FETÖ zehiri... Yargının büyük imtihanı...
FETÖ’nün, tüm devlet sistemini olduğu kadar siyasi sahayı da zehirlediği çok açık. AK Parti ile siyaseten mücadele edemeyen her mahfil bir şekilde FETÖ’den de medet umdu. Cumhurbaşkanı
hedef alan kişi ve kurumlar da FETÖ’nün dehlizlerine saptı. Ve maalesef ana muhalefet partisinin de yolu zaman zaman FETÖ imalatı kurgularla kesişti!
CHP İstanbul Milletvekili
hakkında verilen tutuklama kararı siyasi tansiyonu bir anda yükseltti. Kararın hukuki zeminde tartışılmayıp hızla siyasileştirilmesi ise Türkiye’yi farklı müdahalelere açık hale getirebilir! Hele hele FETÖ yargılamalarının devam ettiği bu kritik aşamada, yargının üzerine gölge düşüren karar ve söylemler, sorumlu makamda bulunan herkesin dikkat etmesini gerektiriyor. Cezanın ağırlığı ve ana muhalefet partisinin bir milletvekili hakkında verilmesi düşündürücü. Lakin yargının kararını düzeltecek olan yine yargı kurumu olacaktır. Bu nedenle siyasi gerilimin, toplumsal gerilime dönüştürülmesine fırsat verilmemelidir.
Önceki akşam, Başbakan Yardımcısı
iftar davetinde idik. Bu yazının konusunu teşkil eden ana gündem maddesi, önümüzdeki döneme damgasını vuracak olan Gel gör ki Türkiye, yakın tarihte tezgâhlanan, gerçek yönleri yeni yeni ortaya çıkan karanlık planlarla yüzleşmek zorunda. Kendi içindeki büyük ayıklamayı gerçekleştirmeden gelecek gündemine yönelmesi ise kolay değil. Ankara, 1970 model otobüsü, hareket halinde iken onararak yolculuğuna devam eden bir siyasi merkez görünümünde. Bu nedenle hem siyasal ve demokratik dönüşümünü tamamlamaya hem de düne ait hesapları görmeye çalışıyor.
İftar sonrası sohbetimizde Numan beyin de dediği gibi Türkiye ekonomik ve siyasi reformları eşanlı hayata geçirdiğinde başarılı olabiliyor. Ve bu ülkenin makro başarıları artık yetmiyor. Bu genel çerçevenin mutlaka mikro başarılarla da desteklenmesi gerekiyor. Türkiye tam bu safhaya doğru geçecekken, siyasi arena birden elektrikleniyor. Sade vatandaşın öncelikleri de Ankara’nın bulutlu havasından haliyle etkileniyor. Olumlu haberlerin etkisi süratle tüketilirken, negatif algı üreten odakların etkinliği artıyor.
Değişim, demokrasi ve reform... 2017’nin kalan yarısının, 2018 ve sonrasının nasıl doldurulacağı artık daha da önemli. Özellikle 16 Nisan Referandumu’nun sonuçlarının hâlâ hazmedilemediği çevreler karşısında akıl ve soğukkanlılık ağır basmalı. Türkiye’de demokratikleşme adımlarına duyulan ihtiyaç sürüyor. Bilhassa yargı kararlarına dair spekülasyonların demokratikleşme hevesini ve FETÖ ile mücadele azmini zedelememesi gerekiyor. Türkiye’nin ihtiyaçları belli. Adalet, kalkınma, daha ileri demokrasi, küresel rekabet, refah, sosyal devletin pekiştirilmesi... Hepsinden önemlisi kardeşlik hukukunun güçlendirilmesi.