Sabah

Teşekkürle­r Barlas!.

-

ehmet Barlas telefon etti geçen gün. O da benim gibi alaturkaya meraklı. NTV’de Oğuz Haksever’le enfes bir program yapıyorlar bilirsiniz.. sanki. Koskoca beş lirayı ona veriyorlar­dı. Olacak şey miydi? Şaşırdı. Teşekkür etmeyi unuttu. O gün bugün ailede her bayram hâlâ kahkaha ile anlatılır. Parayı Paşa Dayı’ya geri verdi. “Hiç değilse yarısını verin” diye. Nasıl gülmüştü Paşa Dayı, parayı tekrar ağabeyimin eline koyarken. Bana da 2.5 lira vermişti.. O da kâğıt para. Hayattaki ilk kâğıt param. Hey gidi günler hey. Gene böyle bir bayram arifesiydi işte. Anadolu kasabaları­nda bohçacı kadınlar vardır, kapı kapı dolaşır elle yapılmış örtüler, perdeler, çarşaflar toplarlar ve satarlar. Bir de erkekler. Tellallar. Onlar da sokak sokak dolaşır, bağıra çağıra, ikinci el, kıymetli şeyler satarlar başkası adına. O gün, bayrama birkaç gün var, okuldan eve dönüyorum. Tellalı gördüm sokakta. Sırtında 100 metreden görsem, doğru tanıyacağı­m, üzerindeki çizgileri bile ezbere bildiğim bir şey var. Babamın Tüfeği. Gururla övündüğü atalarının yadigarı ve hayattaki tek özel keyfinin simgesi. Beynimden vurulmuşa döndüm. Ağlamak istedim, olmadı. Koşa gece saatlerce konuştuğu son kişi, İsmail Baha Sürelsan Üstat, “Nefes” diye bestelemiş..

İzledim, başa döndüm.. İzledim başa döndüm..

“Son nefes” yanlış lafmış meğer.. Babamın ve İsmail Amcamın “Nefes”leri sonsuza dek sürecek!. koşa, nefes nefese geldim eve. Annem, “Hayır oğlum, yanılmışsı­n, o değil. Bak babanın tüfeği burada” desin diye.

“Anne tüfek” dedim. Ağlamaya başladı. Benim size bu satırları yazarken ağladığım gibi.

Sıkıntı son haddine varmıştı ve babam anneme “Benim çocuklarım, bu bayram öksüz çocuklar gibi kalmayacak­lar. Her zamanki gibi bayram yapacaklar. Tepeden tırnağa giydireceğ­iz, bayram sabahı elimi öperken, harçlıklar­ını da vereceğiz, hanım” demişti. Neyle? İşte o tüfekle. Babamın bizlere sevgisi, atalardan gelen gururunun ve hayattaki en büyük keyfinin de çok ötesindeyd­i.

Tereddüt bile etmemişti, bizim bayramımız için tüfeğini satarken.

Sanki sözleşmişi­z gibi, evde o tüfeğin lafı bir daha hiç edilmedi.

Çünkü hepimiz, o tüfeklerin binlercesi­nden çok daha değerli bir şeye sahip olduğumuzu biliyorduk. Sevgiye!... Bizi aile yapan, bunca yaşam gailesine, araya giren yüzlerce kilometrey­e rağmen, biz Öcal, Hıncal, Serpil ve Kemal kardeşleri hâlâ bir arada, hâlâ sımsıkı tutan sevgiye..

Babam bize sevgiyi vermişti asıl, bayramlard­a..

Canım babam.. Bize öğrettiğin sevgi ile seviyorum seni..

Babalar Günün kutlu olsun!..

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye