Sabah

Efsaneymiş

-

Öyleymiş, “'emirel eIsa nesi” diye bir şey varmış, geçen yüzyıldan kalma bazı yaşlı ve emekli politikacı­lar, aile doktorunun ve aile damadının da katılımıyl­a Ankara’da toplanıp bu efsaneyi anmışlar...

Bayram değil seyran değil ama Allah kabul etsin.

Doktor hanım, “'emirelªin hikk yesi 7rkiyeªnin değişen, gelişen, byyen Fumhu riyetinin hikkyesi dir” demiş.

Bu da bize, ANAP’ı ve Özal’ı “kırmak” için 1991 seçimlerin­den önce bir kısım basının havaya uçurduğu “Baba çok değişti” balonunu hatırlattı.

Baba namıyla maruf Demirel değişmiş miydi?

Evet, Türkiye’nin artık o eski ve “kendi bildiği” Türkiye olmadığını, değişen Türkiye’yi artık “lagalugayl­a” yönetemeye­ceğini anlamıştı. Çok zeki bir adamdı rahmetli.

İki yılı el öptürmekle geçirdi, Özal ölünce de fırsat bu fırsat Çankaya’ya zıplayıp kendini gündelik politikada­n sıyırdı.

Vesayet düzenini en sert eleştirmiş adam artık vesayet düzenine tamamen teslim olmuştu. Böylece, 28 Şubat darbesine de tutabilece­ği en geniş çanağı tuttu.

Nasıl Menderes’in büyük hatalarınd­an biri kambiyo rejimini serbest bırakmamak olduysa, Demirel’in büyük hatası da bu serbestliğ­e ancak o zamanki yardımcısı Özal’ın zorlamasıy­la ve “çok geç” geçmek olmuştur, taa 1980’de, darbeye çeyrek kala.

Menderes bunu 1950’de, ya da Demirel 1965’te yapabilsey­di...

Demirel’in Türkiye’ye asıl verdiği zarar, 1980 darbesiyle birlikte “işinin bittiğini” bir türlü idrak ve kabul edememesi olmuştur.

Özal’ın yıldızının parlamasın­ı, onu sollayıp geçmesini bir türlü hazmedemed­i. Ondan sonraki bütün “mesaisi” de eski koltuğuna yeniden kavuşabilm­ek için sürekli ANAP’ı törpülemek, köstekleme­k oldu. Bunu başardı da.

Böylece, iktidarı havada, ortada bıraktı, tam on bir yıl sürecek bir koalisyonl­ar dönemine, bir fetret devrine yol açtı. Türkiye’ye çok değerli bir zaman dilimini kaybettird­i. Zayıf ve güçsüz hükümetler İstanbul sermayesin­in işine geliyordu ama Türkiye’nin değil! Ne yapmalıydı Demirel? “Bir bilen” sıfatıyla köşeye çekilmeli, Özal iktidarını baltalamam­alıydı. Eli gene öpülecek, akıl danışılaca­k bir büyük olarak kalabilird­i.

Kenan Evren’in görevi bırakmasın­dan sonra gene cumhurbaşk­anı olur, Özal da başbakanlı­ğı sürdürürdü. Demirel’in Çankaya’da görev süresi 19932000 olmazdı da, 1989-1996 olurdu alt tarafı.

Bunu başaramadı. Başarmaya “hırsı” engel oldu.

O kadar ki, 2000 yılında cumhurbaşk­anlığından ayrılmasın­dan sonra, ömrünün geri kalan on beş yılını da bu sefer Tayyip Erdoğan’ı baltalamay­a çalışmakla geçirdi! Özal’ı yıpratmayı başarmıştı, Erdoğan’a söktüremed­i.

Eski ve büyük başarıları­nı, yaptığı barajları falan, nasıl olsa “'emirelFile­r” size bol bol hatırlatır­lar.

Demirel’e bir kere daha Cenab-ı Allah’tan rahmet dilerken, muhterem Demirelcil­er’e de artık şu yirmi birinci yüzyıla hele bir geçmelerin­i tavsiye ederim.

 ??  ?? EnJLn AR',Ç
EnJLn AR',Ç

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye