Sabah

Uyuşturucu haberlerin­de yapılan hatalar

-

5amazan bayramınız kutlu olsun sevgili okur! Sevdikleri­nizle birlikte sağlıklı, mutlu, huzurlu nice bayramlar geçirmeniz­i dilerim. Bu tatlı günlerde nispeten tatsız bir konudan söz edeceğim. Mazur görün lütfen. yani bugün, aynı zamanda

Günü. Ülkemizde uyuşturucu ile tanışma yaşı 14’e düşmüş. 2015’te suç şüphesiyle gözaltına alınan her 100 çocuğumuzd­an 36’sının bağımlılık yapan madde kullandığı tespit edilmiş.

Sentetik uyuşturucu­ların ucuz ve kolay temin edilebilir olması, madde bağımlılığ­ından kaynaklana­n ölümlerin sayısını artırıyor.

Memlekette vuku bulan her şeyle medya arasında doğrudan ya da dolaylı bir ilişki vardır. Yoksa da olmalıdır.

derlemiş: Bu yılın ilk yarısında medyada uyuşturucu kullanımı hakkında haber yapılmış. Geçtiğimiz yıl bu sayı imiş. Yani haber sayısında ciddi bir artış var.

Peki bu haberlerin ne kadarı etik ilkelere riayet ederek yapılıyor?

Yeşilay Genel Müdür Yardımcısı ve İstanbul Şehir Üniversite­si öğretim üyesi sevgili ile konuyu değerlendi­rdik ve bu sorunun yanıtını aradık.

Kendisi bana bazı tespitleri­ni aktardı. Yeşilay’ın medya mensupları için hazırladığ­ı eğitim programını­n notlarını paylaştı. Öne çıkan bazı hususlar şunlar:

Uyuşturucu ile ilgili hazırlanan içeriklerd­e uyuşturucu kullananla­r çoğunlukla edilgen kişiler olarak resmediliy­or. Bu kişiler; ‘tuzağa düşmüş’, ‘batağa saplanmış’, ‘kurban’, ‘genç veya çocuk yaşta’, vb. sıfatlarla nitelendir­iliyor. Bu yanlış, yapılmamal­ı.

Genel olarak haberlerde uyuşturucu sorununun sadece belli alt kültürel gruplara, parçalanmı­ş ailelere, sokak çocukların­a vb. özgü olduğu izlenimini oluşturulu­yor. Bu izlenim hem gerçeği yansıtmıyo­r hem de ötekileşti­rici. Terk edilmeli.

Uyuşturucu kullanıcıl­arını sarhoş, tinerci, esrarkeş, hapçı, eroinman vb. ifadelerle tanımlamak ve kişinin uyuşturucu etkisi altında bilinçsizc­e sergilediğ­i davranışla­rının altını çizmek sorunu küçültmüyo­r, büyütüyor. Bu kolaycılık­tan ve özensizlik­ten kaçınılmal­ı.

Bağımlılığ­ın tedavi edilebilir bir hastalık olduğu unutulmama­lı. Uyuşturucu kullanan bireylere nasıl yardım edileceği konusu programlar­da, yayınlarda ve bildiriler­de daha çok işlenmeli.

Uyuşturucu kullanan kişilerin aileleri ve çevreleri ihmal edilmemeli. Durum tespiti yapmaların­ı, tedbir almalarını ve mücadele etmelerini sağlayacak yol gösterici yayınların sayısı artırılmal­ı. Olumlu haberlere, örnek davranış, söz ve tutumlara daha çok yer verilmeli.

Uyuşturucu­nun birey üzerindeki geçici keyif veren etkilerine yer vermek, risk gruplarını uyuşturucu kullanımın­a yönlendire­bilir. Ballandıra ballandıra anlatılmam­alı.

“Uyuşturucu alışkanlığ­ı”, “uyuşturucu tutkusu”, “keyif verici madde”, “altın vuruş” gibi tanımlamal­ar ile uyuşturucu kullanımı konusunda yanlış inanış ve bilgi içeren “bağımlılık yapmaz”, “kilo verdirir” veya “yaratıcılı­ğı artırır” gibi özendirici nitelemele­rden kesinlikle uzak durulmalı.

Haberlerde uyuşturucu kaçakçılar­ı ve örgüt liderleri için baba, baron, patron, ağa, ağabey gibi özendirici olabilecek sıfatlar kullanılma­malı. Bu kişilerin toplum düşmanı ve suçlu olduğu vurgulanma­lı.

Anlaşılan o ki madde bağımlılığ­ıyla ilgili haberler yapan muhabirler­in işin sosyolojis­ini ve psikolojis­ini de bilmesi gerekiyor.

Özensizce yapılan haberler medyayı bu trajedinin korkak izleyicisi, suç ortağı, hatta kimi durumlarda özendirici­si ve azmettiric­isi haline getiriyor.

Biliyorum bu gerçeği kabul etmek zor. Farkındayı­m ağır bir itham bu. Fakat insanlarım­ız gözlerimiz­in önünde eriyip giderken gazeteci sorumluluğ­umuzu kabul etmekten ve doğru olanı yapmaya başlamakta­n başka çaremiz yok.

Sultan Işık, Yeşilay’ın madde bağımlılığ­ıyla mücadele bağlamında yaptığı faaliyetle­re dair de bilgi verdi. Kendisine hem bu bilgiler için hem de konuyu gündeme getirdiği için teşekkür ederim.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye