Çok mu değiştik?
DEĞİŞİME dair bazı olguları yeni zamanlara yerleştirmek zordur. Örneğin FETÖ’yü, hangi çağa uygun görürsünüz?
Değişim tabii ki hayatımızı her alanda etkiledi... Ancak bu “Değişim”in içeriğindeki bazı olguları yeni zamanlara yerleştirmek çok zordur. Örneğin FETÖ denilen olguyu, hangi çağa daha uygun görürsünüz? Bektaşilikten FETÖ’cülüğe 2’nci Mahmud Vaka-i Hayriye ile yeniçerileri tasfiye ederken, Yeniçeri Ocağı’nın ideolojisi olan Bektaşiliği ve Bektaşileri de, devletin ve toplumun her kademesine sızdıkları gerekçesi ile kara listeye almıştı. Düşünün ki Bektaşilerin devlet görevlerinden alındığı tarih 1820’li yıllara rastlıyor... Bugün yani 2017’de aynı durumu bu kez FETÖ’cüler olayında görmek, değişimle çelişen bir durum değil mi? Değişimin çapı
Ama yine de değişim bir gerçek... Bizim çocukluğumuzda okullarda kutlanan “Yerli Malı Haftası”nı bir hatırlayın... Bu haftaya katkıda bulunmak için ben Antep fıstığı getirirdim sınıfa. Kayserili bir arkadaşımızın pastırma getirdiğini hatırlıyorum. O zamanlar toplu iğnenin bile ithal edildiği yıllardı, yani yerli malları arasında sanayi ürünleri pek yoktu. Bu yerli malı haftasını bugün yapsak kimler sınıfına buzdolabı, otomobil, bilgisayar falan getirir acaba? Ya da FETÖ’ye ve her çeşit terör örgütünün varlığına rağmen, acaba “Yerli malı
siyaset”in içinden kim demokrasiyi ve hukukun üstünlüğü ilkesini çıkartabilir? Tam “darbeler bitti” derken
Siyasette değişimin en önemli atılımını, vesayetçi demokrasiye egemen olan kurumların yerli yerine oturtulması olarak kabul ediyorduk. Bu arada askeri demokrasi de darbelerin sona ermesi ile tarihe kavuşuyordu. Ama derken bir anda 15 Temmuza darbe girişimi girdi hayatımıza... Darbe girişiminin başarısız olmasından sonra da, bu darbenin failleri olan bir bölüm subayın başta Almanya olmak üzere yabancı ülkelere sığınması dolayısıyla artık vesayetçi kurumların sınır dışında da aranması gerektiğini biliyoruz. Kültür ve değişim
Bir de değişimin “Kültür”e yansıması olayı var. Eski günlerde Sabahattin Eyüboğlu’nun cemaatine göre bizim kültürümüzü Ege ve Akdeniz’in geçmişindeki Yunan uygarlığı öncelikle etkilemişti. Kemal Tahir’in cemaati ise, kültürümüzün kaynaklarını Osmanlı’da arardı. Eğer
“Kültür” toplumun topyekûn davranışlarına yansıyan bir birikim ise, şu anda bizim kültürümüzü en fazla etkileyen isimler, uçağı icat eden Wright Kardeşler, telefonu bulan Graham Bell, Windows’un yaratıcısı Bill Gates ve iPhone’u hayatımıza sokan Steve Jobs da değil midir?