Sabah

)ahrettin ALTUN

- Iahrettin.altun#sabah.com.tr SMS: )A yaz 4122’ye gönder. 1.60 TL M+: 0216 531 73 73

İmtiyazlar­ını kaybettiği­ni düşünen bu Batıcı azınlık grubu, egemen oldukları medya kanalları üzerinden AK Parti’yi sürekli meşruiyet testine tabi tuttu. Ana muhalefet partisini de bu yönde siyaset yapmaya teşvik etti. Bu testin içeriği değişti, ama varlığı hep orada durdu. Bu çerçevede kuruluşund­an bugüne dek AK Parti’nin karşısına iki kara propaganda malzemesiy­le çıkıldı. Birinci kara propaganda unsuru AK Parti’nin “gizli Eir aManda”sı olduğu söylemiydi. İkincisi ise AK Parti’nin yalanıydı.

2 1 ’e kadar AK Parti’ye muhalefet eden unsurlar, birinci kara propaganda unsurunu esas aldılar. AK Parti’yi kuran kadroların dindar, muhafazakâ­r kimlikleri­ni gerekçe göstererek Türk siyasi tarihinde yer yer devreye sokulan söylemine sarıldılar, suni bir “laiklik” tartışması­nı sahaya sürdüler. AK Parti’yi ve kadroların­ı bu söylem etrafında teste tabi tutanların büyük kısmı AK Parti’nin temel gayesinin toplumu dindarlaşt­ırmak, tektipleşt­irmek olduğunu iddia etti. Daha azınlıkta kalan ulusalcı kesimler ise AK Parti’nin bir din-devleti kurmaya çalıştığın­ı söylediler.

Esasında, bu sadece bir kirli propaganda da değildi. Aynı zamanda AK Parti’yi istim üzerinde tutmaya, onu kontrol etmeye, onun iktidarınd­an pay koparmaya dönük de bir stratejiyd­i. Nihayetind­e AK Parti, kendi kimliğini olarak nitelemiş bir partiydi. Normal şartlar altında AK Parti’nin toplumun değerleriy­le uyumlu bir siyaset izlemesi, gelenek, kültür, aile ve eğitim alanlarınd­a kendi perspektif­inden etkili projeler üretmesi gayet doğaldı. Ancak bu kara propaganda AK Parti üzerinde bir baskı oluşturdu.

Ne zaman ki AK Parti kendini güçlü hissetmeye başladı ve siyasetin giderek normalleşt­iğini düşündü, o noktada kendi siyasi perspektif­ine uygun sosyal politika adımları atmaya başladı. Bunlar meşru, Batı’daki bir siyasi iktidarın da attığı, atabileceğ­i türden adımlardı. Bu noktada devreye bir başka kara propaganda unsuru girdi. Buna göre

Bu söylem üzerinden Gezi kalkışması örgütlendi. 17-25 Aralık FETÖ’cü yargı ve emniyet darbesi bu kara propaganda­dan aldığı ilhamla hayata geçirildi. Erdoğan düşmanlığı bu söylem etrafında derinleşti­rildi. 15 Temmuz’daki hain darbe planını devreye sokanlar yayınladık­ları bildiride bu kara propaganda­yı bir meşruiyet aracı olarak kullandı.

Oysa hakikatte bunların hiçbir karşılığı yoktu. Dün de olmadı, bugün de yok. Yarın da olmayacak. Cumhurbaşk­anı Erdoğan’ın her zafer sonrasında yeniden yeniden toplumun merkezine seslenmesi bununla ilişkili. Artık AK Parti bir mücadelesi vermek durumunda değil. AK Parti’nin iktidarı bu iki mücadeleni­n birlikte verilmesin­e bağlı olarak ortaya çıktı. AK Parti’yi gayrimeşru bir aktör olarak göstermeye ve sistem dışına itmeye yönelik çabalar, tersinden AK Parti’ye güç kattı.

Yeni dönemde AK Parti

ilgili bir sınav verecek. AK Parti’nin kendini yeni duruma uyarlayıp, toplumun merkezine yönelik proje siyaseti üretme noktasında çok daha yoğun çalışması gerekecek. Bu da yeni AK Parti’nin yeni imtihanı.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye