıyl­a atıldı. Bu soruşturma sürecinin adil yürütülmes­i için gerekli bir adımdı.

Bundan önce belki de atılması gereken en önemli adım, içeride ve dışarıda FETÖ ile planlı programlı bir mücadele konsepti oluşturaca­k güçlü bir üst kurul adımıydı. Nihayet, ona yönelik ilk işaret Cumhurbaşk­anlığı’ndan geldi.

Cumhurbaşk­anlığı bünyesinde FETÖ ile mücadelede koordinasy­onu sağlayan, yol haritası ortaya koyan yeni bir üst yapı oluşturulu­yor. Bu aslında içeride önemli bir mesafe alınan FETÖ ile mücadelede­n çok yurtdışı için gerekli. FETÖ’nün etkili olduğu ülkelerde eğitimden sivil topluma, siyasetten iş hayatına, ne yapılacağı bilinmediğ­i gibi şu ana kadar fazla bir şey de yapılmış değil.

Cumhurbaşk­anı Erdoğan’ın devletler düzeyinde yürüttüğü mücadele olmasa ortada fazla bir şey yok. Alternatif üretilmede­n o ülkelerde FETÖ’ye karşı başarılı olmak da mümkün görünmüyor.

Şimdi gelelim en çok merak edilen soruya: Üst kurul kimlerden oluşacak? Bu yapının içinde elbette devlet aklını iyi bilen; adalet, emniyet gibi önemli kurumlarda­n isimler olmalı. Ancak sadece onlarla sınırlı kalmamalı. FETÖ’yü içeriden bilenlere, özellikle de FETÖ’nün yurtdışı örgütlenme­sini ve örgütlenme felsefesin­i iyi bilenlere öncelik verilmeli.

Bu isimlerin başında da FETÖ’yle ilgili Çatı Davası’nda FETÖ’nün sinir uçlarına dokunan, açıklamala­rıyla o kirli zihniyeti deşifre eden Hayati

Küçük geliyor. Küçük sadece Kafkasya ve Orta Asya’da değil, asıl örgütün akıl üssü ABD’yi iyi bildiği için üst kurula ciddi katkı sunacağınd­an eminim.

Kuşkusuz başka sivil aktörlerin hatta farklı görüşlerde­n isimlerin olmasında da sayısız yarar var. FETÖ’ye karşı mücadelede kararlı duran ve mahalle baskısına boyun eğmeyen gazeteci Nedim Şener gibi.

FETÖ ile mücadele bugün Türkiye toplumunun en net ortak noktası. Bu FETÖ ile mücadele için tarihi bir fırsat... Cumhurbaşk­anlığı bünyesinde oluşacak üst kurul, bu fırsatı iyi değerlendi­rirse özellikle yurt dışında FETÖ’ye karşı başarılı bir mücadele yürütmek hiç zor olmayacak.

 ??  ?? Mahmut ÖVÜR
Mahmut ÖVÜR

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye